Arap basınında geçen hafta: İran, Türkiye'nin cezalandırılması gerektiğini düşünüyor

Arap basının gündeminde Suriye ilan edilen ateşkes vardı. Rusya ve Türkiye'nin çabalarıyla ilan edilen ateşkesten İran'ın memnun olmadığı belirtiliyor. Lübnan’da yayın yapan El Nashra sitesi, "İran, Türkiye’nin yıllardır silahlı muhalefete destek verdiğini ve bundan dolayı cezalandırılması gerektiğini düşünüyor" diye yazdı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Arap basınında bu haftanın en önemli gündem maddesi Türkiye ve Rusya arasında Suriye’deki gelişmelerle ilgili varılan mutabakat ve ateşkes oldu. Ateşkesin Türkiye ve Rusya arasındaki uzlaşı çerçevesinde sağlanması İran’ın devre dışı bırakılması anlamına mı geliyor? Yoksa bu durum Rusya-İran-Suriye ittifakının yeni bir taktiği mi?

Suriye’deki ateşkes ve İran’ın konumunun ne olacağı bu hafta basında geniş yer bulan bir diğer önemli başlık oldu.

‘İRAN ATEŞKESTEN MEMNUN DEĞİL’

Lübnan’da yayın yapan El Nashra adlı internet haber sitesi İran’ın, Türkiye ve Rusya arasında varılan mutabakattan memnun olmadığını ve Türkiye’nin daha önce muhalefete verdiği destekten dolayı cezalandırılmasını istediğini yazdı:

“İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Türkiye ve Rusya arasında Suriye’de ilan edilen ateşkesi 'büyük başarı' olarak nitelendirse de, bütün işaretler ülkesinin bu anlaşmadan memnun olmadığını gösteriyor. Nitekim bu uzlaşı, Türkiye’yi muzaffer olan taraf konumuna taşıyor. İran ise, Türkiye’nin bunu hak etmediğini, yıllardır silahlı Suriye muhalefetine destek verdiğini ve bundan dolayı Türkiye’nin cezalandırılması gerektiğini düşünüyor.

Rusya ve İran, Suriye devletinin yürütmekte olduğu savaşta en büyük iki müttefik konumunda olsa da siyasi çözüme gidişte, her iki ülkenin çıkarları ve hedefleri farklı olduğu için bu durum bir zıtlaşma yaratacak. Bu zıtlaşmalar aslında Halep’te varılan ateşkes metninin ilk hazırlanan nüshasında gün yüzüne çıktı. Zira İran ve Suriye devleti, Rusya tarafından hazırlanan ilk metne karşı çıkmışlardı.”

‘ÇÖZÜMDE İRAN OLMAYACAK’

Middle East Online haber sitesinde Faruk Yusuf imzalı yazıda, İran’ın gözden uzak olması için Rusya tarafından ikna edildiğini, bunun nedeninin de bazı Arap ülkelerinin İran’ı mezhepsel gerilimin kaynağı olarak görmesinden kaynaklandığı ifade edildi:

“Suriye’deki ve özellikle Halep’teki gelişmelerle beraber ve ilan edilen ateşkesten sonra taraflar arasında çözüm için görüşmelerin yapılmasının konuşulduğu bir ortam da İran sahadan uzak görünüyor. Bu durum sadece Rusya’nın sağladığı güvenceyle açıklanabilir.

Rusya ve İran, siyasi çözüme hazırlık amaçlı İran’ın gözden uzak kalması konusunda anlaştı. Nitekim İran, daha önce Türkiye gibi sahada en ön saflardaydı. İran’ın varlığı bazı Arap devletlerinin nazarında bir mezhep geriliminin nedeni durumunda.

Rusya, İran ve ona bağlı Iraklı ve Lübnanlı milisleri gözden uzak tutma konusunda pek zorluk çekmedi. Çünkü Ruslar, İran’ın Suriye’de asıl dertlerinin ne olduğunu çok iyi biliyor. İran’ın Suriye’deki tek derdi, Suriye’den Lübnan’a kadar yolların açık kalması.

Suriye’de olası bir nihai çözümde İran’ın rolü olmayacak. Bu da İran’ın Suriye’deki varlığının mezhepsel temellere dayandığını ileri süren bazı Arap devletlerinin mahcup olmasına neden olacak. Ki bu devletlerin bu tarz bakış açısı, Suriye krizine nasıl yanlış yerden baktıklarını da gösteriyor.”

'TÜRKİYE VE RUSYA UZLAŞISI YENİ BİR SÖMÜRGECİLİK'

Suudi Arabistan’ın El Hayat gazetesinde yayınlanan bir makalede ise, Suriye’de Türk-Rus uzlaşısından sonra ilan edilen ateşkes “yeni bir sömürgecilik anlayışı” olarak nitelendirildi. Cihad Alhazen tarafından kaleme alınan makalede, Türkiye ve Rusya’nın, Suriye halkıyla beraber bedel ödeyeceği iddia edildi:

“Türkiye ve Rusya, Suriye’de muhalif gruplarla uzlaştıktan sonra ateşkesi ilan ettiler. Peki Araplar nerede? Suriye halkı ve uluslararası hukuk nerede? İnsanlık nerede?

