'Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikâyesi’nde izleyicileri neler bekliyor?

Behzat Ç. dizisinde Akbaba karakterini canlandıran Berkan Şal’la dizinin yeni sezonunu konuştuk. Şal, "Sanat yapmaya çalışan biri olarak benim işim eleştirmek. Eleştirmek olumlu bir durumdur" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 'Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikâyesi', 6 Aralık’ta BluTV’de yayınlanmaya başlayacak. Dizinin izleyicileri büyük bir merak içinde, şimdiden sosyal medyada pek çok şey konuşulmaya başladı bile.

Biz de bu merakı biraz olsun giderebilmek için Berkan Şal’la, Cinayet Büro’nun demirbaşlarından olan Akbaba’yla bir araya geldik. Kendisine yeni sezon heyecanını, Akbaba’nın serüvenini ve Behzat Ç.’nin diğer polisiye dizilerle olan farkını sorduk.

Behzat Ç.’nin ilk bölümünün üzerinden yaklaşık 12 yıl geçti. 12 yıldan sonra bile dizinin hayran kitlesi gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Bugünden geriye baktığınızda Behzat Ç. yolculuğu hakkında neler söylemek istersiniz?

Behzat Ç. hiç bitmemiş gibi hissediyorum. Ne aldığım tepkiler değişti, ne sokaktaki tavır değişti. Hiç kötü eleştiri almadım diyebilirim. İşin güzel tarafı, bu mesleğin erbabı insanlar çok hoş eleştiriler yapıyor. Polisler de öyle. 'Abi süpersiniz, bizi çok iyi yansıtıyorsunuz, demeleri beni müthiş keyiflendiriyor'. Sıradan insanın tepkisi de önemli ama bunların yeri bir başka.

'BEHZAT Ç., ÜLKEDEKİ ÇARPIKLIĞI GÖSTEREN BİR DİZİ'

İnsanların Behzat Ç.’yi bunca sevmesinin nedeni dizinin gerçekçiliği mi?

Bir dizide illa güzel güzel insanlar, güzel güzel manzaralar olmak zorunda değil. Yaşamın gerçekliği böyle değil ki zaten. Kimse bir eli yağda bir balda yaşamıyor bu ülkede. Yaşayan bir kesim var elbet ama bu konuda da bir adalet olması gerektiğini düşünüyorum. Behzat Ç., ülkedeki bu çarpıklığı gösteren bir dizi. Mış gibi yapmayan, yalancıktan yapmayan bir dizi.

'SANAT YAPMAYA ÇALIŞAN BİRİ OLARAK BENİM İŞİM ELEŞTİRMEK'

Türkiye’de pek çok polisiye dizi yapıldı ama Behzat Ç.’yi onlardan ayıran da bu bahsettiğiniz şey sanırım. Önceki bölümlerde faili meçhuller, Cumartesi Anneleri, Hrant Dink suikastı, kadın cinayetleri işlendi. Hatta BluTV’deki ilk sezonda siyasal İslam’a karşı da önemli eleştiriler yöneltildi.

Cumartesi Anneleri kırk yıldır orada oturuyordu, hepimiz önünden geçiyorduk. Ülkenin gerçekliği bu. Adalet sisteminin, eğitimin, sosyal hakların durumu ortada. Bunlar varken başka neden bahsedebiliriz ki? Aksi bir durum zaten çok saçma olur. Ayrıca kimsenin bilmediği şeyler değil bunlar. Sadece insanlar bunları bir dizide duyunca “Aaa!” diyorlar.

Bu bizim, özellikle şunu eleştirelim, bunu eleştirelim diye yaptığımız bir şey değil. Sadece durum bu diyoruz. Yersin, yemezsin bu senin sorunun. Sokağa çıktığında bunları görüyorsun zaten. Benim işim kimseyi pohpohlamak, şakşaklamak değil ki. Naçizane sanat yapmaya çalışan biri olarak benim işim eleştirmek. Eleştirmek olumlu bir durumdur. İnsanların anlamadığı bu. Eleştirmek bir şeyleri olumluya yönlendirir. Değişmeye yönlendirir.

.

Akbaba’yla tanışmanız ve onunla beraber uzun yıllar geçirmenizden bahsedelim mi biraz da?

Akbaba’yı seviyorum çünkü çok fazla konuşmuyor. Okuldayken hocalarımız hep şey derdi; replikler sizin silahınızdır. Repliğiniz varsa M16’nız, topunuz varmış gibi düşünün. Zor olan konuşmamak, dinlemektir. Ben işin o kısmını çok sevdim. Karakter olarak da o nekesliği, sıradışılığı, sessizliği çok sevdim Akbaba’da. Ben de çok konuşmayı seven bir adam değilim.

