Ekolojik yaklaşımınızı masa başında, oyunla test edin: Marmara Oyunu

Adaları ve Boğazları ile Marmara Kültürleri Ağı'nın çağrısıyla tasarlanan "Marmara" kutu oyunu, oyuncuları masaya yatırıyor ve sorunlara sebep olan doğa anlayışıyla karşı karşıya gelmelerini sağlıyor.

Google Haberlere Abone ol

Adil Çamur

İZMİR- Marmara Denizi’nin çevresinde, farklı yerleşimlerde faaliyetlerini sürdüren yedi sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Adaları ve Boğazları ile Marmara Kültürleri Ağı'nın çağrısına yanıt veren Aslı Uludağ ve Kerem Ozan Bayraktar, “Marmara” kutu oyununu tasarladı. 14 Kasım Pazartesi günü Karaköy Postane'de yapılacak oyunun tanıtım etkinliğinde, Aslı Uludağ ve Kerem Ozan Bayraktar oyunun ortaya çıkış sürecini anlatacak. Sunumun ardından ise katılımcılarla birlikte oyun ilk defa oynanacak.

Çalışmalarında, hukuk, tekno-bilim ve yapılı çevre aracılığıyla örülen insan ve çevre ilişkilerini ve bu ilişkiler üzerinden uygulanan şiddeti irdeleyen Aslı Uludağ, üretimlerini bu ilişkileri görünür kılan performatif ve etkileşimli yerleştirme, atölye ve anlatılardan oluşturuyor. Birçok sergiye katılan Uludağ, Londra Ünversitesi’nde Araştırma Mimarisi programında doktora araştırmasını sürdürüyor. Kerem Ozan Bayraktar ise nesnelerin etki alanlarına, bireyselleşme süreçlerine ve dönüşümlerine yoğunlaşan çalışmalar gerçekleştiriyor. Son dönemde sokak bitkileri, istilacı gemiler, jeneratif imgeler, oyuncak robotlar gibi farklı ölçek ve niteliklerdeki nesnelerle yerleştirmeler ve araştırmalar üreten Bayraktar, aynı zamanda Marmara Üniversitesi’nde öğretim üyesi.

Marmara Oyunu’nun yaratıcıları Aslı Uludağ ve Kerem Ozan Bayraktar ile oyun fikrinin nasıl oluştuğunu, tasarımın nasıl yapıldığını ve oyunun nasıl oynandığını konuştuk.

'İŞBİRLİKÇİ BİR KUTU OYUNU'

Marmara oyunu nedir? Tam olarak nasıl oynanıyor?

Kerem Ozan Bayraktar: “Marmara” dört oyuncunun haritaya karşı oynadığı işbirlikçi bir kutu oyunu. Oyunda yunus, gemi kurdu, karides ve balıkçıl gibi birbirinden oldukça farklı canlıları temsil ederek bir harita üzerinde hareket edip, madde değiş tokuşu yaparak, denizdeki belirli yaşam alanlarını stabil hale getirmeye çalışıyorsunuz. Oyunun haritası kartlardan oluşuyor. Bu kartlarda Marmara Denizi’nin farklı ekolojik değerlerini ve kirletici unsurlarını ifade eden görseller ve hangi karakterin o alana girip giremeyeceğini belirten minik renkli semboller yer alıyor. Oyunda bir de eylem kartları dediğimiz haritayı değiştiren, kartları ters yüz edip oyuncular için denizi daha yaşanmaz hale getiren kartlar bulunuyor. Oyunun amacı haritada sıkışmadan, işbirliği yaparak bazı bölgeleri kilitleyerek yaşam alanlarını kalıcı kılmak. Rastlantı faktörü büyük bir rol oynuyor, harita hızlı bir şekilde başkalaşıyor. Oyunu kazanmak için her karakterin hem kendi yaşam alanlarını koruması hem de diğer canlılarla birlikte iyi bir strateji yürütmesi gerekiyor.

