'Cumhurbaşkanı kadının adını bir kere andı, onda da yanlış andı'

Eşitlik için Kadın Platformu’ndan Berrin Sönmez, beş aydır hazırladıkları “Meclis İzleme Raporları”na dayanarak şunları söyledi: “Araştırma önergeleri, kanun teklifleri veriliyor ama kadınların lehine verilen kanun teklifleri, araştırma önergelerinin hiçbirisi kabul edilmedi. Bu süre içinde Cumhurbaşkanı kadının adını bir kere andı. O da yanlış andı. 25 Kasım’a ‘Kadınla Mücadele Günü’ dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK), beş aydır düzenli olarak hazırladıkları “Meclis İzleme Raporları”na dayanan 'Meclis’in Karnesini' çevrimiçi basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı. Berrin Sönmez ve Hülya Gülbahar’ın konuşmacı olduğu toplantıya Türkiye’nin dört bir yanından kadın örgütleri temsilcileri de katıldı.

Berrin Sönmez, konuşmasına “Bu ülkenin bir parlamentosu var ve parlamentonun anayasal görevleri var. Parlamenterlerin göreve başlarken ettikleri yemin var. Bütün bunlar siyasi partilere görev yüklüyor. Bu görevleri yerine getirmeleri için ‘Cinskırım var farkında mısınız?’ diyerek Türkiye’de günde en az 3 kadının öldürüldüğünü hatırlattık” sözleriyle başladı.

‘GREVIO RAPORU’NUN RESMİ TERCÜMESİ AYLARDIR BEKLETİLİYOR’

Sönmez, Meclis'i yükümlü olduğu göreve çağırırken platform olarak neler yaptıklarını da paylaştı:

“İstanbul Sözleşmesi’nin izleme ve denetleme komitesi GREVIO Raporunu’nun resmi tercümesi aylardır bekletiliyor. Bu rapor Türkiye’deki İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanışında görülen aksaklıkları tespit etmiş, bu aksaklıkların giderilmesi için yöntemler önermiş, acil alınması gereken tedbirlere dikkat çekmiş, yol haritası veriyor. Platform olarak sığınakların açılmasından, cinsel şiddet kriz merkezlerinin açılmasına kadar taleplerimizi ilettik. Tüm siyasi parti genel başkanlarıyla görüşmeler yaptık.”

“Bundan öte şüpheli kadın ölümleri kayda geçiyor. Bir o kadar intiharlar var. İntihar zorla mı, intihar süsü verilmiş cinayet mi olduğu konusu araştırılmıyor. Yeterince soruşturulmadan kapatılan dosyalarda cinayete kurban giden kadınların sayılarını hükümet bize vermiyor.”

‘3000’İN ÜZERİNDE BASIN TOPLANTISINDAN SADECE 16’SI KADINLARLA İLGİLİ’

Meclis İzleme Raporlarının Meclis'i dönüştürdüğünü ifade eden Sönmez, geçmiş yıllara göre kadınlarla ilgili olan konularda belirgin şekilde artan bir çaba gördüklerini dile getirdi ama buna rağmen meclisin kadın sorununda yeterli olmadığını kaydetti:

“Araştırma önergeleri, soru önergeleri, kanun teklifleri veriliyor ama kadınların lehine verilen kanun teklifleri, araştırma önergelerinin hiçbirisi kabul edilmedi. İktidar bloğu oylarıyla tümü reddedildi. Beş aylık raporlama sürecinde çıkarılan kanunlardan hiçbirisi kadın sorunlarına çözüm getirmek üzerine değildi. Bu süre içinde Cumhurbaşkanı kadının adını bir kere andı. O da yanlış andı. 25 Kasım’a ‘Kadınla Mücadele Günü’ dedi.”

“3000’in üzerinde basın toplantısından sadece 16’sı kadınlarla ilgiliydi. Meclisi izlediğimiz bu beş ayda hükümetin kadınlar lehine neler yapmadığını izlemiş olduk. 6284’ün uygulanması yönündeki aksaklıklara yönelik herhangi bir gelişme yaşanmadı. Kadınlara yönelik istihdamdan eğitime hiçbir konuya yer vermeyen, kadınların içinde geçmediği bir bütçe kabul edildi.”

“Tüm bu konular ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanışını takip etmekte dahil yerine getirmekle görevli birincil kurum parlemento içindeki ‘Kadın, Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’ idi ve bu komisyon yedi aydır toplanamadı. Her gün en az 3 kadın öldürülüyor, kod 29’dan en çok kadınlar etkileniyor… Bunların her birini çözmesi gereken kurum, 7 ay boyunca hiç toplanamadı. Raporumuz yayınladıktan sonra ancak 4 Mart’ta toplandı.”

‘BÜTÜN YASAL KAZANIMLARIMIZ TEHDİT ALTINDA’

Avukat Hülya Gülbahar ise geçtiğimiz bir yıl boyunca kadına yönelik suçları, ihmalleri, bilinçli bir şekilde geri alınmaya çalışılan yasal hakları anlattı:

“Çocuk istismarcılarına af getiren teklif meclis kulislerinde dolaştırılmaya başlandı. Kadın hareketi olarak 2016’da püskürttüğümüz bu girişimi tekrar boşa çıkardık. Bu kez de İstanbul Sözleşmesinin imzasının çekilmesi girişimi başladı. Platform olarak nafaka, 103 affı, çocuk teslimi gibi girişimlere topyekün cevap vermek istedik. Şu an bütün yasal kazanımlarımız tehdit altında.”

“Karantina koşullarına artan ev içi şiddete karşı maalesef herhangi bir önlem alınmadığını gördük. Aile Bakanlığı bu süreçte iki şeyden bahsetti. Neye yaradığı belli olmayan SMS’ler göndermek, iki bazı sığınakları dezenfekte etmek. Bütün yapılan faaliyet bu. Oysaki dünyada gördük, COVİD süreci sığınaklar yetersiz kaldığı için Fransa hotellerle anlaşma yapmak zorunda kaldı.”

‘KADIN CİNAYETLERİNDEN SÖZ EDİLEN SÜRE 57 SANİYE’

“Meclisin açıldığı 1 Ekim tarihinden bugün 8 Mart gününe kadar meclis başkanı sayın Mustafa Şentop’un ağzından en küçük bir şiddeti önlemeye yönelik ifade duymadık. Randevu taleplerimize herhangi cevap almadık.”

Gülbahar, kadın cinayetlerinin sıradan mesajlarla geçiştiriliyor olmasına değinerek “İlk izleme çalışmasının yapıldığı 1 Ekim- 15 Ekim tarihleri arasındaki 15 günlük süre boyunca mecliste kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinden söz edilen süre sadece 57 saniye idi” dedi.

“Devlet tarafından teşvik ve seyir edilen, ataerkil sistemin kalbine yerleşmiş, politik bir olgu olduğunun altını çizmek için ‘cinskırım’ kavramını kullandık ve meclisi göreve çağırdık. Belediyeler sığınak açmak zorunda, 200 bin nüfusa bir cinsel şiddet kriz merkezleri açılmalı. Türkiye’de bir tane bile açılmadı. Kadın cinayetleri konusunda demeç vermek çok kolay.”

“Belediyeler kanununa göre bütün büyük şehir belediyelerinin ve nüfusu 100 bin geçen belediyelerin sığınak açmasını gerektiriyor. Ne iktidar partilerin belediyelerinde ne muhalefet partilerinin belediyelerinde yeterli sayıda sığınak bulunmuyor.”