İnternet mitolojisinin kahramanı tutuklandı

Julian Assange öncülüğünde kurulan platform WikiLeaks radikal bilgileri paylaşarak kamuoyunun aydınlanması için çabalıyordu. Portal, ABD'nin Guantanamo'daki mahkumların yaşam koşullarını ortaya çıkaran belgelerle ünlendi. Sonra Irak savaşında sivillerin öldürülmesinin gerçek boyutu gibi ABD hükümetince manipüle edilen bilgileri belgelerle açığa çıkarmıştı. Dünya çapında medya bu bilgileri kullandı kısmen veya doğrudan Assange ile işbirliği yaptı. Assange, bilgi özgürlüğünün simgesi haline geldi, Uluslararası Af Örgütü Medya Ödülü'nü ve araştırmacı gazetecilikten dolayı da Martha Gellhorn Ödülü'nü aldı.

Google Haberlere Abone ol

KÖLN - Julian Assange, Londra'daki Ekvador Büyükelçiliği'nden İngiliz polisi tarafından tutuklanırken, önce görüntüsüyle şaşırttı. Başka zamanlara ait biri gibiydi. Uzun dağınık sakalı ve uzun saçıyla yaşlanmak zorunda kalmış gibiydi. Daha 47 yaşında bir hayalete dönüşmüştü sanki. Tam 7 yıl bir elçiliğin binasında hapis hayatı yaşamak zorunda kalması belli ki kolay olmamıştı. İngiliz polisi tarafından binadan çıkartılırken "I must resist" (direnmek zorundayım) diyordu.

Devlet sırlarını açığa çıkaran ülkesiz, gezgin kendisini gazeteci olarak niteleyen bir adamken bir anda iltica talebi reddedilmiş, terk edilmiş bir adam olarak egemen güçlerce yakalandı. WikiLeaks'in destekçilerinin kimler olduğu, organizasyonun ne kadar büyük olduğu asla bilinemedi. Gizlilik, WikiLeaks'in yalnızca platform tarafından yayınlanan belgelerinin menşei ve tedarik edilmesi ile ilgili gerekli bir strateji değildi; WikiLeaks ile çalışan ya da finansal olarak destekleyen kişileri gizli tutmak da, kuruluşun stratejisi oldu. WikiLeaks internet dünyası mitolojisinin en önemli parçasıydı. İnternet sayesinde gerçek dünya şeffaflaşacak, devlet aygıtlarının karanlık güçlerine karşı mücadele edebilecekti.

Bu mitosun baş kahramanı aktivist Julian Assange ve öncülüğünde kurulan platform WikiLeaks radikal bilgileri paylaşarak kamuoyunun aydınlanması için çabalıyordu. Portal, ABD'nin Guantanamo'daki mahkumların yaşam koşullarını ortaya çıkaran belgelerle ünlendi. Sonra Irak savaşında sivillerin öldürülmesinin gerçek boyutu gibi ABD hükümetince manipüle edilen bilgileri belgelerle açığa çıkarmıştı. Dünya çapında medya bu bilgileri kullandı kısmen veya doğrudan Assange ile işbirliği yaptı. Assange, bilgi özgürlüğünün simgesi haline geldi, Uluslararası Af Örgütü Medya Ödülü'nü ve araştırmacı gazetecilikten dolayı da Martha Gellhorn Ödülü'nü aldı.

Ancak bu zamanları geride kaldı. Birkaç zamandır WikLeaks'in ve kurucusunun faaliyetleri tartışmalı bir hal aldı. Bir zamanlar WikiLeaks sözcüsü olan Alman bilgisayar bilimcisi Daniel Domscheit-Berg 2010 yılında platformdan Assange'ın yöneticilik tarzını eleştirerek ayrıldı.

2016'da WikiLeaks, daha önce Rus bilgisayar korsanlarının ele geçirmiş oldukları Demokratların ABD başkan adayı Hillary Clinton'un e-postalarını yayınladı. Platform bu kez de Amerikan başkanlık seçimlerini etkilemeye çalıştığı ve Rus hackerlarla işbirliği yaptığı için suçlandı. Bu sırada Assange hakkında İsveç'te tecavüz iddiaları gündeme geldi. Assange 2012'de Londra'daki Ekvador Elçiliği'ne sığındı ve yakalandığı güne kadar da orada yaşadı.

