Arap basınında geçen hafta: Katar hiç kimseye boyun eğmeyecek

Arap basını, Körfez ülkeleri ve Katar arasında yaşanan gerilimi yorumlamaya devam etti. Katar basınında ise 'Katar sadece Allah’ın önünde eğilir ve hiç kimseye tabi olmaz. Baskılar ne derecede artarsa artsın hepimiz biriz ve bir kişinin arkasındayız. O kişi de Katar emiri Şeyh Temim’dir' yorumları yapıldı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Arap basını bu hafta da Katar-Körfez eksenli krize odaklandı. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikler (BAE), Mısır ve Bahreyn gibi ülkelerin başlattığı Katar’la diplomatik ilişkileri kesme hamleleri büyük bir bölgesel krize evrildi.

IŞİD'in bu hafta İran’ı hedef alması ve parlamento binası ile İran İslami Cumhuriyeti'nin kurucusu Ayetullah Humeyni'nin anıt mezarına yönelik saldırıları Arap medyasının bu haftaki en önemli gündem maddelerinden biri oldu.

YPG’nin esas gücünü oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin IŞİD’in başkenti olarak kabul ettiği Suriye’nin Rakka kentine yönelik harekatı da bu hafta Arap dünyasının en önemli gelişmelerinden biriydi.

KATAR’DAN GERİ ADIM YOK

Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ın Katar’a yönelik ve diplomatik ilişkilerin kesilmesi şeklinde başlattığı ve kısa zamanda Ortadoğu’daki bütün siyasi denklemleri alt üst eden kriz, tüm hızıyla devam ediyor. Kuveyt’in arabulucu rolüyle arayı bulma çabaları henüz sonuç vermezken Katar, gıda güvenliği için Türkiye ve İran’a yöneldi. Tabi bu durum da Körfez ülkelerinin daha çok öfkelenmesine neden oldu.

Katar El Vatan gazetesi yazarlarından Emine El Ubedli, krizde bir türlü geri adım atmayan Katar’ın bu tutumunun devam edeceğinin altını çizdiği makalesinde, Katar halkının da yönetimin yanında olduğunu yazdı:

“Biz Katar halkı olarak yönetim kadrolarımıza sonsuz bir güven duyuyoruz. Ve attığı bütün adımları destekliyoruz. Zira yönetimimiz her zaman doğru yoldaydı ve Katar halkının çıkarları için çalıştı.

Bize yönelik her türlü vesayet dayatmalarını reddediyoruz. Ulusal irademizden ödün vermeden diyaloğun krizlerin çözülmesi için en stratejik yol olduğuna inanıyoruz.”

'KATAR HİÇ KİMSEYE BOYUN EĞMEYECEK'

Katar El Şark gazetesinden Muhammed El Maraghi, de ülkesinin kimseye ve hiçbir vesayet dayatmalarına karşı boyun eğmeyeceğini belirtti:

“Katar sadece Allah’ın önünde eğilir, ve hiç kimseye tabi olmaz. Egemenliğinden ve de hem kendi halkının hem de mazlum halkların çıkarları eksenindeki siyasetlerinden ödün vermez. Baskılar ne derecede artarsa artsın hepimiz biriz ve bir kişinin arkasındayız. O kişi de Katar emiri Şeyh Temim’dir.”

Londra merkezli Al Quds Al Arabi ise Suudi Arabistan’ın almış olduğu kararları “Kardeş Suudi Arabistan’ın almış olduğu yanlış siyasi kararlar” şeklinde nitelendirdi ve Suudi Arabistan’ın bu kararlarından döneceğinin beklendiğini yazdı.

'KATAR’IN TUTUMU DIŞ DESTEK KAYNAKLI'

Ürdün El Ghad yazarı Fahd El Haytan, Katar yönetiminin Körfez baskısı ve uygulanan ekonomik abluka karşısında geri adım atmamasını Türkiye ve İran gibi ülkelerin desteğine bağladı:

“Katar’ın kendini içinde bulduğu izolasyon ve abluka çemberinin daralmasına rağmen, içinde bulunduğu durumdan çıkma karşılığında herhangi bir şarta boyun eğme işreti vermiş değil. Katar, bölgede İran ve Türkiye gibi Avrupa’da ise Fransa, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerin kendisinin yanında durduğunu gördü.”

'İRAN ADIMI AFFEDİLMEYECEK BİR GÜNAH OLUR'

Katar’a karşı yürütülen kampanyanın lokomotifi konumundaki iki ülke olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gazeteleri, Katar’ın İran’la yakınlaşması konusunda özellikle uyarıyor.

