Ekonomi Dünyası: Şu son 3 yılda başımıza gelmeyen kalmadı

Salgın hastalık, ölümler... Şimdi de Ortadoğu'da savaş. İsrail-Suudi Arabistan yumuşamasının ve iki petrol devinin BRICS üyesi olmasının hemen ertesinde Ortadoğu’nun ateşe bulanması bir hayli ilginç…

Google Haberlere Abone ol

Nasıl bir dünyaya düştük biz?

Şimdi de Ortadoğu’da savaş patladı ve en önemlisi 750 masum çocuk öldü, iki binin üzerinde yaralı çocuk var.

Bundan üç yıl önceyi düşünün…

Ne Covid vardı, ne de milyonlarca insanın salgın hastalıktan öldüğüne şahit olduk. Maskeyle dolaşmak aklımızın ucundan geçmezdi. Evlere kapanmalar, bilimkurgu filmi gibi bomboş meydanlar, caddeler…

Gündemimizde Üçüncü Dünya Savaşı böylesine endişe verici biçimde yoktu.

SAVAŞ ENDÜSTRİSİ GAZA BASTI, DURGUNLUK BAŞLADI, GELİR UÇURUMU ARTTI

Ukrayna savaşı patladı, savaş endüstrisi acımasızca gaza bastı. Ukrayna’ya milyarlarca dolarlık askeri destek yapıldı. Rusya’ya yaptırımlar uygulandı.

ABD, küresel hegemonyasına rakip gördüğü Çin’i en büyük tehdit ilan etti. Ticari engeller, yaptırımlar uyguladı. Dünyada kutuplaşma tırmanışa geçti. Batı dışındaki dünyanın en büyük ekonomileri genişleyen BRICS’te bir araya geldi.

Küresel ekonomi fren yaptı, Avrupa’nın motoru Almanya durgunluğa girdi. Küresel güç Çin yavaşladı.

Tüketim mallarında, gıdada, yarıiletkenlerde arz sıkıntısı başladı, raflar boşaldı. Oysa bolluk vardı, öncesinde… Çin dünyayı mala boğuyordu.

Enflasyon belası baş gösterdi. Tüketiciler artan fiyatlarla baş başa kaldı. Emekçilerin ücretleri eridi, zenginler daha zenginleşti, gelir uçurumu olmadığı kadar büyüdü. Teknoloji devleri, finans şirketleri, bankalar inanılmaz kârlar elde etti.

KÜRESEL EKONOMİDEN GELECEK YIL DA HAYIR YOK

Ortadoğu’daki vahşi savaşın gölgesinde geçen hafta Fas’ta yapılan Uluslararası Para Fonu (IMF)-Dünya Bankası sonbahar toplantılarında parlak bir tablo çizilmedi.

IMF, Ortadoğu’daki savaş öncesinde hazırlanan Dünya Ekonomisinin Görünümü Ekim 2023 raporunda, geçen yıl yüzde 3.5 olan küresel ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 3'e ve gelecek yıl 2.9'a düşeceğini öngörüyor. Gelişmiş ülkelerin ise bu yıl yüzde 1.5, gelecek yıl yüzde 1.4 büyümesi öngörülüyor. Fon tahminlerini bir öncekine göre 0.1 puan azalttı.

2000-2019 arası, bu büyük dertler dünyanın başında yokken küresel ekonomi yıllık ortalama yüzde 3.8 büyümüştü.

Enflasyonda da tatmin edici bir düşüş beklenmiyor. Bu yıl yüzde 6.9 olan küresel enflasyonun gelecek yıl yüzde 5.8 olması bekleniyor.

ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 2.1, 2024'te yüzde 1.5 büyümesi, Almanya'nın bu yıl yüzde 0.6 küçülmesi, gelecek yıl ise sadece yüzde 0.9 büyümesi, Çin'in ise bu yıl yüzde 5'in ardından 2024'te yüzde 4.2'ye gerilemesi bekleniyor. Türkiye için ise bu yıl yüzde 4, gelecek yıl yüzde 3 büyüme öngörüyor.

Toplantılarda artan küresel borç stokunun yarattığı tehdide dikkat çekildi. ABD'nin kamu borcu 33.55 trilyon dolarla yeni bir rekor seviyeye çıktı.

SAVAŞLAR EKONOMİK NEDENLERLE ÇIKIYOR, AÇGÖZLÜLÜK VE İHTİRAS…

Ve şimdi de Ortadoğu’da çok vahşi bir savaş başladı. Çocuklar ölüyor, siviller katlediliyor. Masum insanların yaşadığı apartmanlar, okullar, hastaneler bombalanıyor. Savaş daha da büyüyebilir, İran ve Lübnan işin içine girebilir, yangın bütün Ortadoğu’yu sarabilir. Körfez bölgesinden petrol arzı sekteye uğrayabilir

Antik çağdan beri dünyadaki savaşların başlıca nedeni insanoğlunun bitmez bilmez açgözlülüğü, kaynak paylaşımı ve ekonomik sebeplerdir. Günümüzde ABD'nin küresel güç olarak pozisyonunu Çin'e kaptırmaya başlaması dünyada artan gerilimin, kutuplaşmanın tek nedenidir.

