Arap basınında geçen hafta: Rusya, Suriye devletine saygı duymuyor

Arap basının gündemindeki en önemli konulardan biri Rusya'nın hazırladığı, Suriye anayasası taslağıydı. Anayasanın bu şekilde hazırlanması Rusya'nın Suriye'ye saygı duymadığı şeklinde değerlendirildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Arap basınında bu hafta Rusya’nın Suriye için hazırladığı ve taraflara sunduğu anayasa taslağı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’de güvenli bölge oluşturulmasıyla ilgili açıklamaları öne çıktı.

Rusya’nın hazırladığı anayasa taslağında, Suriye devletinin adının “Suriye Cumhuriyeti” olarak değiştirilmesi büyük tepki çekti. Bazı yazarlar Rusya’nın bu adımını, ABD’nin Irak işgali sonrasında Geçici Koalisyon Yönetimi Başkanı Paul Bremer’in hazırladığı anayasaya benzetti.

'SURİYE’DE RUS ANAYASASI'

Sharq Al Awsat gazetesi yazarlarından Selman Elduseriy, Rusya’nın Suriyeliler için kendi eliyle bir anayasa metni hazırlayıp bunu taraflara sunmasını, Suriye Devleti’ne saygı duymadığının kanıtı olduğunu yazdı:

“Bütün gözler Astana’da, Suriye’de kalıcı ateşkes konusundaki ciddiyetini ölçmek için Rusya’nın üzerindeyken, anayasal değişiklikler adı altında “anayasa” savaşlarını başlatması Suriyelileri şaşkına çevirdi. Sanki altı senedir Suriye’de kurunun ve yaşın yandığı savaş yetmezmiş gibi ve sanki Suriyeliler açısından Rusya, İran ve 66 farklı milis örgütün işgali yetmiyormuş gibi Ruslar’ın eliyle yazılmış bir anayasayı meşrulaştırılmaya çalışılıyor.

Anayasa taslağında Suriye için ‘Arap’ tanımlamasının kaldırıldığına dair ve ülkenin adının ‘Suriye Arap Cumhuriyeti’ yerine ‘Suriye Cumhuriyeti’ olarak değiştirilmesine dair sızan bilgiler bir kenara, bu anayasa taslağının yazılış şekli yani Suriyeliler tarafından yazılmamış olması, Rusya’nın Suriye devletine saygı duymadığını gösteriyor. Rusya’nın böyle bir adım atması Suriye’ye ve Suriyelilere saygı duymadığını göstermekle de kalmıyor. Bu adım Rusya’nın rejim ve muhalefet arasında tarafsız bir devlet olmadığını da gözler önüne seriyor.”

'BREMER ANAYASASI'

Rai Al Youm başyazarı Abdulbari Atwan, Rusya’nın söz konusu anayasa taslağını hazırlamasını ABD’nin Irak işgali sonrası anayasa hazırlamasına benzetti. Atwan, Suriye devletinin resmi adı olan “Suriye Arap Cumhuriyeti”nden “Arap” kelimesinin çıkarılmasına da tepki gösterdi:

“Ruslar, Suriye için yeni bir anayasa taslağı hazırlamakla Irak Geçici Koalisyon Yönetimi’nin başkanlığını yapan Paul Bremer’in tecrübesini tekrarlamış oldu. Bremer’in tecrübesi Irak’ta Federal yönetim modeli ile mezhepçiliğin tohumlarını attı ve ülkeyi bölgelere ayırdı. Bu formül Irak’ta Kürtler’e özerkliği tanıyarak onlara sonradan bağımsızlıklarını kazanabilmeleri için gerekli bütün yetkileri de tanıdı.

Rusya’nın sunduğu anayasa taslağındaki en tehlikeli nokta, Kürt azınlığı tatmin etmek için Suriye’yi “Arap olmayan” bir devlete dönüştürmesi ve Kürtler’e Kuzey Irak’ta olduğu gibi Kuzey Suriye’de özerk bir yönetim hakkı tanımasıdır.

Rusya aradaki farkları gözetmeden kendi rejimi olan Adem-i merkeziyetçiliği Suriye’de uygulamak istiyor. Ancak Suriye, Rusya Federasyonu’na göre çok küçük bir ülke ve her iki ülkenin yaşadığı deneyimler farklı. Üstelik bulundukları coğrafya da bu konuda farklılık gösteriyor.”

Ürdün El Rai gazetesinden Tarım Elmasarva, Rusya’nın yeni bir anayasa hazırlayıp bunu Astana görüşmelerine katılan Suriyeli muhaliflere sunmasını bir manevra olarak nitelendirdi. Yazar, Rusya’nın söz konusu taslağın muhalefetin görüşüne sunulmasını, bu anayasanın Bremer’in Irak için hazırladığı anayasadan farklı olduğunu göstermeye yönelik bir manevra olduğunu iddia etti.

