Borsanın 100 yılı: Pazar mı yatırım mı?

Hisse senedi yatırımı; şirketin büyümesinden faydalanmak için yapılıyorsa, bu bir yatırımdır. Ama borsadaki fiyatının yükselişinden faydalanmak amaçlanıyorsa bu ‘trade’ etmektir. Yani spekülasyondur.

Google Haberlere Abone ol

Zeynep Candan Aktaş*

Borsayı anlatabilmek için önce bu borsada işlem görecek menkul kıymetlere ihtiyaç var. Menkul kıymet dediğimiz şey bir varlığa dayalı olarak çıkarılan kıymetli evrak. Bu kıymetli evrak bir borçlanmayı da temsil edebilir, bir ortaklığı da. Borçlanmayı temsil edenler; tahvil, bono, kira sertifikası, gelir ortaklığı senedi, finansman bonosu, vb. başlıklar altında toplanabilir. Ortaklığa dayalı olanlar hisse senetleridir. Yeni nesil kıymetli evraklar ise vadeli işlem kontratlarıdır.

O zaman şimdi baştan başlayalım; ister borçlanma amacıyla çıkarılmış olsun, ister ortaklık amacıyla; menkul kıymetler, borsaların vitrinindeki ürünlerdir. Peki; bu menkul kıymetleri kim çıkarıyor, kim ihraç ediyor diye bakıldığında, devletler ve şirketler karşımıza çıkıyor. Devletler genellikle tahvil-bono çıkarırken, (ihraç ederken) şirketler çoğunlukla hisse senedi ihracı yapıyor. Demek ki, bir borsa oluşabilmesi için önce borçlanmaya veya hisse senedi ihracına uygun bir ekonomik yapı gerekiyor. Bunun yanında anlaşmazlıklarda çözüm üretecek ve bu çözümlere herkesin saygı duyacağı bir hukuk iklimi, iş hayatını desteklemeli. Kanun ve kuralların geçerli olduğu ekonomik ve toplumsal yapılarda birçok kişinin ortak olduğu şirketler, daha kolay yeşeriyor, işbirlikleri artıyor. İşbirliklerinden doğan güç ile 15. yüzyılda Amerika’yı keşfedecek geminin masrafları finanse edilebiliyor. Günümüzde ise, bu güç, devletlerle boy ölçüşecek büyüklükte şirketleri ortaya çıkarıyor.

Wikipedia’daki dünyanın en eski şirketleri listesinin başında 578 yılında kurulan bir Japon inşaat şirketi var. Türkiye listeye 1584 yılında Çemberlitaş Hamamı ile giriyor. İlk kurulan şirketten tam olarak bin yıl sonra. Buna bakarak, bizde borsanın neden dünya borsalarından çok sonra kurulduğu da anlaşılabilir.

İLK BORSADAN GÜNÜMÜZE

Kayıtlar, MS 250’de bugünkü Kütahya ilinin sınırları içerisinde bir ticaret borsasının olduğunu gösteriyor. Ama menkul kıymet borsası ilk olarak Avrupa’da ortaya çıkıyor. Özellikle deniz ticaretinin gelişmesiyle, sigorta poliçeleri yazılmaya başlanıyor. Böylece, gemilerin denizde batma olasılığına karşı, risk; farklı kişi ve kurumlara dağıtılıyor. Önceleri, bu poliçelerle birlikte ticari senetler, kıymetli madenler ve her türlü ticari emtia, pazar yerlerinde birlikte işlem görüyor. Güvenlik ihtiyacı zamanla borsaların kapalı alana çekilmesine ve kurallara bağlı organize piyasaların oluşmasına yol açıyor.

Osmanlı’da ilk borsa ise Kırım Savaşı'nın finansmanını dış piyasalardan sağlamak için çıkarılan tahvillerin işlem görmesi amacıyla 1866’da kuruluyor. Kuruluşta ‘Dersaadet Tahvilat Borsası’ olan adı, 1906 yılında ‘Esham ve Tahvilat Borsası’na dönüştürülüyor. Cumhuriyet döneminde yapılan reformlarla Atatürk, İş Bankası ve Merkez Bankası’nın halka açık olarak, kurulmasına öncülük ediyor. Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsası 1985’e kadar faaliyet gösteriyor. Bu arada 1980’li yıllarda bankerler krizi patlıyor. Yüksek enflasyon ortamında bankalardan daha yüksek faiz veren bankerler, halktan topladığı paraları geri ödemekte zorlanmaya başlayınca, piyasanın düzenlenmesi ihtiyacı doğuyor.

1981 yılında Sermaye Piyasası Kurulu, ardından 1985’te İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kuruluyor. 1989 yılında çıkarılan 32 sayılı karar ile yabancı yatırımcılara Türkiye’de her türlü menkul kıymete yatırım yapabilme ve karlarını transfer edebilme olanağı sağlanırken, diğer taraftan borsada alım yapması amacıyla Türkiye Fonu oluşturuluyor. Tabii ki bu gelişmeler, borsadaki hisse senedi fiyatlarına yükseliş olarak yansıyor. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası 2013 yılına kadar bir kamu kurumu olarak faaliyetini sürdürüyor. 2013 yılında yasa değişikliği ile anonim şirkete dönüştürülüyor ve Borsa İstanbul (BİST) adını alıyor.