'AKBABA HÂLÂ LANET, HÂLÂ İÇİNE KAPALI'

Akbaba diğer karakterlere nazaran daha acılı, daha karanlık. Yeni sezonda ona dair neler izleyeceğiz? Akbaba’yı biz artık biraz mutlu görmek istiyoruz. Böyle bir şey olacak mı?

Onu Ercan’a sormak lazım. Önümüzdeki sezonu o yazacak ama bu sezon öyle mutlu mesut bir durum görünmüyor. Hâlâ lanet, hâlâ içine kapalı bir adam. (Gülüyor) Ancak artık kendini ifade etmeye çalışan biri oldu. Bölümleri izleyince göreceksiniz. Umarım keyif alırsınız. Ben çok keyif alarak oynadım.

Behzat Ç. gümbür gümbür geliyor ama izleyicilerin içinde kalan bazı şeyler de yok değil. Cinayet Büro’nun kemik kadrosundan ayrılan oyuncular sürekli aklımıza geliyor...

Ben Fatih’le de, İnanç’la da, Erdal Hoca’yla da hâlâ yakından görüşüyorum. Bu insanlar benim dostum, arkadaşım ancak yaşam herkesi bir yerlere savuruyor. Yeni projeler, yeni işler geliyor. Öküz altında buzağı aramamak gerekiyor. Hayatın kendisi bu. 10 sene önce neredeydim, şimdi n’apıyorum…

Behzat Ç. yeni sezonda BluTV’de yayınlanacak. Ancak televizyon dizilerinin de hali ortada. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Akşam sekizde başlıyorlar, gece birde kapatıyorlar. Birden sonra da tekrarını veriyorlar. Durumu sen düşün. Böylece ortaya çıkan işler anlatıma dönüyor. Oyuncu rolünü oynayamıyor ki. 120-130 sayfa dizi çekiyorsun. Bunun kaliteli olması mümkün değil. Kaliteli diyeni sorgularım, fena da haşlarım.

Bir oyuncu olarak şunu söyleyebilirim: Benim işim oynamak, anlatmak değil. Artık karakterler anlatıcı kıvamına döndüler. Akşam senaryo geliyor. Sabah sete çıkacaksın. Beş günde de onca sayfayı çekmek zorundasın. Bir günde de bunun montajı, müziği yapılıyor. Ertesi gün yayın. Senaristler mekânları, gece-gündüzleri kısmaya çalışıyorlar. Çekenler gene aynı. Setlerin durumu ortada. Birisi bu işleyişe sağlıklı diyorsa bunun altında bir şey ararım.

.

Dizilerin, filmlerin yanında uzun yıllardır tiyatro da yapıyorsunuz. Şu sıra tiyatroda neler yapıyorsunuz?

Şu sıralar Koleksiyoncu oyunum devam ediyor. Bu oyunu hem yönettim hem oynadım. Sonra bir operasyon geçirdim, iyileştiğimde iki üç oyun oynadım. Bu sefer de pandemi girdi. Bütün tiyatrolar kapandı. Pandemi sonrasında oyuncum ayrılmıştı. Tekrar oyuncu buldum, tekrar prova yaptık. Şimdi yeniden sahnedeyiz. Bu oyunu oynamayı çok istiyorum. Çok derinlikli bir oyun. Bir mezar kazıcısıyla yeni ölmüş birinin sohbetini içeriyor. Hakan Boyav yazdı. Sağ olsun, oyunu bana emanet etti. Ben de zevkle oynuyorum.

Oyuncu olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Okusunlar. Bu işe gerçekten gönül veriyorlarsa eğitim almalılar. Dünya güzeli de olsanız, manken de olsanız bilmediğiniz bir konuda bir şey yapmazsınız.

Türkiye’nin en önemli polisiye dizilerin birinde oynayan bir oyuncu olarak sizin en sevdiğiniz polisiye diziyi öğrenebilir miyiz?

Çok çok eski bizi dizi vardı Baretta diye. Kirli bir polisi anlatırdı. Onu çok severdim, çok eskidir ama hâlâ aklımdadır.

Son zamanlarda neler yapıyorsunuz? Behzat Ç.’den sonraki projeleriniz nelerdir?

Koleksiyoncu devam edecek. Hasan Can Kaya’yla "Çok Aşk" diye bir film çekiyoruz. Sonra Ankara’ya dönüp yeni bir oyun provasına başlayacağız.

'NOTRE DAME’IN KAMBURU’NU OYNAMAK İSTİYORUM'

Hangi oyun olduğu belli mi peki?

Ben Notre Dame’ın Kamburu’nu oynamak istiyorum. İnşallah olursa onu sahneleyeceğiz.

Behzat Ç.’nin yeni sezonuna dair son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Yaptığım iş benim içime sindi. İnsanların da aynı duyguyu paylaşması tabii ki önemli. Ancak bir oyuncu olarak siz yaptığınız işin arkasında duramıyorsanız kimse durmaz. Ben çok rahat şekilde durabiliyorum.