YAZARLAR

Bilime meraklı kız çocuklar (ç)ağı

STEAM alanlarına kız çocuklarını teşvik etmek, ileride teknolojide kadın istihdamını da artırır, bilimin farklı alanlarında kadın liderler de yaratır, o çok öykündüğümüz Nobel ödüllerinin bilim ve teknoloji alanında Türk bilim kadınlarına verilmesinin de yolunu hazırlar. STEAM alanlarında kız çocuklar ancak bu şekilde yıldızlara, gök bilimlerine ulaşır.

Yeryüzünde kapladığı alanın bilincinde olan bireyler olarak ortak sorunları yaşıyoruz, çoklu krizler içinden birlikte geçiyoruz.

Krizler yumağının içindeki bu sorunların çözümü de, bir araya gelmekteki hedeflerimiz de ortak aslında... Çünkü birimizin hayatını değiştirecek adım, aslında hepimizin hayatına dokunuyor.

Çocukların nitelikli ve bilimsel eğitime erişimine dair ortak çaba, demokrasiyi de, istihdamı da, çocukların iyi olma halini de, toplumun esenliğini de, bilimsel ilerlemeyi de zincirleme şekilde tetikliyor.

O yüzden erken yaşta eğitimden başlayarak toplumdaki sorunlar ve çözümler labirentinde ilerleme sürecinde yüzümüzü birbirimize dönmenin iyileştirici bir yanı var, çünkü umut ancak o şekilde filizleniyor en çorak topraklardan bile...

Sivil Toplum için Destek Vakfı ve Turkey Mozaik Foundation’ın 2023 yılı boyunca birlikte desteklediği, Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği’nin yürüttüğü Bilim ve Teknolojide Kız Çocuklar Projesi de işte bunun en çarpıcı ve güncel örneklerinden biri.

Kırşehir, Aksaray, Eskişehir ve Ankara’da kız çocuklarla STEAM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik, Tasarım/Sanat, Matematik) atölyeleri ve deneylerin gerçekleştirildiği, çocukların bilim, teknoloji, mühendislik, tasarım ve matematik alanlarında iş ve meslek sahibi kadınlarla buluşmasının sağlandığı bu projede amaç, bir anayasal hak olarak kız çocukların nitelikli eğitime ve bu kapsamda da STEAM alanlarına erişimlerini sağlamak.

Böylelikle onları pozitif bilimlere erken yaşta yönlendirmek, sorgulayıcı ve araştırmaya dayalı bir öğrenim hayatı için ilk adımlarında yanlarında olmak, onları yenilikçi düşünmeye sevk etmek ve hem bilim hem de teknoloji alanlarında üretim yapmaları için onları teşvik etmek amaçlanıyor.

Proje, kısa süre önce tamamlandı.

Urfa, Kayseri, İstanbul, Denizli, Trabzon, Eskişehir ve ABD-Wisconsin’den STEAM alanlarında çalışan kadınlar çevrimiçi bağlantıyla ve videolarıyla kapanış toplantısına katıldılar. Salonda ise kadın, çocuk ve engelli örgütlerinden aktivistler, mühendisler, yazılımcılar ve eğitimciler vardı.

Ama projeye “bitti” demek belki de haksızlık olur, çünkü içinden yepyeni bir ağ doğurdu: “Benim STEAM Ağım”

Bundan sonraki süreçte bu Ağ yeniden yapılandırılıp işlevsel hale getirilecek. Bu, kurumsal bir yapıdan ziyade, bilgi/belge/deneyim/uzmanlık paylaşımı için oluşturulmuş bir ağ. Aynı zamanda STEAM-Maker yetiştirileceği, bu alana toplumsal cinsiyet bakış açısıyla yayın üretileceği, sanatın, bilimin ve teknolojinin hak savunuculuğunda bir araç olarak kullanılacağı bir ağ olacak.

Kapanış buluşması Aralık ayının son günlerinde gerçekleşen proje, ülkemizde kız çocuklara bilim ve teknoloji odaklı bir gelecek perspektifi çizilmesi açısından son derece kıymetli. Çünkü zamanında Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Kofi Annan’ın dediği gibi, “Bilgi güçtür. Bilgi, özgürleştirir.”

