Erdoğan: Okuma oranı son 14 yılda 2 katından fazla arttı

Cumhurbaşkanı Erdoğan 39. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı Açılışı'na katıldı. Erdoğan, "Araştırma şirketlerimizin çalışmaları, okuma oranının 14 yılda iki katından fazla arttığını göstermektedir" dedi.

Fotoğraf: DHA
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önde gelen araştırma şirketlerinin yaptıkları çalışmaların, okuma oranının son 14 yılda 2 katından fazla arttığını gösterdiğini savunarak 'bu artışın en çok da gençler arasında yaşanıyor olmasının gelecek adına ümit verdiğin' söyledi.

Erdoğan, Büyük Çamlıca Camii'nin avlusunda düzenlenen 39. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türkiye Diyanet Vakfınca düzenlenen fuarın 39'uncusunun ülkeye, millete, kültür ve sanat hayatına hayırlı olmasını diledi.

Bu yıl Ankara'da Ahmet Hamdi Akseki Camisi, İstanbul'da Fatih Camisi ve Büyük Çamlıca Camisi'nde açılan kitap ve kültür fuarlarını ramazan ayının bereketlerinden olarak gördüğünü dile getiren Erdoğan, "Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan, böyle müstesna bir ay. İçinde Leyle-i Kadr'in olduğu böyle müstesna bir ayın içerisinde maşallah bu kitap fuarlarıyla birlikte bir de Büyük Çamlıca Cami'mizin altında inşallah müzemizi de açıyoruz. Ve bu müzede senede bir, bazen iki kez elimizdeki tüm objeler sergilenecek ve milletimize tamamıyla bu objeler inşallah onların hizmetinde olacak" diye konuştu.

'KÜLTÜREL BİR ÇORAKLIKLA KARŞI KARŞIYA KALDIK'

AA ve DHA'nın haberlerine göre, salgın sebebiyle iki yıldır ara verilen fuarların bu yıl yeniden başlamış olmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülke ve millet olarak beka mücadelesi yürüttüğümüz asırlarda sadece topraklarımızı, sadece kardeşlerimizi geride bırakmakla kalmadık, aynı zamanda kültürel bir çoraklıkla da karşı karşıya kaldık. Uzunca bir süre devam eden Türkiye'nin geri kalmışlığı, sadece insanlarımızın günlük hayatlarındaki yokluklar, yoksulluklar, eksiklerle ilgili değildi. Asıl geri kalmışlığı zihinlerde yaşamıştık. İnsanların kılıklarına, kıyafetlerine, ibadetlerine, konuşmalarına, oturmalarına, kalkmalarına takılıp kalanlar milletimizin aklı selim, zevki selim, kalbi selim gibi bizi biz yapan asıl mirasına sırt dönmüştü. Ülkemizin son 20 yılda gerçekleştirdiği büyük demokrasi ve kalkınma atılımının en güzel, en hayırlı neticelerinden biri, milletimizin diğer alanlarla birlikte okuma, yazma, üretme konusunda da önünü açmış olmasıdır."

Bugün Türkiye'nin kitap üretimi ve sektörün büyüklüğü bakımında 'Uluslararası Yayıncılar Birliği içinde ilk 10'da' yer aldığını söyleyen eden Erdoğan, "Mesela 2000 yılında ISBN numarası verilen kitap sayısı 9 bini bile bulmazken, bu rakam geçtiğimiz yıl 87 binin üzerine çıkmıştır. Önde gelen araştırma şirketlerimizin yaptıkları çalışmalar, okuma oranının son 14 yılda 2 katından fazla arttığını göstermektedir. Bu artışın en çok da gençlerimiz arasında yaşanıyor olması, geleceğimiz adına bize ümit vermektedir" dedi.



'BAK BUNLARI HER ZAMAN BULAMAZSINIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurdele kesiminden hemen önce tören alanından kendisine seslenen bir kişiye, "Ben de sizi Allah için seviyorum" diye yanıt verdi.

Erdoğan, "Bak kitaplarımız hazır, buraları her zaman bulamazsınız. Bütün yayınevlerini dolaşın ve evlerinizi buradaki kitaplarla zenginleştirin." dedikten sonra kurdeleyi keserek fuarın açılışını gerçekleştirdi.

Açılış törenine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe de katıldı.

'İSTANBUL BİZİM EN BÜYÜK MÜZEMİZDİR'

Erdoğan daha sonra, Büyük Çamlıca Camii Külliyesi'nde yer alan Milli Saraylar İslam Medeniyetleri Müzesi'nin açılış törenine katıldı.

Açılış töreninde konuşan Erdoğan, "Her medeniyet kendi ahlak, sanat, felsefe ve din anlayışı çerçevesinde şehre bir anlam, bir kimlik kazandırmıştır. Şehirlerin kimlikleri tarihi, edebi ve kültür sanat birikimleriyle şekillenmiştir. Türkiye birçok medeniyete beşiklik etmiş farklı inanç ve kültürleri potasında eritmiş, tarihin akışında başrol oynamış çok özel bir coğrafyadır. Kadim şehirlerimizin her biri birer açık hava müzesidir. Bu coğrafyanın göz bebeği olan İstanbul ise bizim en büyük müzemizdir. Bütün klasik müzeler sadece maziyi muhafaza ederken İstanbul mazi ile bugünün iç içe geçtiği bir arada hayat sürdüğü bir müze hüviyetindedir. İstanbul'un en taze incisi Büyük Çamlıca Camii de bünyesindeki sanat galerisi, kütüphanesi, konferans salonu, atölyeleri ve müzesiyle coğrafyamızın zenginliğinin nişanesi olarak asırlar boyunca hizmet verecek bir eser olarak medeniyet mirasımıza Allah'a hamdolsun kazandırdık. Bu vesileyle geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz camimizin ve müzemizin inşasında büyük katkıları olan Gürsoy ailesinden Abdurrahman kardeşimizi rahmetle yad ediyorum" dedi.