TRUMP’IN GÜVENLİ BÖLGE ÇIKIŞI

Katarlı El Arab gazetesi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’de güvenli bölgeler oluşturulması konusundaki çıkışının Rusya ile olan ilişkilere mayın döşediğini yazdı:

“Trump’ın Suriye’de güvenli bölgeler oluşturulması yönündeki çağrısı, bir önceki yönetimden farklı bir Suriye politikası izleyeceği ve bu konuda Rusya ile yakınlaşacağı yönündeki beklentileri boşa çıkardı. Trump’ın bu şok edici çağrısı, Astana’ya ABD’yi de dahil etmek isteyen Putin ile olan ilişkilerine mayın döşedi.”

'ESAD’A MEYDAN OKUMA'

Lübnan Annahar gazetesi ise, Trump’ın güvenli bölge açıklamasını Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a karşı bir meydan okuma olduğunu belirtti. Gazetede yayınlanan makalede Trump’ın bu açıklamasına rağmen konunun halen belirsiz olduğu da kaydedildi:

“Konu halen belirsizliğini koruyor. Şu ana kadar kesin olan, Trump Suriye’den kaçanlar için bir güvenli bölge oluşturulmasını istiyor. Bununla ilgili de 90 gün içinde bir plan hazırlanması için savunma ve dışişleri bakanlıklarına bir talimat verildi. Ki bu plana da eski başkan Barack Obama karşı çıkıyordu. Burada akla gelen soru, Trump seçim kampanyası süresince bahsettiği vaatlerini uygulamaya koymaya başlayıp başlamadığı.”

Aynı gazeteden Semih Saab ise, ABD’nin bu kararının Türkiye’ye Rusya-İran hattından uzaklaşmasına imkân tanıyacağını dile getirdi:

“ABD’nin Suriye’de güvenli bölge oluşturulması yönündeki kararı, bölgede denklemlerin değişmesi anlamına geliyor. Çünkü bu karar Türkiye’ye Moskova-Tahran hattından uzaklaşabilmesi için hareket alanı sağlıyor. Ayrıca bu karar Suriye’de rejimi değiştirmek için askeri çözüm seçeneğini de tekrar gündeme getiriyor. Böyle bir durumda Türkiye Rusya’dan uzaklaşmadığı taktirde de, silahlı Suriye muhalefeti askeri çözüm seçeneğini tercih edecek.

Bu gelişmeler ışığında Suriye krizi askeri alanda gerilimin artacağı yeni gelişmelere gebe. Özellikle de Rusya ve İran’ın Suriye’deki çıkarlarından kolay kolay vazgeçmeyeceği düşünülürse.”

ABD’NİN SURİYE SİYASETİ DEĞİŞİYOR

Alkhaleejonline haber sitesi konuyla ilgili “Trump’ın güvenli bölgeleri bölgedeki siyasi denklemleri sarstı” yorumunda bulundu. Haber sitesine göre bu durum, ABD’nin Suriye politikasında büyük değişimlere işaret ediyor:

“Güvenli bölge oluşturulması yönündeki bu adım, ABD’nin bütün kentleri yıkılan bu ülkeye yönelik siyasetinde büyük değişimler olduğu anlamına geliyor. Eski başkan Obama ise, Amerikan kongresi ve bazı dışişleri yetkilileri ile Türkiye gibi müttefiklerinin güvenli bölge oluşturulması konusundaki baskılarına görev süresinin sonuna kadar direndi.

ABD’nin bu adımıyla beraber bölgede, Suriye kriziyle bağlantılı olarak bazı dengelerin değişmesi bekleniyor. Belki de bu durum sahadaki durumla ilgili oluşan denklemlerin yerine başka denklemlere yol açar.”

TÜRKİYE VE EL BAB

Ürdün El Gad gazetesi Türkiye’nin El Bab harekatına yer verdi. Gazeteye gör,e Türkiye El Bab harekatında büyük zorluklarla karşı karşıya:

“Türkiye, Suriye’de devam eden operasyonu kapsamında en büyük zorlukla karşı karşıya. Türkiye’nin Suriye muhalefetini desteklediği Fırat Kalkanı Harekatı, geçtiğimiz aylarda önemli başarılar elde etti. Ancak öyle görünüyor ki El Bab kentini IŞİD’ten almak çok zor. Zira Türk yetkililer birkaç hafta içinde El Bab’ı almayı bekliyorlardı ancak şu ana kadar ufukta herhangi bir sonuç görünmüyor.”

Arabi21 haber sitesi ise, Suriye ordusu ve müttefiklerinin El Bab’a yaklaştıklarını ve hükümetin El Bab savaşında esas taraflardan biri olduğunun altını çizdi. Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında operasyonlarına devam eden Türkiye ile Suriye güçlerinin karşılaşmasıyla ilgili senaryolara da değinilen haberde, böyle bir durumun siyasi gelişmeleri çıkmaza sokacağı kaydedildi.

El Hayat gazetesi de Türkiye’nin El Bab operasyonuyla ilgili yer verdiği makalede, operasyonun oldukça şiddetlendiği ifade edildi. Makalede, IŞİD karşıtı koalisyon ve Moskova’nın Türkiye’ye verdiği hava desteğinin El Bab’ta sona yaklaşıldığı ve Türkiye’nin Suriye’deki hedeflerine ulaştığı anlamına gelmediği belirtildi. (DIŞ HABERLER)