Cumhurbaşkanı Erdoğan-Veliaht Prens Salman görüşmesi: 'Hiçbir anlaşmaya varamadılar'

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suudi Arabistan Veliaht Prens Selman görüşmesini yazan Çaralan, "Anlaşılan iki tarafın hiçbir konuda somut bir anlaşmaya varmadıklarıdır" ifadelerini kullandı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Evrensel gazetesi yazarı İhsan Çaralan, Beştepe'de gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman görüşmesini yazdı. "Bin Selman’ın 4-5 saatlik Ankara ziyareti, mayıs ayında Erdoğan’ın Riyad’a yaptığı iki günlük ziyaretin de 'iadesi'ydi" diyen Çaralan, görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularının yanıtlanmadığına dikkat çekerek, "Erdoğan-bin Selman görüşmesinin arkasından beklenen, bu tür görüşmelerin rutini olan iki liderin medyanın karşısına çıkarak, görüşmeler hakkında bilgi vermesi, gazetecilerin sorularını yanıtlamasıydı. Ancak bu ziyarette bu rutin atlandı. Basına kısa bir bilgi metni verilmekle yetinildi" ifadelerini kullandı. 

'NE ÇOK KONUDA ANLAŞILMIŞ' HAVASI VERİLMEYE ÇALIŞILDI'

Toplantının ardından basına sunulan metni değerlendiren Çaralan, şöyle devam etti: 

"Bin Selman’ın Ankara ziyaretinde Erdoğan, bir “swap anlaşması”, hatta Varlık Fonunda fiyatları üç otuz paraya düşmüş firmalardan birkaçını alması bekleniyordu. Ama görüşmenin ardından yayımlanan Türkiye-Suudi Arabistan ortak bildirisinde, tıpkı Suudi Arabistan’daki görüşmede olduğu gibi somut bir adım atıldığına dair hiçbir şey söylenmedi. Tersine; “Taraflar, bölgenin geleceğine hizmet etmek için tarihi kardeşlik temelinde iş birliğini geliştirerek sürdürme kararlılığını vurgulamışlardır” gibi “suyuna tirit” bir girizgahla başlayan ortak bildiride, “Yeni bir iş birliği döneminin başlaması” vurgulandı. Ama bildirinin en dikkat çekici yanı herhalde; “Tarafların, enerji alanında, enerji verimliliği, elektrik, yenilenebilir enerji, inovasyon, hidrokarbon kaynakları için temiz teknolojiler, hidrojen de dahil, düşük karbonlu yakıtlar alanlarında iş birliği beklentilerini, enerji sektörü ve ilgili tedarik zincirlerinin yerelleştirilmesi… yapay zeka, dijital teknolojiler ve akıllı şehirler alanlarında üretim ve yatırım ortaklıklarının geliştirilmesi konularında görüş birliğine varıldığı da vurgulandı” denmesiydi. Böylece iki tarafın birbirine verebileceği hiçbir şeyin olmadığı konular alt alta yazılarak “Ne çok konuda anlaşılmış” havası verilmeye çalışılmıştır!

'HİÇBİR KONUDA SOMUT BİR ANLAŞMAYA VARAMADILAR'

Özetle açıklanan bildiriden anlaşılan iki tarafın hiçbir konuda somut bir anlaşmaya varmadıklarıdır!

Nitekim, görüşmeden sonra yandaş medyada görüşmeye dair haberlerde de “Şu konuda anlaşıldı” diye somut bir şey söylenemediği için; yandaş medyanın bu tarihi görüşme için öne çıkardığı ortak başlık, (Çoğu yandaş gazete haberi manşetten bile vermedi) “Türkiye ve Suudi Arabistan arasında yeni dönem” gibi renksiz, kokusuz ve şekilsiz oldu. Haberin, Suudi medyasında da aynı başlıkla verilmesi elbette ki dikkat çekiciydi!

Oysa bu görüşmeden bir gün önce gittiği Mısır’da Sisi ile görüşen bin Selman’ın, “Kahire ve Riyad yönetimleri arasında imzalanan 7.7 milyar dolarlık ekonomik ve ticari anlaşmadan memnuniyet duydukları” biçimindeki açıklama da dikkate alındığında, bu açıklamada bin Selman’ın Erdoğan’a mesaj verdiğini söylemek herhalde aşırı şüpheci bir yorum olmaz.

'O BİZİM AYAĞIMIZA GELDİ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Riyad ziyareti sonrasında, Suudi üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı analizinde Guardian, Suudi yetkililerin bu ziyaretten duyduğu memnuniyeti aktarırken, Suudi yetkilinin, “Bizim ona ihtiyacımızdan daha çok onun bize ihtiyacı var ve o bizim ayağımıza geldi. Erdoğan bu duruşuyla milyarlarca dolarlık gelir kaybına uğradı. Bu yüzden ticaret koşullarını biz belirleyeceğiz” değerlendirmesi de Türkiye-Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin bugünkü halinin en açık ifadesidir.

...

'KENDİSİNİ GÜÇLENDİRECEK HER ŞEYİ ELDE ETTİ'

Kısacası bin Selman, gelinen aşamada bölgede kendisini güçlendirecek her şeyi elde ederken, bunu Türkiye’ye hiçbir şey vermeden yapmayı başarmıştır!

Bin Selman’ın ziyaretiyle Suudi Arabistan’dan ekonomik destek beklentileri boşa çıkan Erdoğan ise, 28-30 Haziran’da toplanacak NATO Madrid zirvesine acil sıcak para ihtiyacı had safhaya çıkmış olarak gidecektir.

NATO zirvesinde Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini “veto” etme kararlılığını gösterecek mi yoksa bu vetosuna bir “fiyat” mı biçecek bunu da önümüzdeki hafta içinde göreceğiz." (HABER MERKEZİ)

YAZININ TAMAMI