'SEÇKİN MÜZELERDEN GETİRİLEN 650 ESER SERGİLENİYOR'

Erdoğan şöyle devam etti:

"Yaklaşık üç yıl önce ibadete açtığımız camimiz ve külliyemiz İstanbul'un siluetine değer katan bir eser oldu. Bugün açılışını yapacağımız İslam medeniyetleri müzesi de külliyemizin en önemli bölümlerinden biridir. Müzemizde sergilenecek eserler bu topraklara yepyeni bir çehre kazandıran İslam medeniyetinin bin yıllık birikimini temsil ediyor. Milli Saraylar idaremiz tarafından hazırlanan bu müzenin tematik bölümlerinde İstanbul'daki seçkin müzelerden getirilen 650 eser sergileniyor. Bunlar arasında peygamber efendimizin eşyalarından Kur'an-ı Kerim'in ilk nüshalarına, Türk dokuma sanatının örneklerinden mimari ve dekoratif eşyalara, üstün hat sanatından çini örneklerine kadar her biri diğerinden kıymetli eserler de bulunuyor. İslam Medeniyetleri Müzemizin şehrimize, ülkemize ve kültür sanat dünyamıza hayırlı olmasını diliyorum" 

'YAKIN TARİHİMİZ BU ACI HAKİKATİN HATIRALARIYLA DOLU'

Erdoğan, "Asırlar boyunca tıptan edebiyata, mimariden giyime, astronomiden şehirciliğe her alanda dünyanın öncülüğünü yapan bir medeniyetin mensupları olarak önce kendimizi tanımaya ihtiyacımız var. İslam medeniyetini yok sayarak dünya tarihi yazmanın ve bilimde bugünkü seviyeye nasıl gelindiğini kavramanın imkansızlığı, müzemizde sergilenen eserler sayesinde bir kez daha anlaşılacaktır. Asırlar boyunca farklı inanışların, farklı kültürlerin, farklı yaşama biçimlerinin beşiği olmuş İstanbulumuz bu eseri de gururla taşıyacaktır. Ülkemiz bir dönem maalesef tarihiyle, medeniyetiyle, kültürüyle bağını koparmak için özel gayret sarf eden bir zihniyetin tasallutu altında kaldı. Ecdadın bin bir emekle kurduğu şehirlerimiz binlerce yıllık medeniyet değerlerimiz bilinçli şekilde tahrip edildi. Yakın tarihimiz bu acı hakikatin hatıralarıyla doludur" ifadelerini kullandı.

'MEDENİYETİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ'

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü, "Şimdi sizlerle bunlardan birini paylaşmak istiyorum. Hamdullah Suphi Tanrıöver tek parti hükümetinin maârif vekilliğini yaptığı yıllarda Yugoslavya'nın büyük şairlerinden birini İstanbul'a davet eder. Gayesi şairin İstanbul'un güzelliklerinden ilham alarak yeni şiirler yazmasını sağlamaktır. Aynı zamanda ülkesinin elçisi de olan şair davete icabet eder. Beraber İstanbul'u gezerken Süleymaniye Camii'ne de uğrarlar. Camiden çıktıktan sonra şair bu muhteşem eserin banisi olan Kanuni Sultan Süleyman'ın kabrini ziyaret etmek ister. Bu istek karşısında Hamdullah Suphi'nin rengi değişir. Ne cevap vereceğini bilemez. Misafirini talebinden vazgeçirmeye çalışır. Bu durumda bir gariplik sezen şair ev sahibini açık sözlü olmaya davet edince Hamdullah Suphi çaresiz bir şekilde türbelerin kapalı olduğunu söyler. Sebebini de 'Bir müddet mazimiz ile alakamızı kesmek istedik. Onun için türbelerin kapısına kilit vurduk' diye açıklar. Misafirin tepkisi ibretliktir. Tarihi olmayan milletler ve esatir ve efsaneler uydurarak kendilerini tatmin ediyor. Siz muhteşem bir tarihe sahipken bütün dünyanın saygı duyduğu sultanlarınızın kabirlerini nasıl kapatabiliyorsunuz? Evet, bu yasakçı, yok sayıcı zihniyet kökleri kurutulmuş, geçmişle bağları koparılmış bir millet meydana getirmeye çalışıyorlardı. Merhum Akif ise bu utanılası gayretlerin ne kadar beyhude olduğunu şöyle haykırıyordu. "İki üç balta ayırmaz bizi mazimizden. Ağacın kökü mademki derindir cidden, Dalı kopmuş, ne olur? Gövdesi gitmiş, ne zarar? O, bakarsın, yine üstündeki edvarı yarar, Yükselir, fışkırıp, afak-ı perişanımıza; Yine bir vaha serer kavrulan imanımıza" Türkiye'nin üstüne bir kara bulut gibi çöken dönemi yırtıp atan milletimiz tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle buluştukça yeniden güçlenmiştir. Biz milletimizin işte bu özlemlerini hayata geçirmenin gayreti içindeyiz. Bir yandan yaptığımız yatırımlar ve hayata geçirdiğimiz projelerle ülkemizi kalkındırırken diğer yandan da medeniyetimize sahip çıkıyoruz"

Konuşmanın ardından kurdele kesimi yapıldı. Erdoğan daha sonra müzeden ayrıldı. (HABER MERKEZİ)