YAZARLAR

Biden ile Baydın!

Bu sızma ve sızdırmaların hemen hepsi, (vergi kaçırma, kaynak transferi, yabancı şirketlerden menfaat gibi normal soruşturmaların dışında) yasa dışı. Fakat bize bir Başkan’ın evinin arka bahçesinde neler olduğunu, bahçeye nelerin gömüldüğünü, bodrum katında nelerin saklandığını ve masalardan kasalara nelerin aktığını; yani oradaki yasa, meşruiyet, etik dışı eylem ve ilişkileri gösteriyor. Bunların tamamı da özel hayat değil!

Belki ABD’de olan da “darbe girişimi”dir…

“Seçilmiş Başkan”ı devirmek için bilgisayar “hacklemek”, oğlunun kirli çamaşırlarını “Ay Bulut”tan indirmek, belki önceki Başkan’ın pisliklerini unutturmak, onun tam üç yıl önce Ukrayna’ya rüşvet verip Zelenski’den istediği Biden dosyalarını fiilen açmak, Rusya’ya yaptırımların intikamını almak, belki Kamala Harris’in önünü açmak için.

Hepsi ve daha ötesi her zaman mümkün.
“Dünyanın en ileri, en güçlü, en kudretli, çok demokratik” devleti ve ülkesinden söz ediyoruz ama…
Nihayetinde kendi başkanlarını, başkan adaylarını öldürmüş, öldürmeye teşebbüs etmiş…
İçindeki insan hakları liderlerini, siyahların önderlerini katletmiş…
Her gün polis şiddeti veya silahlı birinin katliamıyla sarsılan…
Dünyanın her yerine “demokrasi” bahanesiyle darbeler, cuntalar, işkenceler, istilalar, suikastlar taşımış bir “mekanizma” var önümüzde.

Kendi seçimlerinde dahi Rus parmağı izlerini bulan, yerlileri yok edip “özel araziler”e tıkmış, bağımsızlık devriminde bütün dünyaya ilan ettiği, “Bütün insanlar eşit doğar” diyen “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”nin sahiplerinin dahi köle sahibi olduğu, yıllarca ayrımcı kanunları bulunan, bundan 170 yıl kadar önce iç savaştan geçmiş bir yer orası!

Yani her şey mümkün.
Her komplo, her tezgâh, her oyun, her kötü niyet, her tür manipülasyon mümkün.

Fakat şu da var:
Eğer “Başkan’ın oğlu avcı Hunter”ın avlanmasında böyle niyetler varsa bile…
Bir de 52 yaşındaki “oğul”un bugüne kadar yaptıkları var.

Açık biçimde saymayacağım hepsini. Soderbergh’in filminin adıyla, “Seks, Yalanlar ve Bantlar” deyip üzerine başka devletlerle, çeşitli şirketlerle girilen “nemalı, nüfuz ticaretli” ilişkileri ekleyebiliriz.

Ah şunu da unutmamalı:
Devletler savaşır, askerler ve siviller ölürken, öldürürken; yönetim katlarında olanların familyaları da savaş temalı nema bile elde ediyor!

“Seks” başlığı altında uyuşturucudan “pedofili”ye, şiddete kadar suçlamalar ve hatta görüntüler dolaşıma girmiş.
“Yalanlar” yıllardan beri üst üste binen inkarlardan oluşuyor:
Nüfuz ticareti inkarları, maddi çıkar inkarları, yabancı devletlerin bulunduğu şirketlerden menfaat teminine, rüşvet vb. işlere dair inkarlar.
“Bantlar” ise yıllardan beri ya bilgisayarının kopyalanması, ya dinlemeler ya da son olaydaki gibi telefonunun arşivlerine, buluttaki deposuna sızılıp sızdırılanlar.