BORSA NEDİR?

Menkul kıymet borsaları, aynen mahallede her hafta kurulan pazar gibidir. Mahalle pazarından farkı, organize olmasıdır. Ne demek organize olması? Pazara hangi ürünler (menkul kıymet, tahvil, bono) gelecek, kimler (yatırımcılar) bu ürünlere yatırım yapacak? Yatırımcılar pazarda olduğu gibi doğrudan ürünleri alıp-satabilecek mi? Yoksa bir aracıya mı (aracı kurum, banka) gitmeliler?

Peki, neden aracı kuruma ihtiyaç olsun, yatırımcılar aynen pazardan alış-veriş yaptığı gibi, neden borsadan doğrudan alış-veriş yapamasın? Burada, pazarda işlem gören varlıkların, yani menkul kıymetlerin özelliği devreye giriyor. Borsada işlem gören menkul kıymetleri semt pazarındaki ürünlerden ayıran önemli farklar var. Öncelikle bu pazardaki bütün ürünler standart hale getiriliyor. Örneğin; her bir hisse senedi bir lot ve kademeleri olarak işlem görüyor. Sonra buradaki ürünlerin, getirisi, halka arzı, temettüsü, sermaye artışı, hisse geri alışı vb, birçok özelliği ile bunların önce pazara sunulacak halde olup-olmadığının kontrolü ve sonra da müşteri adına saklanması gerekiyor. Ki, müşteri her satmak istediğinde tekrar tekrar menkul kıymetin niteliklerinin kontrolüne gerek kalmasın. Diğer yandan bu pazarda işlem yapmak isteyen alıcının da, verdiği emrin karşılığında parasının olup-olmadığının kontrolüne ihtiyaç var. İki taraflı bu kontroller aracı kurumlar tarafından gerçekleştiriliyor. Bu yüzden de borsalarda işlem yapabilmek için önce bir aracı kurum veya bankada hesap açılıyor.

Toparlayacak olursak, borsa, menkul kıymetlerin işlem gördüğü bir pazar. Bizde en bilineni, hisse senedi pazarı da olan Borsa İstanbul. Borsada oluşan işlemlerin düzenleme ve denetimini yapan Sermaye Piyasası Kurumu (SPK), bu pazardaki malların (hisse senetlerinin) yatırımcılar adına saklamasını yapan TAKASBANK, pazara çıkacak malların (halka arz edilen hisse senetlerinin) kayıtlarını oluşturan Merkezi Kayıt Kurumu (MKK) gibi bu pazara özgü kurum ve kuruluşlardan söz edilebilir.

ENDEKS NEDİR?

Her gün haberlerde borsa düştü veya borsa yükseldi, yorumları yapılıyor. Borsa bir pazar ise, nasıl düşüp, yükselebilir ki? Aslında burada söz edilen, borsada işlem gören hisse senetlerini temsil eden bir endeks. BİST 100 endeksinin düşüp-yükselmesi borsaya atfediliyor. (BİST 100 endeksi kabaca halka açık ve son altı ayda en çok işlem gören 100 hisse senedinin ağırlıklı fiyat ortalamalarından hesaplanıyor.)

Peki, bir endekse neden ihtiyaç var? Borsalarda varlık fiyatları sürekli olarak bir denge arayışında olup, istikrarsız bir görünüm sergiliyor. Hisse senetlerinin fiyatları bazen birbirleriyle aynı yönde, bazen ters yönde hareket ediyor. Piyasanın genelinde hareketin hangi yönde olduğunu anlayabilmek için endeksler hesaplanıyor. Yani endeks, borsada işlem gören hisse senetlerinin yönünü belirlemek için kullanılan bir gösterge. İkincisi ise bazı finansal ürünlerin getirilerinin kıyaslanması için bir kıstas olarak veya dayanak olarak kullanılarak, alternatif varlıkların getirilerinin kıyaslanmasını sağlıyor.

HİSSE SENEDİ NEDİR?

Şimdi borsanın içine girelim: Burada tahvil pazarlarının yanında hisse senedi pazarı da var. Bundan 30 yıl önce gerçekten de İstanbul Salıpazarı’nda borsa binasının önünde pazar tezgahları üzerinde özel kağıtlara basılmış hisse senetleri alınıp-satılıyordu. Binanın içinde yapılan işlemler kayıtlara geçiyor, bina dışında küçük çaplı kayıt dışı alım-satımlar yapılıyordu. Borsanın bugünkü binasına geçmesiyle elektronik alım-satım sistemine geçildi. Kağıt hisse senetleri Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından kayda alındı. Hali hazırda borsadaki işlemler ve bunların takası (hisse senedi satışı karşılığında para, para karşılığında hisse senedi alımı) elektronik ortamda gerçekleştiriliyor. Borsa’da kağıt basılı hisse senetleri ise sadece sergilenmek amacıyla duvarlarda asılı.