BAE El İttihadiye gazetesi başyazarı Muhammed El Hamadi, Katar’ın bu tutumunu bir an önce terk etmesi gerektiğine işaret etti:

“Katar, hatasını kabul edip bundan geri adım atacağına, halen tutumda ısrar ediyor ve herkesi kışkırtmaya devam ediyor. Ve kendini her daim kendisini ve halkını istismar eden İran’ın koynuna düşüyor. İran sadece ve sadece Katar’ın kaynaklarını tüketmeye çalışıyor. Katar’ın yakın ve kardeş olanı bırakıp, uzak ve yabancı olanı tercih etmesinin sebebi ne?”

Ürdün El Destur gazetesinde Khulud El Hatatba imzasıyla yayınlanan makalede, “İran’ın kollarına atılmak affedilmeyecek bir günahtır. Böylesine bir hata, Katar ve Arap halkları açısından geri dönülmeyecek ve yıkıcı sonuçlar doğuracak bir hata olur.” İfadeleri yer aldı.

'DARBE KORKUSU ABD DAVETİNİ GERİ ÇEVİRTTİ'

Rai Al Youm gazetesi genel yayın yönetmeni Abdulbari Atwan, Katar Emiri’nin ABD Başkanı Trump’ın davetini, geçmişte olduğu gibi darbe ihtimali dolayısıyla geri çevirdiğini yazdı:

“Şeyh Temim Bin Hamad El Sani, ülkesine yönelik abluka devam ederken, ABD Başkanı Donald Trump’ın krizi çözmek üzere Washington’da bir zirve düzenlemek amacıyla gönderdiği kabul etmeme konusunda son derece haklı. Zira, Şeyh Temim herhangi olağanüstü bir duruma karşın ülkesinde ve halkının yanında olmak istiyor. Ayrıca, Şeyh Temim, ülkesinden ayrılırsa belki de bir daha geri dönemeyeceğini de iyi biliyor. Bu dersi de, 1995 yılında Kahire ziyareti sırasında oğlu(Temim’in babası) tarafından devrilen dedesi ve ülkenin bağımsızlıktan sonraki ilk emiri olan ve 1971 yılında Tahran’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdikten sonra bir daha Doha’ya dönemeyen dedesinin amcasının oğlu Şeyh Hamad Bin Ali’nin tecrübelerinden öğrenmiş bulunuyor.”

'KATAR ASKERİ MÜDAHALEYLE KARŞI KARŞIYA'

Atwan, yaşanan gelişmelerden yola çıkarak Katar’ın “yönetimini değiştirmek amacıyla bir askeri müdahaleyle karşı karşıya olduğuna” dikkat çekti:

“Katar, yönetiminin değiştirilmesi amacıyla bire askeri müdahaleyle karşı karşıya. Bunun başlangıcı olarak ilişkiler kesildi ve vesayet dayatılıyor. Ayrıca ekonomik olarak boğazı sıkılmaya çalışılıyor. ABD'nin dışişleri bakanının son açıklamaları bunun için bir yeşil ışık niteliğinde. Bu da bize April Gaspie’nin (ABD’nin o dönemdeki Bağdat büyükelçisi) Kuveyt işgali öncesinde Saddam Hüseyin ile görüşmesini hatırlatıyor.

Olup bitenlerin hepsi Katar’ı siyasi, sosyal ve ekonomik olarak boğmaya ve Arap dünyasından ve dünya kamuoyundan koparmaya yönelik. Katar’a yönelik bu diplomatik ve ekonomik savaş, son merhale olan askeri müdahalenin ön hazırlığı konumundadır. “

'HALK ZARAR GÖRMESİN ÇAĞRILARI'

Bazı Arap gazetelerinin köşe yazarlarının Katar ile yaşanan krizde Katar yönetimine rağmen Katar halkı ile dayanışma çağrısı yapması ve halkın siyasi hesaplara alet edilmemesi çağrıları da dikkat çekti:

Mısır’ın en çok okunan gazetelerinden Mısr Al Youm yazarı Hamadi Rezzak, Katar halkının siyasi çekişmelere malzeme edilmemesi çağrısı yaptı:

“Sizden rica ediyorum halkları bir kenara koyun. Ve onları siyasi hesaplara alet etmeyin. Nitekim Katar Emiri ve beraberindekiler Arap ümmetine uymayıp, ümmetin düşmanı olan ülkeleri, örgütleri ve cemaatleri desteklemiş olsa da, Katar halkının kendi yönetiminin uygulamalarıyla alakası yoktur. Arap halkları arasındaki çekişmelerin faturasına halklara mal etmeyin.”

Yemen El Vahdet gazetesinden Muhammed Ayeş de, “Katar halkına sempati duymamamız ve onunla dayanışma içinde olmamamız mümkün değil. Çünkü Körfez ülkeleri arasındaki çirkin nüfuz ve liderlik savaşının bedelini halk ödüyor. Durum böyle devam ederse Katar halkının maruz kalacağı çile hiç de kolay olmayacaktır. Bu yüzden onlarla dayanışma içindeyiz” şeklinde yazdı.