Assange'ın tutuklanması basın özgürlüğünün tehlike altına girdiği yönünde bir tartışma sürecini başlattı. Çünkü ABD Assange’ı Whistleblower* Chelsea Manning'in devlet bilgisayar ağında şifre kırmasına yardım etmekle suçluyor ve iade talebini bu konuya dayandırıyor. Manning, WikiLeaks paltformunda ABD Ordusu'nun Afganistan'daki insan hakları ihlallerini açığa çıkaran gizli hükümet belgelerini yayınlamıştı. Birçok gözlemciye göre, ABD Adalet Bakanlığı, Assange için casusluk ve gizli bilgilere erişerek kamuoyu ile paylaşmaktan suçlasaydı bu daha temel bir suçlama olacaktı. Fakat Maining'e yardım etmekle suçlanması tuhaflık teşkil ediyor. Çünkü Manning sadece Assange'a bilgi sızdıran kişiydi.

Konuyla ilgili yazan medya uzmanları mevcut iddianameyle Assange'ın iade edilmesi diğer potansiyel Whistleblowerları korkutmaya yönelik ve eleştirel haberlerin medyada yer bulmasını engelleme girişimi olarak yorumlanıyor. Medya uzmanları basına bilgi talep edenler de sağlayanlar da korunmalıdır diyorlar. Uzman ve gözlemcilere göre, işte bu koruma konusu Assange için hazırlanan iddianame ile sorgulanıyor. Asıl görevi, hükümeti dördüncü güç olarak kontrol etmek ve eleştirmek olan basın için bu amaçla, tasnif edilmiş belgelerin yayınlanması mümkün olmalıdır, deniliyor.

Sızan veya açığa çıkartılan her belge bir sırrı açığa çıkarmak anlamına gelmediği gibi toplumun kendi kontolünü kendi eline alacağı anlamına da gelmiyor. Bazen kafa karıştırıcı sızıntılar da olabiliyor. Ancak ortaya çıkan belgelerin doğruluğu ve önemini belirlemek de mahkemelerin görevi olarak görülüyor. Demokratik bir devlet belgeyi açığa çıkaran kişinin kendi çıkarlarına zarar vermesine rağmen haklı olduğunu anlayabilecek, 'Sezar'ın hakkını Sezar'a İsa'nın hakkını İsa'ya verebilecek kararlılıkta olabilmelidir. Ancak bu hukuku işleten devlet egemendir. Başka belgelerle birlikte Guantanamo’daki koşullarla ilgili belgeleri WikiLeaks’e verdiği için 35 yıl hapis cezası almış Chelsea Manning örneğinden de anlaşılıyor ki, ABD mahkemeleri bilgi özgürlüğünden ziyade devlet sırrının korunması gerektiği eğilimindeler. (Chelsea Manning'in cezası eski ABD Başkanı Barack Obama tarafından 7 yıla indirilmişti. 2017'den beri özgür.)

Uzmanlara göre, Assange'ın Manning'e yardım ettiği gerekçesiyle mahkum edilmesi durumunda, gelecekte bir gazeteci veya bir platform bilgi kaynağından daha fazla destekleyici belge isterse bu cezalandırmaya sebep olabilir. Bu, Whistleblower olanları caydırabilir ve medyanın merkezi çalışmasını çok daha zorlaştırabilir. Bu da toplumu kendisini ilgilendiren bilgiden mahrum eder.

Trump yönetiminin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, WikiLeaks'i "devlet dışı, düşmanca, istihbarat servisi" olarak sınıflandırarak amaçlarının WikiLeaks'e son vermek olduğunu söylemişti.

Konuyla ilgili tepki verenler arasında ünlü Whistleblower Edward Snowden vardı. Snowden attığı twitte "Assange'ı eleştirenler sevinç çığlığı atabilirler, ancak basın özgürlüğü için karanlık bir an" yazdı.

Assange davasını aktüel olarak Assange'dan bağımsız halde basın özgürlüğünün daha da tehlike altına girmiş olması önemli kılıyor.

Whistleblower: Özel veya kamusal bir kuruluş içinde yasa dışı, etik dışı veya doğru olmayan herhangi bir bilgi veya faaliyeti açığa çıkarıp kamuoyuyla paylaşan kişidir.