ÇHD davası 1 Haziran'a ertelendi: Tutukluluklara devam kararı verildi

ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın tutuklu olduğu, toplam 22 avukatın yargılandığı ÇHD davasının duruşması görüldü. Dava 1 Haziran'a ertelenirken tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Çizim: Murat Başol
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın tutuklu olarak yargılandığı 22 sanıklı davanın duruşması İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri Kapalı Cezaevi Yerleşkesinde başladı. 8,5 yıllık davanın bugünkü duruşmasına Selçuk Kozağaçlı da katıldı. 1 Haziran'a ertelenen davada tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.

Duruşmayı takip etmek için Fransa Barolar Birliği, Paris, Brüksel, Liege, Bologna Baroları, Avrupa Barolar Federasyonu, Almanya Cumhuriyetçi Hukukçular Derneği, Uluslararası Avukatlar Birliği, Risk Altındaki Avukatlar için Uluslararası Gözlemciler, Fransa - Sınır Tanımayan Avukatlar temsilcileri de Silivri'ye geldi.

'DELİL ÜRETME TAKTİĞİ AVUKATLARIN ALEYHİNE KULLANILIYOR'

Duruşmada söz alan Selçuk Kozağaçlı’nın avukatı Derviş Aydın, davanın, sahte delil üretmekle yargılanan eski kamu personeliyle üretilen delillerle sürdürüldüğünü anlattı, bu isimlerden firari Adem Özcan’ın soruşturmayı yürüten ve iddianameyi hazırlayan savcı olduğuna işaret etti. Dönemin İstanbul TEM Müdür Yardımcısı Serdar Bayraktutan ve eski İstanbul TEM Şube’de görevli komiser Ferdi Taşkaya’nın durumunu da örnek gösterdi.

Bu isimlerin İstanbul 14. ACM’de görülen “Selam Tevhid kumpas davası”nda yargılandığını anlatan Aydın; sahte delil, ajan-provokatör kullanma, illegal yöntemlerle temin edilen dijital verilerle oynamakla suçlandıklarını vurguladı. Yargılanan avukatlar aleyhindeki tanıklıklara ilişkin dayanaksızlıklar ve reddedilen tutarsız ifadelerden, iddianameden alıntılar yaparak örnekler veren Derviş Aydın, “FETÖ yapılanması içindeki polislerin her türlü kumpası kullandıklarını biliyorduk. İsmet Özdemir ifadeleri de bunlar arasında. Önceki dönemde başlayan itirafçı üretme ve delil üretme taktiğinin devam ettiği ve avukatlar aleyhinde kullanıldığını görüyoruz” dedi.

Avukat Hasan Fehmi Demir de mahkeme heyetine hitaben, "Hollanda-Belçika belgelerini bu ülkelerden istemek yargılamayı uzatır diyorsunuz ama bu dosya soruşturma evresi de dahil 9 yıla yaklaştı. Bu zaman probleminizi sanıklara yükleyemezsiniz. En nihayetinde geçen celse ATK’ye gönderdiğiniz materyaller üzerinde yapılacak incelemeye dair bizim de esaslı taleplerimiz vardı. ATK'nin inceleme yaparken kesinlikle dikkate alınması gereken hususlar bunlar. Bunları kabul etmediniz. Aynı talebi yineliyoruz" dedi.

'BU DOSYANIN SORUŞTURMASINI YÜRÜTEN KOLLUK KAÇAK'

"Biz ÇHD Genel Başkanını ve genel merkez yöneticiliği yapmış avukatların tahliye edilmiyor olmanın acısını yaşıyoruz" diyen avukat Oğuzhan Topalkara da, "Tutuk devam kararlarınızda inatla bir gerekçe yazmıyorsunuz, katalog suç diyorsunuz, kaçma şüphesi diyorsunuz. Müvekkillerimiz, tüm bunların öncesinde; bir celladın elinden yargılandılar. Bu dosyada ise tek talepleri, bizi 'gerçekten' yargılayın idi. Dolayısıyla bu dosyada bizden yana kaçak yok. Ama dosyanın kaçağı var. Bu dosyanın kaçağı, soruşturma - iddianame savcısı Adem Özcan. Bu dosyanın soruşturmasını yürüten kolluk kaçak. Ve siz bu kaçakların topladığı, 'oluşturduğu' deliller ile yazılan iddianame üzerinden 6 yıldır meslektaşlarımızı yargılıyorsunuz. Ve tutuklular. Bu celse artık sizden, zaten yazamadığınız tutul devam gerekçesini değil tahliye kararını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