MÖ 460-400 yılları arasında yaşamış olan ve Atina ile Sparta arasındaki 30 yıl süren ve MÖ 404 yılında sona eren ünlü Peloponez Savaşı'nı yazan antik Yunan tarihçisi ve Atinalı General Tukididis, savaşların nedeninin "açgözlülük ve ihtirastan doğan bir güç hırsı" olduğunu söyler.

ÖNEMLİ GELİŞMELERİN HEMEN ERTESİNDE ORTADOĞU’NUN ATEŞE BULANMASI BİR HAYLİ İLGİNÇ

Halen temsili savaşlar yaşanıyor, büyük güçler birbirine saldırmıyor, uzaktan savaş halindeler. Ukrayna’da NATO; Rusya’yla, Ortadoğu’da İsrail ve ABD; İran ve Arap dünyasıyla savaşıyor. ABD, Çin’e Tayvan üzerinden salvo yapıyor.

İsrail-Filistin savaşının, İsrail ile Suudi Arabistan ilişkilerinin normalleşme sürecinin ve BRICS’e altı yeni üyenin katılması ile bunlar arasında büyük petrol üreticileri Suudi Arabistan ve İran’ın yer almasının hemen ertesinde başlaması da bir hayli ilginç…

ŞİMDİLİK KÜRESEL EKONOMİYİ ETKİLEMESİ BEKLENMİYOR ANCAK YAYILIRSA, STAGFLASYON GÜNDEMDE

Ortadoğu karışınca borsalarda düşüşler bekleniyordu. Hiç öyle olmadı. Ancak petrol ve altın fiyatlarında artışlar oldu.

Ünlü ekonomist Prof. Dr. Nouriel Roubini, piyasaların İsrail-Hamas savaşının daha geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşme riskini tam olarak fiyatlandırmadıklarını, halen İsrail'in Gazze'yi işgal ettiği ve çatışmanın kontrol altında tutulduğu bir temel senaryonun fiyatlandığını ve bu yüzden petrol fiyatlarının çok fazla yükselmediğini ifade etti.

Ortadoğu'daki gerilimin küresel ekonomiyi etkileyeceği yönündeki endişeler şimdilik büyük ölçüde göz ardı ediliyor. ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, olayların küresel ekonomik görünüm açısından "çok önemli" bir sonuç doğuracağını düşünmüyor. Yellen, "İsrail'deki krizin potansiyel ekonomik etkilerini izlerken, bunun küresel ekonomik görünümün ana itici gücü olduğunu düşünmüyorum" dedi.

Ancak, özellikle İran ve Lübnan’ın savaşa dahil olması durumunda, özellikle petrol arzında başlayacak sıkıntılarla beraber, enerji fiyatlarındaki artış enflasyonist baskıyı artıracaktır. Savaş nedeniyle küresel mal ve hizmet talebinin azalması da mevcut durgunluğun vites büyütmesine ve böylece enflasyon ile durgunluğun birlikte yaşandığı stagflasyonist dönemin yaşanmasına neden olacaktır

PİYASALARDA DURUM; PETROL VE ALTIN YÜKSELDİ, DAHA DA YÜKSELEBİLİR

Wall Street’te Dow Jones endeksi savaşa rağmen yükseldi. Endeks geçen haftayı yüzde 0.8 artışla kapattı. Amerikan bankaları üçüncü çeyrekte yüksek kârlar açıkladı. En büyük ABD bankası JP Morgan’ın kârı üçüncü çeyrekte yüzde 35 sıçrama gösterdi. Endeksler de yükseldi. Finans kapital durursa düşeceğini biliyor, ne olursa olsun hep yukarı, bakalım nereye kadar?

Almanya’nın DAX endeksi haftayı küçük bir düşüşle kapatırken, İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1.4 yükselişle haftayı tamamladı.

Yükseliş tabii ki petrolde oldu. Fiyatlar yeniden 90 dolar seviyesinin üzerine çıktı. Brent petrolün varili önceki hafta 84.6 dolardan kapanmışken, geçen Cuma yüzde 7.5 yükselişle haftayı 90.9 dolardan bitirdi. Batı Teksas petrolünün varili de yüzde 5.9 artışla haftayı 87.69 dolardan kapattı.

İsrail'in Gazze'de kara harekatına başlamasıyla savaşın Ortadoğu'ya yayılma ihtimali fiyatların özellikle Cuma günü yüzde 5.7 yükselmesine neden oldu. Piyasada, çevredeki büyük üretici ülkelerden tedarik sıkıntısının artacağına dair kaygılar büyüyor.

