Eğitim-İş Trabzon'dan seslendi: 'Maaş günümüzü karakışa çevirdiler'

Eğitim-İş Trabzon Şubesi, öğretmenlerin maaş gününün "karakışa" döndüğünü dile getirdi. Eğitim-Sen Trabzon Şubesi de ÇEDES uygulamasıyla öğrencilerin tarikatların eline itildiğini belirtti.

Google Haberlere Abone ol

TRABZON - Eğitim-İş Sendikası Trabzon Şubesi, Meydan Parkı Atatürk Alanı'nda yaptığı basın açıklaması ile eğitim emekçilerinin sefalete sürüklendiğini dile getirdi.

Eğitim-İş üyeleri, sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez ve CHP Trabzon İl Başkanı Nurcan Aşçı Demiröz'ün katıldığı basın açıklamasını Eğitim-İş Trabzon Şube Başkanı Tamer Özlü yaptı.

"İktidarın emek düşmanı bakış açısıyla şekillenen 7'nci Dönem Toplu Sözleşme müsameresinde perdenin yine yoksullukla kapandığını" ifade eden Özlü, "alın terlerinin sarı sendikalar tarafından iktidara satıldığını" söyledi.

Kamuda işçi-memur arasındaki ücret makasını ters orantıya sokan sonucun eğitim emekçileri açısından bir "utanç tablosu" olduğunu belirten Özlü, "Şimdi bizden susmamızı bekliyorlar. Bizim insani koşullarda çalışma hakkımızı çaldılar, sınıflarımıza sadece derslerimizi düşünerek girmemizi ve yaşanabilir emeklilik hayalimizi çaldılar. Maaş günümüzü karakışa çevirdiler" dedi.

'MAAŞ BORDROLARIMIZ UTANÇ TABLOSU'

İktidarın 20 yıldır uyguladığı "torpil mekanizması" ile liyakati, gençlerden de hak ettikleri kadroları çaldığına belirten Özlü, sözlerine şöyle devam etti:

"Barınamıyoruz, Geçinemiyoruz, Yaşayamıyoruz! 1000 odalı sarayın ışıkları kapatılsa eğitimde birçok sorunu çözmek için kaynak ortaya çıkabilecekken bunu yapmayıp eğitimden, eğitim emekçisinden çalanlara, haksızlık karşısında susulmayacağının ve nasıl ders verileceğini göstereceğiz.

AKP iktidara geldiğinde öğretmen olan eğitim emekçisinin bugün eline geçen aylık tüm ödenek ve yardımlar dahil 22 bin lira civarındadır yani kamuda belirlenen en düşük ücretin çok az üstündedir. Biz eğitim emekçileri bugün utanç tablosu maaş bordrolarımızla karşınızdayız."

'ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLAMAYACAĞIZ'

"Dernek ve vakıf maskesi takan gerici yapılarla imzalanan protokollerle; eğitim bilimine, pedagojiye ve yasalarımıza açıkça aykırı olan ÇEDES'e karşı 'çocukları korumak vatanı korumaktır' şiarıyla hareket etmeye devam edeceğiz. Eğitim-İş olarak tüm bunlara boyun eğmeyeceğiz.
4, 11 ve18 Kasım'da bölge eylemleri düzenleyeceğimizi, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlamayacağımızı o gün üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacağımızı ve Başöğretmenimize şükranlarımızı sunacağımızı ilan ediyoruz. 25 Kasım'da Başkent'te düzenleyeceğimiz büyük buluşmamızda ise Fakir Baykurt'un yoldaşları olarak el açmayacak, ders vereceğiz."

EĞİTİM-SEN ÇEDES İÇİN SESLENDİ

Eğitim-İş'in açıklamalarının ardından aynı meydanda Eğitim-Sen Trabzon Şubesi toplanarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın uygulamaya koyduğu "Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi"ne (ÇEDES) karşı açıklama yaptı.

Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı Bülent Mumcu'nun yaptığı açıklamaya CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, CHP Trabzon İl Başkanı Nurcan Aşçı Demiröz, Sol Parti temsilcileri ve STK temsilcileri de destek verdi.

'GÜLEN CEMAATİNİN ABLA-AĞABEY MODELİ'

ÇEDES ile vaiz, imam hatip ve Kur’an kursu öğreticilerinin, İlahiyat Fakültesi mezunlarının eğitim kurumu olan okullarda ‘manevi danışman’ olarak görev yapmalarının önünün açıldığını kaydeden Mumcu, "Okullardaki koordinatör öğretmen ve Gülen cemaatinin 'abla ve ağabeyleri' gibi koordinatör öğrencilerle dini telkinler yapan 'değerleri eğitimi' çalışmalarına katılmaları hedeflenmektedir. ÇEDES projesi üzerinden öğrencilerin dinci tarikat ve cemaatlerin kucağına itilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir" dedi.

"ÇEDES Projesi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneği olarak karşımıza çıkmaktadır" diyen Mumcu, sözlerine şöyle devam etti:

"Siyasi iktidarın, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda 'tek din, tek mezhep' yaklaşımıyla hareket ederek okullarda öğrencilere belli bir dinin ve mezhebin etrafında şekillenen ‘manevi değerleri’ aktarmak istemesi kabul edilemez. Laiklik ilkesi ve laik eğitim, toplumdaki farklı inanç, farklı mezhep, farklı kimlik, farklı cinsiyet ve cinsel kimlikler ile inananlar ve inanmayanların bir arada barış içinde yaşayabilmeleri için son derece önemlidir. ÇEDES projesi bu yönüyle hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırıdır."

'LAİKLİĞİ SAVUNMAK ÖZGÜRLÜĞÜ SAVUNMAKTIR'

"Bugün laikliği savunmak, otoriterleşme karşısında gerçek demokrasiyi, tek tipleştirme karşısında özgürlüğü, ayrımcı ve ayrıştırıcı politikalar karşısında eşit yurttaşlık hakkını savunabilmenin en temel zemini ve aracıdır. Çocuklarımızın ve öğrencilerimizin siyasi iktidarın kendi siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için hayata geçirilen ÇEDES ve benzeri projelerin parçası haline getirilmesini istemiyoruz. Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizin, velilerimizin ve demokratik kamuoyunun ortak ve güçlü bir tutum alması önemlidir."