KOZAĞAÇLI: 'BULDUM' DEDİĞİNİZ ŞEYLER ORJİNAL DEĞİL

Duruşmada söz alan Selçuk Kozağaçlı, sözlerine, "Avukatlarımın konuşurken kelimelerini dikkatle seçmeye çalıştığını farkettim. Ben de mesleğimi yaparken öyle yapardım. Ama şimdi sanığım ve siz heyetle daha özel bir ilişkim var. O nedenle ben daha açık olacağım" diyerek başladı.

Kozağaçlı sözlerini şöyle sürdürdü: “'Buldum' dediğiniz dijitalleri incelemeye gönderdiniz ancak bizim taleplerimizi dikkate almadınız. 'İlk rapor bir gelsin bakalım' dediniz diye okudum ben durumu. Şimdi söylüyorum tekrar, buldum dedikleriniz dosyadaki evrakları barındırmıyor. Ben bundan çok eminim. 'Buldum' dediğiniz şeyler orijinal değil. Dijitaller için, “orijinaller” için siz yazmasanız ben Hollanda’ya yazmaya devam ederim, bundan kaçış yok. Bu dijital belge bu dosyadaki delilleri barındırmıyor ben bunu biliyorum.

Soruşturma polisi Ramazan Akyürek hakkında konuşalım biraz. Şimdi kendisiyle aynı cezaevindeyiz. Ramazan'ın 20 yıl boyunca el atıp mahvettiği bütün dosyaları kaldıracak olsak Türkiye adalet sistemindeki dosyaların dörtte birini ortadan kaldırmak zorundayız. Ramazan’ın yaptığı işlerin tamamından savcılar memnun değil, diyemeyiz. Bana ve arkadaşlarıma karşı yaptığı işlerden savcılar memnun. Ancak cumhurbaşkanına veya çocuklarına, bakanlara karşı yaptığı işlerden memnun değiller."

'FETÖCÜLERİN İŞLERİNİN KUMPAS OLDUĞUNUN DELİLLERİ VAR'

"Fetöcülerin işleri kötüdür, biz kötü işten yargılanıyoruz" diyen Kozağaçlı, "Bizi tahliye edin demiyorum. Fetöcülerin bizimle ilgili yaptığı işlerin 'kumpas' olduğunun delilleri var. Ortada. Bizi bu yüzden tahliye etmelisiniz diyorum. İtirafçı olan ve TEM'in kadrolu avukatı olan Av. Süleyman, TEM'de kişilerin ifadesine girip para aldığını açıkça beyan etti. Süleyman hükümlü ve avukatlıktan atıldı. Adem Özcan zaten bildiğiniz gibi. Tüm tanıklar birçok dosyada eğitilip tanık oldular" ifadelerini kullandı.

'KUYRUĞU DİK TUTTUĞUMUZ İÇİN ACIMIZ YOK SANMAYIN'

Yıllardır tutuklu tutulan insanlar hakkında açılan soruşturmanın usulsüz olduğunu söyleyen Kozağaçlı, "Soruşturma ve yargılama sürecinde görev yapan kolluğun yargılandığı ve hüküm kurulduğu bir durum var. Bunlar çok büyük delillerdir. Daha ne olsun?  Kuyruğu dik tuttuğumuz için acımız yok sanmayın. Biz hapisle terbiye olmayız, biz polisle jandarmayla itirafçıların yalanlarıyla terbiye olmayız. Biz açlıkla terbiye olmayız. Biz bu dosya yüzünden Ebrumuzu kaybettik" dedi. (HABER MERKEZİ)