Rusya, Ukrayna ile ilgili gelişmelerden dolayı Batıdan intikam alma peşinde. Türkiye ise, Suriye’de Kürtlerle savaşıyor ve her gün kaybediyor.

Rusya ve Türkiye’nin, Suriye’deki durumları bu şekilde devam edemez. Türkiye ve Rusya, Suriyelilerle beraber büyük bedel ödeyecekler. Ben onların oradaki varlıklarını 'yeni bir sömürgecilik' olarak görüyorum.”

‘SIRA TEDMÜR’DE’

Rai Al Youm gazetesi başyazarı Abdulbari Atwan, Suriye’deki ateşkesin Suriye ordusu ve müttefiklerinin, Halep’i geri almasının bir sonucu olarak değerlendirdi. Atwan, konuyla ilgili yazdığı yazıda, bu ateşkesin başarı şansının yüksek olduğunu ve ateşkesten sonra Rusya ve Suriye ordusunun Tedmür’e yöneleceğini belirtti:

“Rusya Devlet Başkanı Putin’in ilan ettiği Suriye ateşkesi, Halep’in geri alınmasının bir sonucudur. Türkiye, Rusya ve İran arasındaki uzlaşı da.

ABD ve Arap müttefikleri ateşkesi öngören uzlaşma metnini gazetelerde çıkana kadar görmediler. Tıpkı geriye kalan milyonlarca Müslüman ve Arap vatandaş gibi. Bu da artık yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Bu yeni dönem, yeni yıla girmemizle ilgili değil. Aksine Halep’te gördüğümüz stratejik değişikliklerle alakalı bir durum.

Bu ateşkesin diğerlerine göre devam etme şansı daha yüksek. Çünkü bunun garantörü Rusya ve Türkiye. Her iki taraf da ateşkesin devamı için Suriye yönetimine ve muhalif gruplara baskı yapabilecek kapasitede. Zira ateşkes İran’a bağlı güçlerin ve Hizbullah’ın Suriye’den çıkmasını öngörüyor. Bu da silahlı muhalefetin ikna olması için önemli.

Peki bu ateşkesin uygulanmaya başlamasından sonraki önemli adımlar neler olacak? Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

1- Rus ve Suriye kuvvetlerinin, Tedmür savaşı ve antik kenti IŞİD’ten geri almak için önemli bir fırsatı olacak.

2- El Bab’ta IŞİD’in büyük bir direnişiyle karşılaşan Türkiye, bu ateşkesle beraber El Bab’ı geri almak için daha da yüklenecek.

3- Cenevre ve Viyana görüşmelerine alternatif olarak yeni görüşmeler başlayacak. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim de ülkesinin olası siyasi görüşmelerin en kısa zamanda başlamasını desteklediğini belirtti.”

'RUSYA VE KÜRTLERİN İLİŞKİSİ GERİLEMEYE BAŞLADI'

Suriye’deki Türk-Rus yakınlaşması, doğal olarak bölgedeki bütün dengeleri etkiledi. Bu yakınlaşmadan sonra, Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl seyredeceği merak konusuydu. ABD’nin PYD’ye desteğinden dolayı Türkiye’nin verdiği tepki bu açıdan büyük önem arz ediyor.

Al Sharq Al Awsat gazetesi son gelişmelere bağlı olarak Kuzey Suriye’de değişen denklemlerle ilgili haberinde dikkat çekici tespitlere yer verdi:

“Rusya’nın, Türkiye’ye El Bab kentinde IŞİD’e karşı yürüttüğü mücadelede destek vermesiyle Kuzey Suriye’de oluşan denklemler, Ankara’nın, Kürtlerle ilişkisi nedeniyle ABD’ye yönelttiği eleştirilerin gölgesinde tekrar ters yüz oldu.

Ruslar’ın Ankara’ya verdiği destekten sonra Moskova’nın Kürtlerle olan ilişkisinde de bir gerileme başladı. Şu an Moskova ve Kürtler arasındaki ilişki, ‘Moskova’nın Kürtleri göz ardı edilmeyecek büyük bir güç olarak görmesiyle’ sınırlı. Bu gelişmeler karşısında Kuzey Suriye Kürtleri, Batı’nın tek müttefiki konumunda.

Türkiye’nin açıkladığı ve Kürt kaynakların doğruladığı Kürtlere ABD yardımı, Haseke’deki Rimeylan Üssü'nde gerçekleşti. Kürtler bu yardımı, ABD’nin Kürt müttefiklerini yalnız bırakmayacağı şeklinde güçlü bir mesaj olarak görüyor.” (DIŞ HABERLER)