Emin Alper, 'Kurak Günler'i anlattı: Filme sansür uygulamadık

"Kurak Günler" filminin gösteriminden önce konuşan yönetmen Emin Alper, "Dostlarımızı bir şenlik havasında tutuldukları yerlerden çıkarıp, layık oldukları yerlere oturtacağız" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Dünya prömiyerini Cannes Film Festivali'nin Belirli Bir Bakış bölümünde yapan Emin Alper imzalı "Kurak Günler" (Burning Days), Türkiye'deki ilk gösterimi kapsamında 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde izleyicilerle buluştu. Film, salonda izleyici tarafından dakikalarca alkışlandı. 

Film gösteriminin öncesinde konuşan yönetmen Emin Alper, Çok meşakkatli bir sürecin sonunda burada, Antalya'da sizinle olmak çok mutluluk verici. Hepimizin bildiği gibi bu mutluluğumuzu gölgeleyen bir şey var. Yardımcı yapımcımız Çiğdem Mater şu an aramızda değil. Dolayısıyla mutluluğumuz buruk ama hepimizin inancı tam, bu karanlık, kötü günler geçecek. Dostlarımızı bir şenlik havasında tutuldukları yerlerden çıkarıp, layık oldukları yerlere oturtacağız" ifadelerini kullandı. 

'MADIMAK'IN ETKİLEMEDİĞİ BİR İNSAN OLAMAZ'

Filmin sonrasında da izleyicilerin sorularını yanıtlayan Alper, "Kurak Günler'in sahneleri çekilirken Madımak Katliamı'ndan etkilenip etkilenilmediği sorusuna, "Bizim jenerasyonda ve daha üst jenerasyonumuzda Madımak'ın etkilemediği bir insan olamaz herhalde. Üniversitenin ilk yılındaydım o zamanlar ve kahrolmuştum. Hafızamızda, bilincimizde, bilinçaltımızda çok derin yaralar bırakmış bir olay Madımak" diye yanıt verdi. 

'FİLMİ ÇOK HIZLI ÇEKMEK ZORUNDA KALDIK'

En çok zorlandığı filminin "Kurak Günler" olduğunu belirten Alper şöyle konuştu:

"Finansman aşaması ayrı zordu, malum biliyorsunuz bütün politik baskıların üzerine bir de enflasyon belası geldi. Bir yerden çıkardığımız paralar 6 ay içerisinde pula döndü. Finansman açısından zorlanınca her şey etkileniyor tabii. Süre kısalıyor, az bir sürede çekmek zorunda kalıyorsunuz filmi.

Kayseri'nin Yeşilhisar kasabasında çektik filmi, yerel halk inanılmaz yardımcıydı. Ancak coğrafya zordu. Taşrada film çekmenin çok büyük zorlukları var, mesela figüran bulmakta çok zorlanıyorsunuz, her gün bir, bir buçuk saat yolculuk yapıyorsunuz. Süre sıkışıklığı olunca bazı günleri nasıl çektiğimi, ne çektiğimi bilmiyorum. Çok hızlı çekmek zorunda kaldık."

.

'SENARYO ŞEKİLLENDİKTEN SONRA SANSÜR UYGULAMADIK'

Sansür konusuna da değinen Emin Alper, "Senaryoda neyse öyle çektik, zaten senaryonun gereği buydu. Senaryo, savcının kendini keşfetme hikâyesiydi, dolayısıyla savcının bu eğilimi var mı, yok mu kendisiyle bir hesaplaşma içerisinde. Bu böyle yazıldı ve çekildi. Daha cesur çekilebilir miydi? Çekemezdik. Bizim sansür mekanizmamız çok daha önce, senaryo için masaya oturduğumuzda başlıyor. Sadece bu meseleyle ilgili değil, her türlü meselede. Maddi anlamda da öyle. Ama senaryo şekillendikten sonra sansür mekanizması uygulamadık" diye konuştu.

'ÇİĞDEM MATER, OSMAN KAVALA GİBİ MASUM İNSANLARA YAPILAN ŞİDDETİN İZ BIRAKMAMASI KAÇINILMAZ'

Alper sözlerine şöyle devam etti:

"Maalesef şiddetle çok hemhal olmuş bir toplumda yaşıyoruz. Madımak'ı yaşamış, pek çok başka trajediyi yaşamış bir toplumun çocuğuyuz. Bütün bu şiddet deneyiminde masumlara yönelik şiddetler bizi inanılmaz sarsıyor, üzüyor. Filmin başında söylediğim gibi Çiğdem Mater, Osman Kavala gibi yüzlerce, binlerce masum insana yapılan gözümüzün önündeki şiddetin bizim üzerimizde iz bırakmaması ve bunun bir şekilde önümüze tekrar çıkmaması kaçınılmaz."

25 KASIM'DA VİZYONA GİRECEK

Başrollerinde Selahattin Paşalı ve Ekin Koç'un yer aldığı film, bir süredir kuraklık sorunuyla boğuşan ve su sıkıntısı çeken Yanıklar kasabasına yeni atanan genç savcı Emre ile belediye başkanı Selim, yerel gazeteci Murat ve kasabanın eşrafı arasında yaşanan çekişmeleri konu alıyor. Ay Yapım ile Liman Film’in yapımcısı olduğu "Kurak Günler", 25 Kasım’da vizyona girecek.