Güneş Sistemi’nde Dokuzuncu Gezegen’e gerek olmayabilir

Dış Güneş Sistemi’nde bulunan kimi nesnelerin yörüngeleri üzerinde ince bir ayar yapmak için gereken tek şey, büyük bir gezegen değil, buzlu bir enkaz diski olabilir. Yeni bir teori, kuramsal Dokuncu Gezegen olmadan da yörüngelerin bu şekilde olabileceğini öne sürüyor.

Google Haberlere Abone ol

Chelsea Gohd

Bazı gökbilimciler, Neptün’ün yörüngesinin ötesinde, Güneş sistemimizin en uzağında “Dokuzuncu Gezegen” adı verilen gizemli, dev bir gezegen olduğundan şüpheleniyorlar. Bu teori, görünmeyen bir nesne tarafından hareketleri etkileniyormuş gibi görünen küçük, uzak dünyaların garip yörüngesel hareketlerine dayanıyor. Fakat şimdi bir grup araştırmacı, bu yörünge garipliklerini açıklamanın başka bir yolunu buldu. 21 Ocak tarihinde The Astronomical Journal adlı dergide yayınlanan araştırmada, ekip, Güneş sistemimizin, büyük bir cisim yerine yörüngeleri etkileyen devasa bir küçük, buzul uzay kayaları diskine sahip olduğunu iddia ediyor. Elbette, Dokuzuncu Gezegen gibi, bu disk de henüz tespit edilmedi.

DOKUZUNCU GEZEGEN VAR MI?

Neptün’ün yörüngesinin dışında, Kuiper Kuşağı adı verilen bir bölgede, Neptün-ötesi cisimler (NÖC) diye bilinen binlerce küçük dünya mevcut. Bunlar asla bir gezegen haline gelememiş gezegenimsilerdir ve Güneş sistemimizin en eski günlerinden kalan cisimlerdir. Bu bölge bir zamanlar uzay kayalarıyla dolu olsa da, gökbilimciler, bu cisimlerin büyük kısmının Güneş sistemimizin ilk günlerinde, en dış gezegenlerin büyük kütleleri tarafından savrulduklarını düşünüyorlar.

Ve bilim insanları, Güneş Sistemi’nin en büyük gezegenlerinin geride kalan cisimler üzerinde hâlâ bir yörüngesel etki yarattığını biliyorlar. Öte yandan, son zamanlarda, tuhaf bir biçimde kümelenmiş yörüngelerde bulunan onlarca büyük NÖC gözlemlendi. Bu bulgu, araştırmacıları, Dünya’nın kütlesinin 10 kat ağırlığında olan dokuzuncu bir gezegenin büyük çekim kuvvetinin bu küçük, uzak nesnelerin yörüngelerini etkileyebileceğini iddia etmeye sevk etmişti.

Fakat şimdi, Cambridge Üniversitesi ve Beyrut Amerikan Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, dev bir gezegen yerine, bu çekim kuvvetlerinin Dünya’nın 10 katı kütleye sahip olan ve küçük cisimlerden oluşan bir diskin etkisi olabileceğini söylüyor.

Dev bir Dokuzuncu Gezegen açıklamasını geçersiz kılabilecek bir disk fikri çok yeni bir kavram değil. Bununla birlikte, araştırma ekibi, bu yeni çalışmanın Güneş sistemimizdeki cisimlerle bu varsayımsal disk arasındaki etkileşimi her zamankinden daha kapsamlı olarak modellediğini dile getiriyor. Beyrut Amerikan Üniversitesi’nden araştırma yazarı Cihad Touma, “Çalışmalarımız hipotez aşamasındaki kütlesel disk ve gözlemler tarafından sürdürülen dinamikler arasında ciddi bir karşılaştırma girişiminin ilk adımı ve bu sürece dair dikkate değer bir anlayış (ve bazı sınırlamalar) ortaya koyuyor,” diyor.

“Güneş Sistemi’nin böylesi uzak kısımlarında bulunan büyük bir diskin, neden gözlemsel araştırmaların ön tahminlerini temel alan kimi teorisyenlerin iddia ettiği üzere akla-hayale sığmaz olmadığını makalemizde aktarıyoruz,” diye ekliyor.

NEPTÜN’ÜN ÖTESİNDE NE VAR?

Cambridge Üniversitesi’nden araştırma yazarı Antranik Sefilian, “Dokuzuncu Gezegen hipotezi büyüleyici; fakat öne sürülen Dokuzuncu Gezegen mevcutsa, şimdiye dek tespit edilmenin çok uzağındaydı,” diyor. “Kimi NÖC’lerde gördüğümüz olağan dışı yörüngeler hakkında farklı, daha az dramatik ve belki de daha doğal bir neden olup olmadığını görmek istedik. Dokuzuncu bir gezegene kafa yormak, onun oluşumu ve sıra dışı yörüngesi hakkında merak duymak yerine, neden yalnızca Neptün’ün yörüngesinin ötesinde bir disk meydana getiren küçük cisimlerin kütlesini hesaba katmıyor ve neler yaptığını düşünmüyoruz?”

Araştırmacılar, sonuçlara ulaşmak amacıyla, NÖC’leri, hem Güneş sistemimizin en büyük gezegenlerinin çekimsel etkisi hem de Neptün’ün ötesinden geçen büyük bir diskle birlikte modellediler. Ekip, bu yapılandırmada, büyük diskle bir araya getirilen bilinen gezegenlerin sahip olduğu yerçekimi etkisinin, bu tür gruplarda gözlemlenen 30 NÖC’nin tuhaf ve kümelenmiş yörüngesini açıklamak için yeterli olduğunu keşfetti. Ekip bu modelle, aynı zamanda diskin yuvarlaklığını, barındırabileceği muhtemel kütlelerin uzaklığını ve yerçekiminin zaman içinde yönelimini nasıl değiştireceğini belirleyebildi.

Araştırma ekibi, şimdi bu devasa diskin 30 NÖC’nin kümelenmiş haldeki yörüngelerini açıklayabileceğini iddia ederken, ne Dokuzuncu Gezegen ne de diskin doğrudan gözlemlenmemiş olması sebebiyle, konunun henüz kapanmadığını kabul ediyor. Sefilian, “Her iki şeyin de gerçek olması mümkün; hem büyük bir disk hem de dokuzuncu bir gezegen mevcut olabilir,” diyor. “Her yeni NÖC’nin keşfiyle, hareketlerini açıklamaya yardım edebilecek daha fazla kanıta ulaşıyoruz.”

* Yazının aslı Astronomy sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)