Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Boğaziçi'ne destek veren öğrencilere Covid-19 soruşturması

İzmir Üniversite Dayanışması'nın Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek olmak için gerçekleştirdiği eyleme katılan Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerine Covid-19 tedbirlerine uymadıkları gerekçe gösterilerek soruşturma açıldı. Açılan disiplin soruşturmasını Gazete Duvar’a değerlendiren Avukat Baran Selanik, “Yakında öğrencisine 'Neden bakkala giderken maske takmadın?', 'Neden apartman kapının önünde sigara içtin?' diyerek soruşturma açmayacaklarının garantisi olduğunu düşünmüyorum” dedi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Uzun yıllar AK Parti’de üst düzey görevlerde bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar, akademisyenlere ve öğrencilere uyguladığı baskılarla gündeme gelmeye devam ediyor. Hotar, bu kez de Boğaziçi Üniversitesi’ne Rektör olarak atanan Melih Bulu’yu okul dışında protesto eden öğrencilere disiplin soruşturması açılması talimatı verdi. Benzer bir süreç daha önce Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri ile yaşanmış, öğrencilere verilen disiplin cezaları ise mahkeme kararıyla iptal edilmişti.

Dokuz Eylül Üniversitesi yönetimi, 11 Ocak’ta Ege Üniversitesi önünde, “Kayyum rektör gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek” sloganıyla, 12 Ocak’ta Dokuz Eylül Üniversitesi karşısında bulunan Hasanağa Bahçesi yeşil alanda “Kayyum rektörlere karşı bu sefer de Hasanağa'da buluşuyoruz” sloganıyla basın açıklamasına katılan 7 öğrenciye soruşturma açtı.

Edinilen bilgiye göre İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Avni Egeli, İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Çağnur Balsarı, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerim Küçük ve Efes Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Dahi Zeynel Bakıcı, Rektörlüğün talimatı doğrultusunda öğrencilere soruşturmacı tayin etti. Öte yandan İşletme Fakültesi savunma çağrısında, soruşturma gerekçesi eyleme katılım olarak belirtilirken, İİBF’de Covid-19 tedbirlerine uyulmaması gerekçe gösterildi.

İİBF tarafından öğrencilere gönderilen savunma istemli yazıda, “İçişleri Bakanlığı’nın Covid-19 ile ilgili genelgeler ve Hıfsızsaha Kurulu tarafından alınan kararlar gereğince yapılan yasaklara uymadığınız tespit edilmiş ve 1593 sayılı umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na göre hakkınızda idari işlem başlatılarak, disiplin soruşturması açılmıştır” ifadeleri yer alırken, öğrencilerin yazılı veya sözlü savunma yapmaları istenildi.

‘DEVLET HİÇBİR MUHALİF SESE TAHAMMÜL EDEMİYOR’

“Ben, bu soruşturmanın 'size ne?' cevabından fazlasını hak etmediğini düşünüyorum”, diyen Avukat Baran Selanik, DEÜ’nün öğrencilerden Covid-19 ile ilgili genelgeler ve İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarına aykırı davranışları nedeniyle savunma istenmesinin makul ve mantıklı bir açıklaması olmadığını söyledi. Avukat Baran Selanik konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Devlet tüm kurumlarıyla topyekûn şekilde ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşleri haklarını kullanmak isteyen kişilere 1 aydır aralıksız saldırıyor. Demokratik toplumun temel taşlarından olan söz konusu hakların kullanımı orantısız şekilde sınırlanmakta ve hatta ortadan kaldırılmaktadır. 2020 yılında da AİHM tarafından hakkında en fazla ifade özgürlüğü ihlaline hükmedilen ülkenin Türkiye olması tesadüf değildir. Devlet, hiçbir muhalif sese tahammül edememektedir. Güvenilirliğini uzun süre önce yitiren yargı da bu tahammülsüzlüğe alet olmaktadır.”

