Eğitim Sen Diyarbakır: Uzaktan eğitim yeni mağduriyetler yaratacak

Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi, MEB’in 81 ilde okulları erteleme ve YÖK’ün üniversitelerde bahar dönemi boyunca uzaktan eğitime geçme kararının gözden geçirilmesini istedi.

Google Haberlere Abone ol

Şirin Bayık

DİYARBAKIR - Maraş merkezli depremlerin ardından Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yüksek Öğretim Kurumu'na (YÖK) bağlı kurumlarda eğitime ara verildi. MEB, depremin etkilediği illerde eğitimi 1 Mart’a, diğer illerde ise 20 Şubat’a erteledi. YÖK tüm kurumlarında bahar eğitim ve öğretim dönemi açılışının ertelendiğini duyurduktan sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremler nedeniyle üniversitelerde uzaktan eğitime geçileceğini açıkladı.

Tepkilere neden olan kararla ilgili Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Eş Başkanı Emine Akşahin, “Türkiye’de herhangi bir olumsuzlukta ilk akla gelen eğitim kurumları ve okullar oluyor” diyerek bu kararın yeni mağduriyetler yaratacağını ifade etti.

'EĞİTİMDEN UZAKLAŞMAK DEPREM TRAVMASINI ARTIRACAKTIR'

Eğitim kurumları için alınan kararların eğitim bileşenlerine danışılmadan verilmesini eleştiren Akşahin, “Bu kararlar alınırken eğitim bileşenleriyle, konunun muhataplarıyla, ortak akılla alınan kararlar olmuyor. Birçok kesimi etkileyen kararlar sadece merkezi anlamda alınıyor” dedi. Yaşanan yıkıcı depremin büyük travmaları neden olduğunu belirten Akşahin, sürekli depremin konuşulmasının çocuklarda travmayı arttırdığını söyledi. Akşahin, şöyle dedi: “Çocukların sürekli deprem gündemine maruz kalması, akranlarından uzaklaşması ve sosyalleşmemesi onları daha büyük bir travmaya sürükleyecektir. Bu ortamdan derhal koparılmalıdır.”

BOŞ DAİRELER, KONUTLAR, OTELLER, DEVLET BİNALARI HALKA AÇILSIN

Eğitimin ikinci plana atılmaması gerektiğine vurgu yapan Akşahin, “Eğitim bileşenlerinden, sendikalardan, öğrencilerden, akademisyenlerden bağımsız kararların alınması toplumun her kesiminden tepki aldı. Çünkü gençlerimizin eğitim hakkını elinden alıyoruz. Evet, şu an bir kriz yaşanıyor. Ancak bu yöntem farklı bir kriz yaşanmasına yol açtı” dedi. Akşahin, “Hükümet eğer burada yaşanan mağduriyeti gidermeye çalışıyorsa okullardan, eğitim kurumlarından, yurtlardan bağımsız kararlar almamalı. Örneğin boş daireler, oteller, devlet binaları var. Gerekirse onlar açılmalı. Ama eğitim asla ikinci, üçüncü plana atılmamalı, ötelenmemeli” diye konuştu. 

'UZAKTAN EĞİTİM ÖĞRENCİLER ARASINDA EŞİTSİZLİĞE YOL AÇIYOR'

Pandemi sürecinde yaşanan uzaktan eğitim pratiğinin sorunlarına değinen Emine Akşahin, “Uzaktan eğitim öğrenciler arasında eşitsizliğe yol açan bir durumdur. Biz bunu çok yakın bir zamanda yaşadık. Öğrencilerimiz neredeyse iki yıl yüz yüze eğitimden muaf kaldılar. Bu bölgede yüz binlerce öğrenci bir dakika bile eğitime erişme hakkına sahip olamadı o dönem. Biz çıkan eşitsizlikleri, mağduriyetleri, eğitim hakkının bertaraf edildiğini pandemi döneminde yaşadık, deneyimledik. Okullar sadece eğitim yerleri de değildir, öğrencilerin şu süreçte evden, aileden uzaklaşmaya ihtiyacı var. Okullar bizim güvenli alan olarak belirttiğimiz alanlar. Bütün önlemler alınarak öğrenciler kendi okullarında eğitime devam etsinler dedik. O koşullar sağlansın, yüz yüze eğitime devam edilsin” dedi.
Ayrıca uzaktan eğitimden sonra yapılan sınavlarda büyük bir eşitsizlik gözlemlediklerini söyleyen Akşahin, “Eğitimden muaf kaldıkları o süre içinde öğrencilere eğitimi ulaştıramadık. İnterneti, tableti, telefonu, bilgisayarı olmayan milyonlarca öğrencimiz vardı. Hem onlara eğitime ulaştıramadık, hem de yüz yüze eğitimi yasakladık. Gerekli koşulları sağlayıp eğitim verebilirdik. Uzaktan eğitim yetersiz ve eksiktir. Bir doktorun, bir tıpçının laboratuarda olması ve yerinde eğitim alması lazım. Eğer bu eğitimden muaf bırakırsak yarın öbür gün kalitesiz eğitimle mezun olacaklar ve bize gereken faydayı sağlayamayacaklar" diye uyardı.

'KARAR BİRAN ÖNCE GERİ ALINMALI'

Akşahin, eğitim alanlarının, deprem sürecinde oluşan travmaları hep birlikte atlatma alanları olabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Bu kararın biran önce geri alınmasını, depremden kaynaklı yaşanan mağduriyetlerin  iktidar, devlet eliyle giderilmesini öneriyoruz. Biz de yardımlaşmaya, dayanışmaya ve yaraları sarmaya çalışıyoruz. Bir yandan depremin enkazını kaldırmaya çalışırken bir yandan da hayatın devam etmesi, çocukların, gençlerin psikolojilerinin düzelmesi için elimizden geleni yapmaya çalışacağız."