Peki kız çocuklara bilgisayar, bilişim, makineler, araştırma, deney, uzay, iletişim teknolojileri, genetik bilimi, gökbilim, matematik, doğa bilimleri, mühendislik alanlarında bir eğitim ve kariyer tasarımı sunan bu proje kapsamında somut olarak neler yapıldı?

Öncelikle, Kırşehir, Aksaray, Eskişehir ve Ankara’da birer günlük STEAM Atölyeleri ve Rol Model Buluşmaları yapıldı.

Yasemin Dut’un koordinatörlüğünde düzenlenen bu atölyelerde toplam 98 çocukla çalışan Uçan Süpürge Derneği, onlarla STEAM alanlarının toplumsal cinsiyetini konuştu; STEAM mesleklerini tanıttı; bu alanda çalışan/üreten kadınlar hakkında sunumlar yaptı.

Örneğin Eskişehir’de 11-17 yaş arasındaki kız çocuklarla yapılan bilim ve teknoloji seminerine, makine mühendisi Nergis Uygun çağrılarak bu alandaki deneyimlerini çocuklarla paylaşması sağlandı; Ankara Etimesgut Bilim ve Sanat Merkezi’nde 12-18 yaş aralığındaki kız çocuklarla çalışırken Bilim Kutusu girişimini hayata geçiren biyolog Elçin Ekşi Yılmaz da video mesajını kız çocuklarla paylaşarak onlara bilim ve teknoloji dünyasında çalışmaya dair öneriler sundu. Benzer uzmanlar Aksaray ve Kırşehir’deki atölyelerde de kız çocuklarla buluştu ve deneyimlerini paylaştı.

Uçan Süpürge Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selen Doğan, bunu yaparken sadece başarılı olan kadınlara odaklanmadıklarını, dayanışmayı rekabetten daha değerli gördüklerini, aslolanın emek vermek, üretmek ve kadınlar olarak potansiyelimizi hayata geçirmek olduğunu söylüyor.

“Kadınlar ve kız çocuklar teknolojinin yaratılması, kullanılması ve düzenlenmesinde yeterince temsil edilmiyor. Akıl, bilgi ve teknik beceri gerektiren işler erkeklere yakıştırılıyor. Bugün halen tarım ve gıdadan uzay bilimine, yazılımdan biyoteknolojiye kadar pek çok meslekte cinsiyet eşitsizliği sürüyor. Mühendislik alanlarında, bilişimde, tıpta ve teknik bölümlerde her yıl çok sayıda mezun veriliyor ancak işgücü piyasasına bu alanlardan katılan kadınların sayısı halen çok az. Bilim ve teknoloji üretkenliğin birincil kaynağıdır ama gelişen teknoloji aynı zamanda yeni eşitsizlik biçimlerini de beraberinde getiriyor. Google’da ‘bilim insanı’ diye aratıyorsunuz, karşınıza erkekler çıkıyor.” 

“Bilimadamı” yerine “bilim insanı” kelimesini kullanmakla şıp diye çözülmüyor dolayısıyla tüm sorun... Bunun için sahada aktif şekilde çalışmak, bilime ve teknolojiye kız çocukları katmak da gerekiyor.

Atölyelerde ayrıca, çocuklarla erişilebilir, yani basit malzemelerle, sonrasında evde de uygulayabilecekleri deneyler yapıldı.

Bu atölyelere mutlaka o ilde STEAM alanlarında iş ve meslek sahibi olmuş kadınlar, rol model olarak davet edildi ve çocuklarla deneyimlerini paylaştılar. Ayrıca, çeşitli şehirlerden ve ülkelerden rol modellerin çekip yolladığı videolar da gösterildi.

Atölyelerde, “çeşitlilik” ve “kapsayıcılık” vurgusu da yapıldı; engeli, nadir hastalığı olan veya nöroçeşitliliği bulunan kadınların da STEAM alanlarındaki çalışma örneklerine yer verildi. Ne de olsa Johns Hopkins Üniversitesi’nden Carol W. Greider, “Kromozomların Telomerler ve Telomeraz Enzimi İle Nasıl Korundukları” konusundaki çalışmalarından dolayı 2009 yılı Nobel Tıp Ödülü’nü kazanan üç bilim insanından biriydi, disleksik bir bireydi ve çocukluğunda çok fazla ayrımcılığa uğramıştı.