‘ÜNİVERSİTENİN İŞİ, KOLLUĞUN İŞİNİ YAPMAK DEĞİLDİR’

"Ancak DEÜ’nün ilginç şekilde Covid-19 önlemlerine aykırı davranışları nedeniyle öğrenciler hakkında disiplin soruşturması açtığını görmekteyiz. Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlaması ancak kanunla olur. Covid-19 tedbirlerinin kanuna aykırılığı hususunu bir kenara bırakarak şunu söyleyebilirim ki DEÜ’nün bu yaptığının makul ve mantıklı bir açıklaması yok. Bu garip işleme karşı hukuki bir karşılık vermek de bence hukuka ayıp olur. İnsanları yıldırmak için daha ne kadar “yaratıcı” şeyler bulurlar bilmiyorum ancak bir üniversitenin işi kolluğun işini yapmak değildir. Ben, bu soruşturmanın 'Size ne?' cevabından fazlasını hak etmediğini düşünüyorum."

‘BU YÖNTEMLERİ DÜŞÜNMELERİ OLDUKÇA KOMİK’

"Yakında öğrencilerine 'Neden bakkala giderken maske takmadın?', 'Neden apartman kapının önünde sigara içtin?' diyerek soruşturma açmayacaklarının garantisi olduğunu düşünmüyorum. Öğrencileri, üniversitelerini özgürleştirme mücadelelerinden, yetkililerin hukuka ve kanunlara uygun hareket etmelerini istemekten bu yöntemlerle vazgeçireceklerini düşünmeleri bana oldukça komik geldiğini söylemeliyim. Haklı ve onurlu mücadelelerinde öğrencilerin yanında, hukuksuzluğa karşı onlarla birlikteyiz."

‘İNSAN NEDEN SORUŞTURMAYA UĞRADIĞINI DÜŞÜNMEDEN EDEMİYOR’

Ege Üniversitesi’nin önünde düzenlenen eyleme şarkılarla destek olmak için gittiğini söyleyen bir öğrenci, daha eylem başlamadan kolluk kuvvetleri tarafından GBT yapıldığını ifade ederek, tamamen barışçıl bir şekilde devam eden eylemin herhangi bir sıkıntı olmadan dağılmasına rağmen ilerleyen süreçte kendisine ve birçok arkadaşına üniversite tarafından soruşturma açıldığını anlattı:

“İnsan ister istemez yaşadığı coğrafyayı ve buradaki hukuksuzlukları bilse de anayasa ile güvence altına alınmış haklarını kullandığı için neden soruşturmaya uğradığını düşünmeden edemiyor. Soruşturma süreci devam ediyor. Bütün bu hukuksuz süreçlerin, atanmış kayyumların karşısındayız. Boğaziçi Üniversitesi’nde yükselen ses hepimizin sesidir. Arkadaşlarımızın açıkladığı talepler yerine getirilene kadar, keyfî tutuklamalar bitene kadar sürdürebildiğimiz her alanda meşru mücadelemizi sürdüreceğiz.”

‘YAŞANANLAR ÖFKE PATLAMASI VE ÇARESİZLİĞİN BİR YANSIMASI’

Konu ile ilgili telefonla ulaştığımız bir akademisyen ise, açılan bu soruşturmaların öğrencilerin tepki ve taleplerinde ne kadar haklı olduklarını bir kez daha ortaya koyduğunu belirterek şunları anlattı:

“Z Kuşağı otoriterliğe karşı çıkıyor, siyasi angajman nedeniyle güç zehirlenmesi yaşayan ve 'demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerden' nasibini alamamış zihniyetlere karşı seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Gösteri ve yürüyüş hakkına dahi tahammül edemeyip öğrencileri hedef alan ve disiplin soruşturmalarıyla 'had' bildirmeye çalışan zihniyet, 'şan ve şöhrette' sınır tanımıyor. Şaşırmadık, şaşırmıyoruz! Tüm bu yaşananlar, bir çaresizliğin ve öfke patlamasının yansıması. Gemi çoktandır su alıyor…"