Bursa'dan Akbelen'e destek: Kalbimiz Akbelen'de atıyor

Bursa Artvin Çevre Platformu'nun Akbelen Ormanı'nda ağaç kesimini protesto etti: "Umudunu kaybetmeyen, inadına yaşam alanlarını ve doğayı savunan Akbelen halkının yanındayız."

Google Haberlere Abone ol

Pelin Akdemir

BURSA - Bursa Artvin Çevre Platformu (BAÇEP), Muğla'daki Akbelen Ormanı'nda maden sahası için yapılan ağaç kesimine karşı süren direnişe destek olmak amacıyla, Mesken Meydanı'nda basın açıklaması düzenlendi.

Bursa Su Kolektifi üyelerinden Ferhan Küçük, hafta sonu direnişe destek olmak için Akbelen'e gittiklerini, 2 kişinin gözaltına alındığını, Cemile Boncuk'un jandarmanın itmesiyle düşmesi sonucu kafa travması geçirdiğini söyledi.

Küçük, Cemile Boncuk'un mesajını alandakilere okudu. Mesajda, "Bizler yaşamı oluşturan her şeyle, doğayla, suyla, sincapla eşit, evrensel değerlere göre yaşamak istiyoruz. Biz, büyük insanlığız ve ayaktayız. İnanıyorum ki biz kazanacağız" ifadeleri yer aldı.

'İNSANLIK DOĞAYLA SAVAŞI KENDİ CANIYLA ÖDEYECEK'

Basın açıklamasını okuyan platformun temsilcisi Ahmet Orhan, "insanlığın doğa ile savaş halinde olduğunu" söyledi.

Orhan, "Bu savaşın kazananı doğa olacak ve insanlık bu savaşı kendi canıyla ödeyecek. Her şey daha fazla para üzerine kurulu olan bu düzen içinde sırf bir avuç muktedir, servetlerine servet katmak için sağlıklı geleceğimizi tehlikeye atıp, geleceği ipotek altına alıyor. Sadece ülkemiz değil, Dünya’nın birçok yerinde küresel ısınmanın izleri an ve an artarken, bir ağacın gölgesinin, su tutan köklerinin önemi artarken ülkemizde küresel ısınmanın etkilerini daha acı bir şekilde yaşıyoruz" diye konuştu.

Orhan, "Akbelen'de yöre halkının, mahkeme kararlarının uygulanmasını istediğini ancak halka karşı bir saldırı olduğunu" belirtti.

Orhan, "Sermayeyi temsil eden IC Enerji-Limak Enerji’nin Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerine kömür sağlamak amacıyla, yüzyılı aşkındır Akbelen’de yaşayan binlerce ağacımızın katledilmesini kabul etmiyoruz. Kendimizi doğanın bir parçası olarak kabul ediyoruz. Göçüp geldiğimiz Artvin'in doğasına karşı Cengiz Limak Kolin ve benzerlerinin hatta ağa babalarının saldırılarına karşı durmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

'AKBELEN HALKININ YANINDAYIZ'

Artvin'de, Murgul'da, Cerattepe'de, Hod'da yıllardır ağaç kesiminin olduğunu belirten Orhan, "Bunca sıkıntı yetmiyormuş gibi derelerimize HES'ler, meralarımıza taş ocakları ve ormanlarımızı gençleştirme adı altında hunharca katledilişinin acısını yüreğimizde hisseden biz Artvin halkı Akbelen'in derdini kendi derdimiz olarak görüyoruz. Derelerimize HES'ler, meralarımıza taş ocakları ve ormanlarımızı gençleştirme adı altında hunharca katledilişinin acısını yüreğimizde hisseden biz Artvin halkı Akbelen'in derdini kendi derdimiz olarak görüyoruz" dedi.

Bursa'daki çevre sorunlarına da değinen Orhan, "Uludağ'ın milli park statüsünden çıkarılıp sermayeye peşkeş çekilmesine karşı durmayı sürdürüyoruz. Bursa'nın sularının şişelenerek sermayeye devrine karşı tavır gösteriyoruz. Nilüfer Çayı'nın üç beş tane şirketin kârı için zehir akmasını, Marmara'yı yok etmesini kabul etmiyoruz" şeklinde konuştu.

Akbelen Ormanı'nda bekleyen çevre gönüllülerine selam gönderen Orhan, konuşmasını "Kalbimiz Akbelen'de atıyor. Ormanda kesimler aralıksız devam ederken, umudunu kaybetmeyen, inadına yaşam alanlarını ve doğayı savunan Akbelen halkının yanındayız! Yetkilileri, mahkeme kararını uygulamaya; halka edilen zulme 'dur' demeye çağırıyoruz" sözleriyle tamamladı.

SARIBAL: İKTİDARIN ÜLKEYİ RANT OLARAK GÖRMESİNE KARŞI VERİLEN HAYAT MÜCADELESİ

Açıklamanın ardından CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, bir konuşma yaptı.

"Akbelen'de verilen mücadele sadece orman mücadelesi değildir" diyen Sarıbal, "İktidarın liberal, kapitalist anlayışına karşı ormanı savunmak, çocuklarımızın geleceğini savunmaktır. Temiz çevre hakkını savunmaktır. Akbelen'de verilen mücadele herkesin geleceğini koruma mücadelesidir. İktidar, ağaç, ot ne kadar yeşil varsa hepsini satıp üç kuruşa çevirmek istiyor. Bunu da kendi çete düzeniyle yapıyor. Yani iktidar bu ülkeyi tamamen rant, kâr, meta, eşya olarak görüyor. Bu nedenle orada verilen mücadele hayat mücadelesidir" ifadelerini kullandı.