'MARMARA DENİZİ’NE DAİR BİR OYUN'

Neden masa oyunu tasarladınız?

Aslı Uludağ: Marmara Denizi ile ilgili araştırma yapmak için Marmara Kültürleri Ağı bünyesinde Marmara Adası’na gittik. Adanın köylerinde farklı kesimlerden insanlarla konuştuk. Bu sırada özellikle kadınların kahvelerde okey oynayarak uzun zaman geçirdiğini gördük. Hatta bazıları biraz da sıkılarak adada yapacak pek bir şey olmadığından yakındılar. Kahvede oyunun insanları organik bir biçimde bir araya getirmesi ve sohbete ortam hazırlaması dikkatimizi çekti. Oyun fikri bu şekilde doğdu. İlk başlarda okey formatı üzerinden ilerleyip sadece Marmara Adası’na yönelik kuralları çok daha basit oyunlar tasarladık. Zamanla tüm Marmara Denizi’ne dair olması fikri ağır bastı.

'YAKIN ÇEVREMİZLE DEFALARCA OYNAYIP GERİ BİLDİRİMLERİNE GÖRE GELİŞTİRDİK'

Oyun tasarımı hazırlık süreci nasıl geçti?

Kerem Ozan Bayraktar: Uzun bir süre içerik ile ilgili beyin jimnastikleri yaptık. Çeşitli demo oyunlar tasarlayıp oynadık. Sonrasında oyunun kurallarını tasarlamak amaçlı masaüstü oyun alanına yönelik araştırmalar yaptık. Birçok oyunu inceledik. Yaygın oyun mekanizmalarının nasıl çalıştığını kavramaya çalıştık. Tasarım süreci aylarca sürdü. Görselleri yapay zekâ programı ile tasarlamak işimizi bir miktar kolaylaştırdı. Bir yandan da Marmara Denizi’nde yaşayan canlı ve cansız aktörleri inceledik. Sonuçta bir oyun olduğundan büyük bir soyutlama yapmak gerekiyor. Denizi oyunla eşlemek mümkün değil. Orada hem oynanabilirliği hem de içeriği bir dengede tutmak gerekiyor. Bu sorunsala oldukça kafa yorduk. Oyunu tamamlamaya yakın çevremizdeki dostlarımız ve ailelerimizle defalarca oynayıp geri bildirimlerine göre geliştirdik ve şu anki halini aldı.

'OYUNDA MARMARA DENİZİ'NİN SORUNLARI DA YER ALIYOR'

Marmara Kültürleri Ağı, Marmara Denizi’nin karşı karşıya olduğu ekolojik ve kültürel krizi sivil toplum kuruluşlarını, bilim insanlarını, yazarları ve sanatçıları bir araya getirerek kamuoyunun gündemine getirmeyi, bu konuda farkındalık yaratmayı ve bu sayede çözüm önerilerini çoğaltmayı amaçlıyor. Marmara oyunu da bu çerçevede, Marmara Kültürleri Ağı’nın sizi davet etmesiyle oluştu. Peki siz kendinizi, geliştirdiğiniz bu oyunla bu genel projenin neresinde konumlandırıyorsunuz?

Kerem Ozan Bayraktar: Oyunda Marmara Denizi’nin son zamanlarda, özellikle müsilajla beraber gündeme gelen bazı sorunları yer alıyor. Bu sebeple oyunun bu sorunları kamuoyunun gündemine getirdiği veya gündeminde tuttuğu söylenebilir. Bununla beraber oyunda Marmara Denizi’nin çeşitli mekanlarına ve aktörlerine de yer verdik. Bu sayede oyunun Marmara Denizi’nin gündelik deneyimimizin dışında kalan alanlarına dair hatırlatıcı bir rol oynadığını da söyleyebiliriz. Fakat gündeme getirme, farkındalık yaratma ve bellek veya hafızaya dair müdahale ve görevler sanatta başka yöntem ve biçimlerle sağlanabiliyor. Bizim birkaç senedir beraber sürdürdüğümüz projelerdeki ortak ilgi alanımız bu değil. Örneğin bu projede oyunlaştırma başka bir şey yapıyor.