Türkiye’de ilk kez engelli kız çocuklarla STEAM atölyesi de Uçan Süpürge Derneği’nin girişimiyle gerçekleşmişti. İki yıl önce, İsviçre Büyükelçiliği’nin rezidansında, altı kız çocukla (serebral palsili, görme engelli, koklear implantlı, otizmli, down sendromlu ve nadir hastalığı bulunan 20 yaş altı kız çocuklar), ebeveynleri eşliğinde ve iki engelli hakları uzmanı ve bir çocuk hakları uzmanı gözetiminde, bir de rol modelin katılımıyla -tekerlekli sandalye kullanan bilgisayar mühendisi bir genç kadın- atölye çalışması ve deney uygulamaları yapılmıştı.

Proje devam ederken yaşanan 6 Şubat depremlerinin ardından çocukların iyi olma haline katkı ve eğitimlerine destek amacıyla, Suna’nın Kızları ekibinin Hatay ve Maraş’taki konteyner kentlerde kurduğu Çocuk Yaşam Merkezleri’nde de iki STEAM atölyesi yapıldı. Uçan Süpürge Derneği’nden Sinem Sefa Akay ve Cansın Kuvvet’in tasarlayıp gerçekleştirdiği bu atölyelere Maraş’ta 14 ve Hatay’da 8 çocuk katıldı.

Selen Doğan, hem bu projenin hem de yıllardır STEAM başlığı altında geliştirdikleri tüm diğer çalışmaların, kamu kurumlarında yapılan STEAM çalışmalarından ayrılan çok önemli bir yanı olduğuna dikkat çekiyor:

Biz bu konuyu daima toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle ele aldık. Bilime, teknolojiye, bilişime, mühendisliklere, tasarıma, yazılıma, teknik işlere vb. erişimin, bu alanlarda düşük temsilin, istihdam, ücret ve terfi eşitsizliğinin, mobbing’in ve tüm ayrımcı işyeri/iş yaşamı koşullarının tartışılmasını sağladık. O nedenle tüm atölyelerimizi toplumsal cinsiyet eğitimleriyle güçlendirdik. Çünkü kız çocukların toplumsal cinsiyete dayalı normlar yüzünden bebeklikten itibaren, beceri geliştiren ve ileride meslek edinmeye yardımcı olacak oyun/oyuncaklara yönlendirilmediğini biliyorduk. Kız çocukların eğitime ve mesleğe toplumsal cinsiyete dayalı kalıp yargılarla değil, yetenekleri ve hayalleri doğrultusunda yönlendirilmesi gerektiğini söylemeye devam edeceğiz.”

İçinde yaşadığımız bu inovasyon ve yaratıcılık çağında kız çocukların STEAM alanlarında deneyim kazanması ve böyle bir gelecek de olabileceğini erken yaşta görmesi ve hatta yapabilirliklerini artırmaları önemli, hem kendi kişisel gelişimleri için, hem de toplumda fırsat eşitliğinin, kapsayıcılığın ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin içselleştirilmesi için...    

STEAM alanlarına kız çocuklarını teşvik etmek, ileride teknolojide kadın istihdamını da artırır, bilimin farklı alanlarında kadın liderler de yaratır, o çok öykündüğümüz Nobel ödüllerinin bilim ve teknoloji alanında Türk bilim kadınlarına verilmesinin de yolunu hazırlar.

STEAM alanlarında kız çocuklar ancak bu şekilde yıldızlara, gök bilimlerine ulaşır.

Nitelikli kadın mühendis istihdamı ancak küçük yaşlarda kız çocukların eğitimine emek vererek, onlara sosyoekonomik dezavantajlılık durumlarını da göz önüne alarak yaygın ve kapsayıcı şekilde ulaşarak olur. Kız çocukları güçlendirilirse ülke iyileşir.

Tüm bunlar olurken, bir yandan da, sanki farklı bir evrendeymişçesine Nobel Haftası’nda on yıllardır düzenlenen ve Nobel Ödülü’nü o yıl kazananları yuvarlak masa etrafında bir araya getiren, Nobel Minds isimli İsveç Televizyonu ve BBC World ortak yapımı programı izliyorum.