PETROLDE 100 DOLAR ARTIK İYİCE YAKINLAŞTI

İran Petrol Bakanı Cevad Ovci, bölgedeki durum nedeniyle petrolün varilinin 100 dolara çıkmasının beklendiğini söyledi.

Son zamanlarda petrol üretimi artan İran'a ABD'den fiyatlarda ciddi artışlara neden olabilecek yeni yaptırımlar gelebilir.

İran'ın üretimi günlük 3.2 milyon varile çıkmıştı. Yaptırımlardan önce 3.8 milyon varildi ve yaptırımlarla 2 milyon varilin altına inmişti.

Brent petrolün fiyatı, İsrail-Suudi Arabistan yakınlaşmasıyla, Washington ile yapılacak bir anlaşma çerçevesinde Riyad'ın petrol arzını artıracağı beklentisiyle 5 Ekim'de 84 dolara kadar düşmüştü.

Petrol fiyatlarının yükselmesi, önümüzdeki kış aylarında doğal gazın, elektriğin, benzinin; sözün özü enerji maliyetlerinin artması demek.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), perşembe günkü Ekim ayı raporunda, "Dünyanın deniz yoluyla yapılan petrol ticaretinin üçte birinden fazlasını oluşturan bir bölge olan Orta Doğu'da jeopolitik riskteki keskin artış, piyasaları gergin hale getiriyor" dedi.

ALTIN YENİDEN 2.000 DOLAR SINIRINA DAYANDI

Altın fiyatları ise "riskten kaçan yatırımcının güvenli limana koşması" ilkesiyle hızlı yükseldi. Önceki hafta kapanışta 1.845.20 dolar olan altının onsu yüzde 5.2 yükselişle haftayı 1.941,50 dolardan kapattı. Gümüşün onsu da geçen hafta yüzde 5.4 yükselerek 22.89 dolara çıktı.

Fiyatlar özellikle Cuma günü hızlı yükseldi, altında yüzde 3.1, gümüşte yüzde 4.3 artış oldu. Altın fiyatlarının daha fazla yükselmesine ABD Doları’nın güçlü konumu mani oluyor.

Altının onsu, ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz politikasına ilişkin mesajlar nedeniyle 5 Ekim'de 1.831,80 dolara kadar düşmüştü.

Altın fiyatları son bir yıl içinde birkaç kez 1.950-2000 dolar seviyesini test etse de, 2.000 doların üzerine çıkmayı başaramadı ve buralardan geri döndü.

DEV İNŞAAT ŞİRKETİNİN İFLASI ÇİN FİNANSAL SİSTEMİNİ SALLAYABİLİR

Çin ekonomisinden hafif de olsa olumlu sinyaller geliyor. Eylül ayında ticaret fazlası (77.7 milyar dolar) beklentilerin üzerinde çıktı, ihracattaki düşüş de yine beklentilerden azdı.

Ancak, iki-üç hafta içinde Çin ekonomisini çok daha derinden etkileyecek bir gelişme gündemde... 30 Ekim'de Hong Kong'ta Çinli emlak devi Evergrande'nin iflasını amaçlayan dava başlayacak. Bunun emlak piyasasının geri kalanı ve Çin finansal sistemi için ve hatta küresel olarak büyük etkileri olabilir.

Evergrande, iki yıl önce tahvil ödemelerini yapamadığı için büyük sorunlarla karşı karşıya kalmıştı. Çin Menkul Kıymetler Düzenleme Komisyonu (CSRC), Evergrande'nin menkul kıymet ihraç etme başvurusunu reddetti.

300 milyar dolar borcu olan şirketin yeniden yapılandırılması gündemde ancak burada da sorunlar var. Eğer, önerilen yeniden yapılandırma gerçekleşmezse, bunun geniş kapsamlı sonuçları olacak. Çünkü Çin emlak şirketlerinin özellikle dış ülkelerdeki yatırımlarının yeniden yapılandırılmasını imkansız hale gelecek.

Evergrande için yeniden yapılanma anlaşmasının tehlikede olmasının "Dünyanın en borçlu emlak şirketinin iflasına büyük bir adım anlamına geldiği ve son derece zor durumdaki emlak sektöründe domino benzeri bir çöküş dalgasını tetikleyebileceği" vurgulanıyor.

ÇİN UCUZ PETROLDEN 10 MİLYAR DOLAR TASARRUF ETTİ

Diğer yandan Çin'in yaptırımlı ülkelerden petrol ithal ederek, bu yılbaşından beri yaklaşık 10 milyar dolar tasarruf etmiş olabileceği belirtiliyor.

2023'ün ilk dokuz ayında Venezuela, İran ve Rusya gibi yaptırım altındaki ülkelerden yapılan ithalat, Çin'in toplam ham petrol alımlarının yüzde 25'ini oluşturuyor. Özellikle Rusya'nın indirimli petrolü bu yıl Çin ve Hindistan tarafından alındı. Rusya, bu ülkelere en büyük petrol satışı sıralamasında Suudi Arabistan'ı geride bıraktı.