Peki, borsada elektronik ortamda işlem gören hisse senetleri nereden geliyor, diye düşünebilirsiniz. Burada son dönemde çok karşılaştığımız ‘halka arz’ kavramı karşımıza çıkıyor. Hali hazırda işlem gören hisse senetlerinin hepsi zamanında ‘halka arz’ edilerek, borsada işlem görmeye başlamış. Peki, yatırımcılar neden hisse senedi almak istiyor?

Hisse senetleri, yatırımcısına şirkete ortak olma hakkı veriyor. Ortaklık hakkının sağladığı avantajlar ise, kâr payı alma, genel kurula katılma, sermaye artışına katılma ve tasfiyeye katılma olarak sıralanabilir. Bir şirkete ortak olunduğunda, şirketin faaliyetleri sonucunda oluşan kâr payı ortaklara dağıtılıyor. Şirket büyüdükçe ve geliştikçe de borsada işlem gören hisse senetlerinin değeri artıyor. Yatırımcıların hisse senedi alma isteğinin arkasındaki en güçlü neden, şirketin hisse senetlerinin değer artışından faydalanmak. Çoğu zaman bu istek, şirkete ortak olmanın sağladığı avantajların önüne geçiyor ve yatırımcılar borsada bir spekülatör gibi davranıp, kısa vadeli hisse senedi alıp-satmaya başlıyor. Ülkemizde yatırımcıların aldıkları hisse senetlerini ortalama elde tutma süresinin, 18 gün civarında olduğu hesaplanıyor.

HALKA ARZ

Anonim şirketler ya da şirketlerin büyük ortakları finansman sağlamak amacıyla hisse senetlerinin belirlenen bir kısmını, belli izinler çerçevesinde halka arz ediyor. Yani hisselerini belirlenen bir fiyattan başka yatırımcılara satıyor. Bu satış platformu, bazen doğrudan borsa olabiliyor, bazen de aracı kurumlar önceden yatırımcılardan talep toplayarak borsaya gelmeden yatırımcılara dağıtım yapıyor.  Daha sonrasında hisseler borsada işlem görmeye başlıyor.

Son dönemde borsanın itici gücü halka arzlar. Yılbaşından bu yana toplam 38 şirket halka arz edilerek yaklaşık 51 milyar TL piyasadan çekildi. Bu paranın büyük kısmı halka arz edilen şirketlerin kasasına gitti.

Peki, halka arz edilen hisse senetleri neden sekiz-on gün tavan fiyattan işlem görüyor, "Şirketin değeri yanlış mı belirlendi ki, borsada bu kadar yüksek talep oluşuyor" diye düşünebilirsiniz. Yılbaşından bu yana halka arz edilen şirketlerin sadece 9’u İSO 500 listesinde yer alıyor. Diğerleri orta büyüklükteki şirketler. Dolayısıyla bu şirketlerin halka arz edilecek hisse senedi adedi az. Ama bu hisselerden almak için aile, arkadaş çevresine hesap açtıranlar sayesinde hisse senedi yatırımcı sayısı da 7 milyonu geçti. Halka arzlardan alınabilecek hisse tutarı son arzlarda bin liranın da altına düştü. Halka açılacak şirketler giderek daha küçük sermayeli şirketler olurken, halka arzdan sonra hisse senetlerinin sekiz-on tavan yapması ilgiyi canlı tutuyor. Yani halk arza oluşan talep ve borsada hisse fiyatının tavan yapması, kendi kendini besleyen bir sarmala dönüştü.

HİSSE SENEDİ YATIRIMI

Bu kadar anlatımdan sonra ‘borsaya yatırım’ ifadesinin aslında hisse senedi yatırımı olduğu anlaşılmıştır Hali hazırda borsada 524 anonim şirketin hisse senetleri işlem görüyor. Bu 524 hisse senedinden hangisine yatırım yapılacağı konusu özel uzmanlık gerektiren bir iş. En çok kullanılan analiz yöntemleri ‘temel analiz’ ve ‘teknik analiz’. Her iki analiz yöntemi de özel uzmanlık gerektiriyor. Bu yüzden borsada hisse senedi alıp-satmak isteyenlerin öncelikle borsadaki şirketler hakkında fikir sahibi olması gerekiyor. Aksi halde hisse senedi yatırımından para kazanmak tamamen şans işine dönüşebilir. Hisse senedi yatırımı; şirketin temettülerinden ve zaman içindeki büyümesinden faydalanmak amacıyla yapılıyorsa, bu bir yatırımdır. Ama hisse senetlerinin borsadaki fiyatının yükselişinden faydalanmak amaçlanıyorsa bu ‘trade’ etmektir. Yani spekülasyondur.

* Bireysel Emeklilik (BES) Uzmanı