Bu sızma ve sızdırmaların hemen hepsi, (vergi kaçırma, kaynak transferi, yabancı şirketlerden menfaat gibi normal soruşturmaların dışında) yasa dışı.
Fakat bize bir Başkan’ın evinin arka bahçesinde neler olduğunu, bahçeye nelerin gömüldüğünü, bodrum katında nelerin saklandığını ve masalardan kasalara nelerin aktığını; yani oradaki yasa, meşruiyet, etik dışı eylem ve ilişkileri gösteriyor.
Bunların tamamı da özel hayat değil!
Ne yapacağız şimdi?

Türkiye’de bu sorunun cevabı, soruşturma ve yargı değil; “internet yasakları ve cezaları” olarak tescil edildi.
Üstelik sadece böyle “sızdırmalar” için değil, basbayağı “bilgi ve haber” de kapsama alanında.
Batılı ülkelerde bu sızdırmalar daha ziyade “otosansür” veya saptırma mevzuu oluyor; tabii sosyal medya sansürü de.
Fakat sosyal medya sadece “Oğul Biden”ın 2020 bilgisayar kayıtlarını görmezden gelmek isteyen, doğruluklarından “bir türlü emin olmayan” New York Times, Washington Post’u da aşıp açık sansür yapan Twitter, Facebook değil ki.

Haber, ne yaparsan yap şişedeki gibi durmuyor.
Ve üstelik daha tehlikeli ve hızlı biçimde, habercilikte, gazetecilikte olmayacak unsurları da edinip gerçek ile yalanı harmanlayarak bütün dünyayı dolaşıyor.
Bahçeli’nin “yasaklansın, kapatılsın” diye bağırdığı bir dünya yok artık.
Siz hakikati örtmeye çalıştıkça, hakikat yalanları da yüklenip daha beter hale gelebiliyor!

“Seks ve şiddet skandalı”nın öte yanındaki vahim özet şu:
1.Ukrayna’nın en büyük gaz ve petrol şirketlerinden, “Kıbrıs bandıralı” Burisma’nın yönetimine (2014-2019) “Oğul Biden”ın girmesi ve ayda 50 bin dolar kadar “harçlık” alması!
(Holdingin yönetiminde, 1999-2002’de CIA Karşı Terör Merkezi Direktörü olan Joseph Cofer Black de vardı.)
2. Biden’in Başkan Yardımcısı iken, Kıbrıs (Rum kesimi) ziyaretinin de Ukrayna bağlantılı bulunması
3. “Oğul Biden”ın Çin’in en büyük enerji şirketlerinden biri ve bir Çin fonu ile ilişkisi. Yani Ukraynalı oligark Zloçevski dışında, Çinli enerji kralı Ye Jianming ile de bağlantısı.
4.Ukraynalı şirketi soruşturmak isteyen savcı Şokin’in, ABD (Biden) ve AB baskısıyla görevden kazınması.
5. Bunların hepsinin, siyasetin, başkan yardımcılığı ve başkanlık yoluyla Beyaz Saray’ın içinde, ABD’nin tepesinde olan bir babayla olması!

Kıssadan hisse şu:
Evet, birilerinin kafasında komplolar, tezgahlar, darbe hevesleri olabilir…
Peki, siz neden böyle şeyler yapıyorsunuz!
Ayıp değil mi!

Bir de, bir gazeteci atasözü:
Sen, ben faniyiz…
Hakikat, baki!
Tamam mı!


Umur Talu Kimdir?

Galatasaray Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu olan Talu, genç yaşında Günaydın, Güneş, Cumhuriyet, Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde önemli görevlerde bulundu. Milliyet Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmenliği yaptı. Milliyet, Star, Sabah ve Habertürk gazetelerinde yıllarca köşe yazıları yazdı. 1996’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) Türkiye Basın Özgürlüğü ödülünü aldı. 1998 ve 2000 yıllarında TGC Yönetim Kurulu’na seçildi, 2001 yılında TGC Başkan Yardımcısı oldu. 2004 ve 2005 yıllarında yılın köşe yazarı seçildi.