Çevre Sayfası... Dumansız Para Sahası: Başka türlü bir dünya için

Fosil yakıt yatırımlarını finanse eden bankaların sayısı dünyada azalıyor. Türkiye'de de bazı bankalar kirli enerjiye artık finans sağlamıyor. Peki ya diğerleri? İnsanların onlara da bir çağrısı var.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Dünya her geçen gün ısınıyor. Mevsimlerin yeri değişiyor. Doğanın dengesi geçen her gün bozuluyor.

Birçok hükümet dünyanın yüzey sıcaklığındaki artışı yüzyıl sonu itibariyle 1.5 santigrat derece ile sınırlamayı hedefliyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf olan 197 ülkeden 192’si Paris İklim Anlaşması'nı imzaladı. Türkiye anlaşmayı imzaladıktan 5 yıl sonra onayladı ve 2053 yılına kadar net - sıfır emisyon hedefini de kamuoyuyla paylaştı. Ancak biliyoruz ki Türkiye kömüre dayalı enerjide hâlâ kararlı bir adım atmadığı gibi kirli enerjiyi desteklemeyi sürdürüyor.

Kömüre dayalı enerjinin lokomotifi kömürlü termik santraller. Siz bir yere kömürlü termik santral açmak istediğinizde karşınıza çıkan engellerden en önemlisi bence para, yani finans. Finansman arayışına giren birçok şirket de bankaların kapısını çalıyor.

'SANAYİ DÖNÜŞÜMÜ'

350 Türkiye ile Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) “2053 Net Sıfır Hedefi İçin Fosil Finansmanından Çıkış: Şimdi” adlı ortak bir rapor hazırladı. Gelin raporu beraber inceleyelim.

Raporda 1990 yılından bu yana bakıldığında Türkiye sera gazı emisyonundaki artışın yüzde 130 seviyesinde olduğu belirtiliyor ve şöyle devam ediliyor: “Oysa ki net-sıfır hedefi kalıcı bir emisyon azaltım patikasını öngörmekte, ekonomik aktivite ve emisyonlar arasındaki bağlantıyı kıracak kökten bir sanayi dönüşümüne ihtiyaç duymaktadır.”

Yine rapora göre, sektör bazında Türkiye’nin sera gazı emisyon profiline bakılacak olursa 2019 yılı itibariyle yüzde 72 ile en büyük payın enerji sektörüne ait olduğu görülüyor. Bu tabloya bile bakınca, kökten bir sanayi dönüşümünün kaçınılmaz olduğu görülüyor.

Türkiye’nin sera gazı emisyon profili...

'TÜRKİYE’DE 4 BANKA'

Bu köklü değişimin önemli bir parçası da kirli enerjide finansman denilince ilk akla gelen bankalar. 2016 ile 2020 yılları arasında küresel ölçekte en büyük 60 bankanın 27’si fosil yakıt finansmanını azaltmış. Türkiye’de de Enerji Ekonomisi ve Finansmanı Analiz Enstitüsü’nün (IEEFA) güncel listesine göre Akbank, Yapı Kredi Bankası, Türk Eximbank ve Garanti BBVA yeni kömür yatırımlarını finanse etmeme kararı aldı.

'9 BANKAYA ÇAĞRI'

350.org tam da bu konuyla ilgili “Dumansız Para Sahası” kampanyası başlatarak fosil yakıt yatırımlarının sonlanması için Türkiye’de 9 bankaya çağrıda bulundu. İlgili bankaların genel müdürlerine açık çağrı mektubunu içeren birer paket gönderildi. Paketin içinde acil bilgi notu ve Yırcalı üretici kadınların Yırca Köyü Derneği çatısı altında hazırladıkları zeytinyağlı sabunlar yer aldı. Derneğin açıklamasına göre sabunlar banka hesaplarının kirli yatırımlardan temizlenmesini simgeliyor.

“Size, insan kaynaklı faaliyetler sonucunda meydana gelen iklim krizi ile mücadelede desteğinizi almak için yazıyoruz” diye başlayan mektupta ise şu ifadeler dikkatimi çekti: “Kritik bir noktadayız. Gezegenin bazı ekolojik sistemleri geri döndürülemeyecek şekilde hasar gördü. Buna rağmen bilim insanları küresel ısınmayı, sanayileşme öncesine göre 1.5 °C seviyesinde sınırlı tutmanın halen mümkün olduğu görüşünde. Ancak bunun için hızlı, cesur ve kararlı adımlar atılması ve kurum olarak sizin de aktif rol almanız gerekiyor.

Türkiye'nin iklim krizine direncini güçlendirmek için çalışan bir sivil toplum kuruluşu olarak sizden talebimiz; başta kömür olmak üzere fosil yakıtlara yönelik yatırımların finansmanında yer almayacağınızı duyurmanızdır.”

Türkiye’nin sera gazı emisyon profili...

'DÖNÜŞTÜRÜCÜ ROL OYNAYACAK'

350.org Türkiye Kampanyalar Sorumlusu Efe Baysal, amaçlarının henüz kömürden çıkışla ilgili bir adım atmamış bankaların net taahhüt vermesini sağlamak olduğunu anlatıyor ve finans sektörünün rolünün neden önemli olduğuna ilişkin soruma şöyle yanıt veriyor: “Halihazırdaki proje finansman sistemi ortalama yüzde 20 anapara, yüzde 80 kredi prensibiyle sürdürüldüğünden 100 birimlik bir proje için 80 birimi finansal kuruluşun sağlayacağı kredi desteği ile hayata geçecektir diyebiliriz.

Bu duruma baktığımızda finansal kuruluş tarafından bu tarz büyük bir meblağın sağlanamaması halinde ise projenin hayata geçirilmesinin imkansız olacağını söylemek abartılı olmaz.

İşte tam da bu nokta finansal kuruluşların fosil yakıt finansmanındaki rolünü irdelemekte fayda var. Finansal kuruluşların başta kömür olmak üzere tüm fosil yakıtlara finansal kaynak sağlamayacaklarına dair bir karar almaları kesinlikle dönüştürücü bir rol oynayacaktır.”

Formül basit; kirli enerjiye yatırım yapmak isteyenler ne kadar az destek ya da finansman bulursa işleri o kadar zorlaşır ve dünya için ufak da olsa bir umut doğabilir.

Peki, biz bu konuda ne yapabilirsiniz?

Paramızı bir bankaya yatırırken dünyayı da düşünebiliriz.