Savaşa saatte 32 milyon dolar harcıyoruz!

Irak savaşının 15'inci yılında basit bir hesap yapalım: Amerikalılar 2001 yılından bu yana terörle savaşa 5.6 trilyon dolar harcadı. Bu, saatte 32 milyon dolar demek. Ve bugün, Ortadoğu'da her zamankinden fazla sayıda terör örgütü var...

Google Haberlere Abone ol

Stephanie Savell

Bu mart ayı, ABD liderliğindeki Irak işgalinin 15. yıldönümüydü. Başkan George W. Bush ve danışmanları 2003 yılında bu savaşı, dönemin Irak diktatörü Saddam Hüseyin’in kitle imha silahlarına sahip olduğu fikrine dayandırdı - bu silahlar hiçbir zaman bulunamadı. Bununla birlikte, geçen bunca yıl sonrasında Bush’un ‘teröre karşı küresel savaş’ı Irak ve diğer birçok ülkede sürüyor.

ABD tarihinin bu en uzun savaşının Amerikalılara ve dünyadaki diğer insanlara neye mal olduğuna değinmek için iyi bir zaman.

Öncelikle, ekonomik maliyetlere bakalım: Brown Üniversitesi’ne bağlı Watson Uluslararası ve Kamusal İlişkiler Enstitüsü’nün “Savaşın Bedeli” projesinde ulaşılan tahminlere göre, ABD'nin Afganistan’ı işgal ettiği 2001 yılından bu yana, Amerikalılar teröre karşı savaş için afallatıcı bir miktar harcadı: 5.6 trilyon dolar.

5.6 trilyon dolar! Bu rakam sadece Pentagon’un savaş fonunu değil, aynı zamanda 11 Eylül sonrası sayıları giderek artan gazilerin ihtiyaç duyduğu sosyal hizmetler gibi, geleceğe ilişkin yükümlülükleri de içeriyor. Birçoğumuz için bu denli büyük bir rakamı kavramaya çalışmak bile zor.

Politika Çalışmaları Enstitüsü’nün Ulusal Öncelikler Projesi’nin açıkladığı bir hesaba göre, Amerikalılar (savaş için) her bir saatte 32 milyon dolar harcıyor.

KİŞİ BAŞI 24 BİN DOLAR, 165 BİN ÖLÜ

Farklı bir deyişle: 2001’den bu yana, her Amerikalı vergi mükellefi savaşlara kişi başı yaklaşık 24 bin dolar harcadı. Bu, bir eve veya yeni bir binek araca ya da bir kamu üniversitesinde bir yıllık eğitime ödenen ortalama mebla.

Bu rakamlar aptallaştırıcı olsa da, yitirilen insanlarla kıyaslandığında bütçe maliyetleri önemsiz kalıyor.

Savaşın Bedeli projesinin 2015 yılı itibarıyla paylaştığı son verilere göre, 165 bin Iraklı sivil ABD’nin yürüttüğü savaşın doğrudan bir sonucu olarak hayatını yitirdi; dahası, Irak’ta yaklaşık 8 bin ABD askeri ve özel güvenlik görevlisi öldü.

Bu sayılar o günden bu yana artmayı sürdürdü. [IŞİD'le savaşta hava saldırılarının sivillere etkisini inceleyen] AirWars adlı sivil toplum kuruluşuna göre, 2017 yılında Irak ve Suriye’de ABD öncülüğünde düzenlenen saldırılarda, bir önceki yıldan daha fazla olmak üzere, yaklaşık 6 bin sivil öldürüldü.

SAĞLIK SEKTÖRÜNÜ DE YIKTIK

Bu doğrudan ölümlere ek olarak, Irak’ta bunun en az dört katı daha fazla insan kötü beslenme, çevresel yok oluş ve bozulan altyapı gibi savaşın yan etkilerinden dolayı hayatını yitirdi.

Mesela, 2003 yılında başlayan işgalden bu yana Irak’taki sağlık hizmetleri azaldı; hastaneler ve klinikler bombalandı, ilaç ve elektrik tedariki güçleşti ve binlerce doktor ve sağlık görevlisi ülkeden kaçtı.

Bu esnada, savaş çoğu Amerikalının da düşündüğü gibi artık Afganistan, Irak veya Suriye ile sınırlı kalmayı sürdürmüyor. Gerçekten de ABD ordusu, dünyanın dört bir yanında, en az 76 ülkede olmak üzere, gezegenin yüzde 40’ında terörle mücadele operasyonları ağını yoğun biçimde genişletiyor.

NİJER'DE BİLE SAVAŞMAYA DEĞİYOR MU?

Geçtiğimiz ekim ayında, Batı Afrika ülkesi Nijer'de, bir IŞİD üyesi tarafından öldürülen dört yeşil bereli hakkındaki haberler, Amerikalılara bu ağın ne denli geniş olduğuna ilişkin bir fikir veriyor. Ve yanı sıra, bu ülkelerin halkları açısından militarizmin yıkıcı sonuçları tüm şiddetiyle yaşanıyor.

Sormamız gerek: Bu afallatıcı bedeller buna değiyor mu? Acaba ABD, küresel terör tehdidini azaltma hedefine yakın bir şey gerçekleştiriyor mu?

Yanıt, yankılanan bir “hayır”!

TERÖR ÖRGÜTÜ SAYISI FIRLADI

ABD’nin Irak’taki ve Ortadoğu’da yürüttüğü faaliyetler, sadece daha büyük bir siyasi karmaşa ve huzursuzluğa neden oldu. ABD öncülüğündeki koalisyon özgürleştirici bir güçten ziyade, bir saldırgan olarak algılanıyor. Bu durum, isyancıların yeni militan toplamasına neden oldu ve Ortadoğu’da bugüne dek hiç olmadığı kadar çok terörist grup var.

Amerikan halkının geniş bir kesimi teröre karşı savaşın sona ermesi çağrısında bulunana dek, bu mantar gibi çoğalan (ekonomik, insani, sosyal ve siyasal) bedeller artmaya devam edecek.

*Stephanie Savell, Brown Üniversitesi’ne bağlı Watson Uluslar arası ve Kamusal İlişkiler Enstitüsü’nün sürdürdüğü “Savaşın Bedeli” projesinde yönetici yardımcısıdır. Bir antropolog olarak ABD’de ve Brezilya’da güvenlik ve sivil katılım konularında araştırmalar gerçekleştirdi. “Kamusal Hayâl Gücü: Amerikan Siyasi Hayatında Bir Fark Yaratmak” adlı kitabın ortak yazarıdır.

Makalenin orijinali Vox Populi sitesinde yayımlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)