Aslı Uludağ: Marmara oyunu dediğimizde bu projenin Marmara Denizi’ni kontrollü oyun (laboratuvar) ortamında basitleştirilip modelleyerek Marmara Denizi’nin sorunlarına dair farklı çözümler üretmeyi amaçladığı düşünülebilir. Fakat oyun aslında oyuncuları masaya yatırıyor. Oyuncuların bu denizle olan ilişkileriyle; günümüzde karşılaştığımız sorunlara sebep olan doğa anlayışının kendilerindeki belirtileriyle; yerleşmiş insan/benmerkezci yaklaşım ve karar mekanizmalarıyla karşı karşıya gelmelerini sağlıyor. Bunu da sadece mantık üzerinden yapmıyor. Oyun oyuncularda duygusal etkiler bırakıyor. Biz bunu pek planlamadık aslında. Oyunu kurgulayıp ilk oynadığımızda çok hızlı ve sert bir şekilde yenildik. İkimiz de donup kaldık, bir daha oynamadan bir ara vermemiz gerekti. O zaman farkına vardık ne kadar etkili olduğunun. Bu hem oyunun, yani oyunlaştırmanın bir etkisi ama aynı zamanda oyunun bildiğimiz, içinde/yanında/üzerinde yaşadığımız gerçek bir yeri ele almasından da kaynaklanıyor. Hem burası daha çok yeni, hissedilebilir, gözlemlenebilir, herkesi dehşete düşüren bir kirlilik olayı ile gündeme gelmiş bir yer. Birçok oyunda olduğu gibi farazi ya da tarihsel olarak uzak bir yerden bahsetmiyoruz. Boş bir arazide oynamıyoruz. Marmara oyununu Marmara’da oynuyoruz. Burada hafızaya dokunuyoruz fakat orada kalmıyor. Oyunun tekrarlanabilirliği üzerinden oyuncular karmaşık bir ekosistem ile farklı şekillerde ilişkilenmeyi deniyorlar. Oyunu kazanmak için beraber hareket etmek gerekiyor, haritanın o andaki durumunda en zor barınan, en zayıf karakterin ihtiyaçlarını ön plana almak gerekiyor, sonuç odaklı düz bir rota yerine mekânın tepkiselliği ve değişkenliğine duyarlı bir şekilde, ona karşılık vererek ilerlemek gerekiyor... Her farklı karakter kombinasyonu ve harita diziliminde (ki bunun yüzlerce farklı varyasyonu var) oyun ekolojik hareket etme ve karar verme şekilleriyle ilgili farklı unsurlar ortaya koyuyor. Oyun bunları deneylemeye alan açıyor. Kişilere ekolojik ilişkilenmeyi, düşünmeyi ve davranmayı öğretiyor.

'ADALARI VE BOĞAZLARI İLE MARMARA KÜLTÜRLERİ' AĞI NEDİR?

Marmara Denizi’nin çevresinde, farklı yerleşimlerde faaliyetlerini sürdüren yedi sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Adaları ve Boğazları ile Marmara Kültürleri Ağı, Culture Civic’in Kentler Arası Ağ Geliştirme hibe programıyla projeye dönüştü. Nisan 2022’de çalışmalarına başlayan Marmara Kültürleri Ağı, Burgazada’da, Marmara Adası Çınarlı Mahallesi’nde ve Çanakkale’de Mavi Masa toplantıları düzenledi. Çevrimiçi Marmara Buluşmaları gerçekleştirdi. Marmara Kültürleri Ağı, Marmara Denizi’nin biyolojik çeşitliliğinin deniz çevresindeki kültürel çeşitliliğin de kaynağı olduğu bilinci ile sivil toplum kuruluşlarını, uzmanları, bilim insanlarını ve sanatçıları bir araya getirerek Marmara kültürlerine dikkat çekmeyi amaçlıyor.