Deştinliler 'çimentoya' karşı yeşili savunmaya devam ediyor: Bu bir kıyım projesi

Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan Deştin halkı, tarım arazilerini ve doğayı katledecek çimento fabrikasına karşı direnmeye devam ediyor: Kendi kendimize yetiyoruz. Toprağımıza dokunmayın...

Google Haberlere Abone ol

MUĞLA - Muğla'nın Menteşe ilçesindeki Bayır ile Yatağan'ın Deştin mahalleleri arasında 7 bin 751 dönümlük arazide 'Muğla Çimento'nun kurmak istediği çimento fabrikasına karşı bölge halkının mücadelesi sürüyor. Son olarak 11 Eylül günü Deştin Çevre Platformu'nun çağrısıyla Bayır Meydanı'nda bir araya gelen bölge halkı, fabrika inşaat sahasına giderek kitlesel basın açıklaması yaptı. Çevre il ve ilçelerden de çevrecilerin destek verdiği eyleme engel olmak isteyen Jandarmanın tavrı gerginliğe neden olurken, Deştin halkı “Bizler bu toprakların sahibi üretici köylüyüz” diyerek çimento fabrikasına izin vermeyeceklerini bir kez daha vurguladı.

Peki çimento fabrikasının yapılmak istendiği Deştin nasıl bir köy? Eylem öncesi Deştin köyüne giderek, bölge halkı ile yörenin durumunu konuştuk.

HALK HEM GEÇİMİNİ HEM DE GIDA İHTİYACINI KENDİ TOPRAĞINDAN SAĞLIYOR

Dar, virajlı yollardan geçerek zorlu bir yolculukla ulaşılan Deştin köyü, bölgenin en “yeşil” yerleşim yerlerinden biri. Doğu Karadeniz köylerini anımsatan Deştin, iki tepenin yamaçlarına kurulmuş bir dağ köyü. 512 kişilik nüfusun bulunduğu köyde hayvancılık ve arıcılık faaliyetleri yapılırken, halkın en önemli geçim kaynağı ise tarım. Muğla bölgesinde kurulan pazarların birçoğunda Deştin'de yetiştirilen organik ürünler halka sunuluyor. Verimli topraklara sahip olan Deştin'de tarımla geçimini sağladığı gibi aynı zamanda kendi ihtiyacını da kendi toprağından karşılıyor. Köyde yaşayan birçok insan çarşıdan, marketten veya pazardan meyve, sebze ve et gibi temel gıda ürünlerini almak yerine, ihtiyacını kendi yetiştirdiği ürünlerden ve beslediği hayvanlardan karşılıyor.

'KENDİMİZE YETİYORUZ, TOPRAKLARIMIZA DOKUNMASINLAR'

Deştin'in yerlisi olan Özdemir ailesinin evine misafir oluyoruz. Bizi karşılayan Arzu Özdemir, çimento fabrikasının durumu ile ilgili bir gelişme olup olmadığını soruyor. 7 bin 751 dönümlük arazide bu projenin hayata geçmesi durumunda köydeki tarım ve hayvancılığın biteceğini dile getiren Özdemir, “Kimseden bir talebimiz yok. Üretici köylü olarak kendi kendimize yetiyoruz. Bizlere, bizlerin topraklarına dokunmasınlar. Bu fabrikayı istemiyoruz” diyor.

Burcu Özdemir

Özdemir ailesinin çocuklarından Burcu Özdemir ise Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü mezunu. Deştin'deki ailesinin tarım ve hayvancılık yaparak okuttuğu Özdemir, mezun olur olmaz köyüne dönerek toprak ve doğa için mücadeleye katılmış. Özdemir, çimento fabrikasının etkilerini şöyle anlatıyor: “Tekağacı mevkiinde bir çimento fabrikası kuruluyor. Bu fabrika 11 köyü etkileyecek. Bu köylerden biri de Deştin. Sulak alanlarımız mevcut. Bu su kaynakları fabrikanın kurulmasının ardından kuruyacak. Su kaynaklarının yok olması demek bir köyün tamamen yok olması anlamına geliyor. Deştin bu bölgenin en yeşil alanlarından biri. Şu an burada tarım, hayvancılık ve arıcılık yapılıyor. İnsanlar bunlarla geçiniyorlar. Herkes bu geçim kaynaklarını kaybedecekleri için endişeli. Çimento fabrikasının kurulmasının ardından birçok tarım alanı ve zeytinlikler de yok olacak. Arıcılık faaliyetleri yangınlar nedeniyle zaten zarar görmüştü. Çimento fabrikası yapılması durumunda tamamen bitirilecek”

'DEŞTİN ÇAYI ÖZGÜR AKSIN, MUĞLAMIZ YEŞİL KALSIN'

Projenin yalnız çimento fabrikasıyla sınırlı kalmayacağını da belirten Özdemir, doğanın ve kaynakların yok edilmemesi için mücadele ettiklerini söylüyor: “Biz bu talana ve kıyıma dur demek için mücadele ediyoruz. Şu an 7 bin 751 dönümden bahsedilen çimento fabrikası projesinin zamanla bununla sınırlı kalmayacağının farkındayız. Köylerin birçoğunda maden ocağı açılacak. Kil taşı çıkarmak için patlatmalı faaliyet yapılacak. Bununla birlikte de toza bulanan ağaçlardan verim alınamayacak. Şu an 53 dönümlük yerde inşaat çalışması devam ediyor. Doğanın ve kaynaklarımızın yok olmaması için mücadeleye devam ediyoruz. Deştin Çayı özgür aksın, Muğlamız yeşil kalsın istiyoruz” diye belirtti.

Haluk Özsoy

'20 BİN KİŞİ EKONOMİK OLARAK KÖTÜ ETKİLENECEK'

Deştin Çevre Platformu'ndan Haluk Özsoy da bölge halkının durumuna dikkat çekerek, CHP'li belediyeyi çimento fabrikası ruhsatını iptal etmeye çağırıyor: “Buradaki köylülerin ortalama geliri asgari ücretin altında. Fakat kuzugöbeği toplayarak, zeytinlerinden elde ettikleri ürünlerle hayatta kalmaya, geçinmeye, çocuklarını okutmaya çalışıyorlar. Bu güzelliğin ortasına bu fabrika yapıldığı anda onlarla beraber ekonomik kaynaklar da tamamen bitiyor. Çimento fabrikasında yüz kişi çalışacaksa bu coğrafyada 20 bin kişi ekonomik anlamda kötü etkilenecek. Dolayısıyla bu bir yıkım projesidir, bu bir kıyım projesidir. CHP'nin de bize verdiği sözü tutmasını Menteşe Belediyesi'nin ruhsatı iptal etmesini bekliyoruz. Ancak ruhsat iptal edilirse bir an önce durdurabiliriz.”