RUSYA İHTİYATLI

El Hayat gazetesi, “Katar ve diğer Körfez ülkeleri arasındaki krizin bölgedeki dengeleri değiştirdiğine dikkat çekerek, Rusya’nın bu krizde kazançlı ve zararlı noktaları hesaplamaya çalıştığına” dikkat çekti:

“Rusya bölgedeki krizde ihtiyatlı bir tutum takınarak, bütün taraflarla olan ilişkisini korumaya dikkat etti. Bu yüzden Katar aleyhinde alınan yaptırım kararlarıyla ilgili olumlu veya olumsuz bir yorum yapmaktan kaçındı.

Krizin başlangıcından bu yana, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Katar Emiri Şeyh Temim, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi ile yaptığı telefon görüşmeleri, Rusya’nın krizde aracı olma niyetini gösterdi.”

'İRAN VE SUUDİ ARABİSTAN ARASINDA SAVAŞ'

İran’da parlamento binası ve İslam rejiminin kurucusu Ayetullah Humeyni’nin mezarına yönelik terör örgütü IŞİD tarafından düzenlenen terör saldırıları bu hafta Arap medyasının ikinci ana gündem konusuydu.

Rai Al Youm gazetesinin başyazısında, bu terör saldırılarının ve buna bağlı gelişmelerin, “Suudi Arabistan ve İran arasında bir terör savaşının başlangıcı olacağı” kaydedildi:

“Terör saldırılarında ölenler için Cuma günü düzenlenen cenaze töreninde İranlı yetkililerin dile getirdiği tehditler, artık Suudi Arabistan ve İran arasında bir terör savaşının kaçınılmaz hale geldiğini göstermektedir. Bu da aslında terör örgütü IŞİD’in istediği ve uzun senelerden beri üzerinde çalıştığı bir şeydir: Bölgede Sünniler ile Şiiler arasında bir mezhep savaşının fitilini ateşlemek.

IŞİD’in bu terör saldırılarını üstlenmesi ve saldırıları gerçekleştirenlerin bazılarının kendi kamplarında eğitim gördüğünü açıklamasına rağmen İranlılar, bu örgütün bir ABD-Suudi ürünü olduğunu düşünmektedirler.”

'SALDIRILAR İRAN İÇİN UYARI'

İran’ı hedef alan terör saldırıları birçok Arap gazeteleri ve özellikle de Körfez basınında, “İran için bir uyarı” şeklinde verildi.

Al Arab gazetesinden Hayrallah Hayrallah, bu saldırıların İran’a yönelik bir uyarı zili olduğunu yazdı:

“İran’da gerçekleşen terör saldırıları, Tahran yönetimi için ‘terörden faydalanmaya çalışan herkes er ya da geç terör hedefi olur’ şeklinde bir uyarı zili niteliğindedir.

BAE El Beyan gazetesi ise, “bu saldırıların ardından İran’ın teröre destek veren siyasetini gözden geçirmesi gerektiği” görüşüne yer verdi.

RAKKA OPERASYONU

Al Sharq Al Awsat gazetesi, Rakka operasyonunun Suriye’de IŞİD’e karşı mücadeledeki en önemli operasyon olduğuna dikkat çekti:

“Rakka operasyonu, birçok ülkenin Suriye toprakları üzerindeki IŞİD nüfuzunu kırmak için giriştiği operasyonların en önemlisi konumundadır. IŞİD’in başkenti konumundaki Rakka kenti örgütün faaliyetlerinin de kaynağı konumundaydı.”

'OPERASYON KOLAY OLMAYACAK'

Mısır El Bedil gazetesi, Musul operasyonunu örnek göstererek, Rakka operasyonunun çok kolay bir şekilde ve kısa bir zamanda sonuç vermeyeceğine dikkat çekti:

“Öyle görünüyor ki Rakka operasyonu hiç de kolay olmayacak. Nitekim, IŞİD’in iki bin savaşçısı olduğu söylenen Musul’daki operasyon aylardır devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri de Rakka operasyonu için bir zaman cetveli ortaya koymadığını ve bunun için zamana ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. Açıklana verilere göre ise IŞİD’in Rakka’da 4 bin militanı buluuyor.”

Middle East Online haber sitesi, Rakka operasyonunun, Kürtler’in istediği uluslar arası desteği alma fırsatı verdiğini yazdı.

İnternet sitesine göre; “Kürtler’in önemli bir askeri güç haline gelmesi ve Washington’un cihatçılarla savaşan önemli bir müttefiki konumuna gelmesi, federal yönetim kurmayı daha da kolay hale getiriyor.” (DIŞ HABERLER)