Bu yıl Nobel ödülü kazananlar arasında alanında öncü üç bilim insanı var. Macar bir göçmen olan ve bu yıl tıp ödülünü alan Katalin Kariko, fizik ödülünü alan Fransız Prof. Anne L’Huillier ve iktisat alanında ödülü kazanan Amerikalı ekonomist ve profesör Claudia Goldin. Nobel Minds 2023 yuvarlak masa toplantısında bu üç bilim insanının ortaklaştığı nokta, STEAM alanlarında çok az bilim kadınının olmasının sebeplerinden birinin bu alanda çok az rol model olması, laboratuvarda çalışmanın birçok kız çocuk için “erkek işi” olarak görülmesi ve buna yönelik basmakalıp yaklaşımlar, dolayısıyla halen toplumsal cinsiyet eşitliğinin yeterince içselleştirilmemiş oluşu.

Bu üç kadın da, hem dünyada, hem de ülkelerindeki kız çocuklara, STEAM alanlarında bir geleceğin varabileceği en çarpıcı zirve noktalarından birini göstermek açısından bir rol model oldu.

Benzer şekilde, Uçan Süpürge Derneği’nin yerelde kök salmasını sağladığı bu farkındalık da, kırsalda ve kentlerde birçok kız çocuk için bir aydınlanma, bir farkındalık ve bir derinleşme olanağı sağladı ve sağlamaya da devam edecek. Çünkü bilim de teknoloji de, hayatın farklı alanlarında karşımıza çıkan, bizi boğan, öfkelendiren, cesaretimizi kırmaya çalışan tüm geriye gidişlerin karşısında en güçlü itirazdır.

Edip Cansever’e kulak vermenin vakti geldi belki de... “Bütün iyi kitapların sonunda, bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda, meltemi senden esen, soluğu sende olan, yeni bir başlangıç vardır.” Bütün iyi ödüllerin de iyi projelerin de sonunda, meltemi çocuklardan esen, soluğunu çocukların merakından, yaratıcılığından, özgüveninden, yılmazlığından ve umudundan alan yeni bir başlangıç vardır.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında ve seküler bir düzende, çocuklar için, tarikatların ve dini cemaatlerin ortak yaşam kültürüne ve aydınlanmaya yönelik tüm zararlarını fark ederek, Atatürk’ün izinden giden ve bilime dayalı bir gelişim hedefi mümkün.

MS hastalığının doğa üstü nedenleri olduğunu, bu hastalığın ilahi bir cezalandırmadan kaynaklandığını ileri süren, tüm hastalıkları ecinnilere bağlayan sözde “editoryal” makaleleri şaşkınlık, kırgınlık ve büyük bir öfkeyle karşıladığımız, ama bir yandan da artık “kanıksadığımız” bir ortamda gerçek bilimin izinden gitmek, ancak çocuklara erken yaşta verilecek etkin, laik, bilimsel, kapsayıcı, doğru ve çağdaş bir eğitimle olur.

Kız çocuklarına böyle bir dünya ve gelecek hayali kazandırmak da mümkün. Yeter ki tüm alanlardaki çürümeye karşın ümitvarlığı koruyup eğitime doğru başlamasını ve sürdürmesini bilelim.


Menekşe Tokyay Kimdir?

Uluslararası ilişkiler alanında Galatasaray Üniversitesi'nde lisans, Avrupa Birliği bölgesel politikaları alanında Belçika Katolik Louvain Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini tamamlayan ve Avrupa Birliği siyaseti alanında Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü'nden doktora derecesi olan Tokyay, 2010 yılından beri ulusal ve uluslararası haber ajansları için röportaj ve analizler yaptı. Uzmanlık alanları arasında AB siyaseti, Orta Doğu, çocuk hakları ve sosyal politikalar yer almaktadır. Kendisi Fransızca ve İngilizceden birçok kitabı Türkçeye kazandırdı. Aynı zamanda aylık klasik müzik dergisi Andante’de köşe yazarı olan Tokyay, bir yandan da sanat alanında önde gelen isimlerle ve müzik alanında üstün yetenekli çocuk ve gençlerle ses getiren söyleşi dizileri gerçekleştirdi.