Bestler-Dereler bölgesi: Köylüler evine dönmeyi bekliyor

Köylüler, yaklaşık 30 yıl önce güvenlik gerekçesiyle boşaltılan Bestler-Dereler Bölgesi’ne geri dönmenin hayalini kuruyor. Her sene dönüş için 200’ü aşkın köylü dilekçe veriyor.

Bestler-Dereler bölgesi
Google Haberlere Abone ol

Şirin Bayık

ŞIRNAK - Şırnak'ın Bestler-Dereler bölgesi, 1989 yılında güvenlik gerekçesiyle boşaltıldı. Köylerini terk etmek zorunda kalan köylüler, yıllardır geri dönmek için uğraşıyor. Her sene dönüş için dilekçe veren köylülerin sayısı, 200’ün üzerinde.

33 YILDIR GERİ DÖNMENİN HAYALİNİ KURUYORLAR

2004 yılında yürürlüğe konulan 5233 sayılı yasa kapsamında, bu köylerde taşınmazları bulunan bölge halkının maddi zararlarının karşılanmasına yönelik bir yasal düzenleme yapıldı ve bu düzenlemeyle halk adına idari başvurularda bulunuldu. 2004’te, OHAL’in ilan edildiği tarihe kadar olan zararlar nispi olarak karşılandı.

33 yıldır mücadele veren köylülerden Şehmus Kabul, 1989’da ailesiyle Bestler-Dereler bölgesini terk etmek zorunda kaldı ve Şırnak merkeze yerleşti. Kabul, “O zaman 40 yaşındaydım, şimdi 75 yaşındayım. 33 yıldır hâlâ terk etmek zorunda kaldığımız toprağımıza geri dönmeyi hayal ediyoruz” dedi.

Yıllar önce bölgeyi terk etmeleri gerektiği bildirilen köylüler, çevre köylere ve başka illere dağıldı. Kabul, yaşadıkları o günleri şöyle anlattı: “Biz orada hayvancılık, çobanlık, tarım yapıyorduk. Barınma, yiyecek ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyorduk. İyi bir hayatımız vardı. Biz oraya alıştık. 1989’da yaşanan çatışma ortamında arada kaldık. Devlet yetkilileri bize orada kalamayacağımızı söyledi. Biz de, farklı köylerden, 500-600 belki de daha fazla kişi, kafileler halinde bilmediğimiz yerlere göç etmek zorunda kaldık. Bütün her şeyimizi topladık ve yürüyerek yeni yaşam yerleri aradık. Elimizdeki hayvanları da satmak zorunda kaldık. Geri dönme talebimizi hep dile getirdik. 2014’te iki yıllığına bölgeye giriş izni verildi. Biz de 12 aile, hemen gidip oraya yerleştik sevinçle ama güvenli olmadığı gerekçesiyle 4 Mart 2016’da tekrar toprağımızı terk etmek zorunda kaldık.”

Köyde yıkıntıları kalmış bir ev.

‘TOPRAĞIMIZA KAVUŞANA KADAR DURMAYACAĞIZ’

Geri dönmek için hukuki bir mücadele veren onlarca aile bulunuyor. Ailesiyle beraber geri dönmeyi isteyen Kabul, “Burada çocuklarımız işsiz, güçsüz. Be çobanlık var ne hayvancılık ne tarım... Beş tane çocuğum var, zar zor okutmaya çalışıyorum. Buradayız ama ne iş bulabiliyoruz ne çiftçilik yapabilecek bir toprak ne hayvancılık yapabilecek bir arazi bulabiliyoruz. Köyümüzdeki hayata kaldığımız yerden devam etmek istiyoruz. Biz dilekçe vermeye devam edeceğiz, bu talebimizde ısrarcı olacağız. İsteğimiz, görevlilerin bize uygun koşulları sağlayıp eski toprağımızı serbest hale getirmesidir. Biz yeniden orada bir hayat inşa etmek istiyoruz. Burada değil, doğduğumuz büyüdüğümüz yerde yaşamak istiyoruz” diye konuştu.

Bölgede yaptıkları tarım ve hayvancılığın ülkeye katkısı olacağını da belirten Kabul, “O bölgeden ayrılan herkes aslında geri dönmek istiyor. Sadece bir köy yok, bir sürü köy ve mezra var. Orada yapacağımız tarım ve hayvancılık tüm ülkeye katkı sağlar. Çünkü ciddi bir alan var orada, biz bunu değerlendirmek istiyoruz. Bizden sonra da gelmek isteyenler olacak. Umudumuz bizim toprağımıza geri dönmemiz, ardımızdan başkalarının da gelmesi ve ekonomik bir alan oluşturmamız. Eğer kabul edilmezse seneye tekrar başvuru yaparız. Toprağımıza tekrar kavuşana kadar bu talebimizi dile getireceğiz. Oraya gitmek önce izin sonra yol ve güvenlikli ortam oluşturmalarını istiyoruz. Toprağımıza kavuşana kadar durmayacağız” ifadelerini kullandı.

200’ÜN ÜZERİNDE KÖYE DÖNÜŞ DOSYASI VAR

1 Ocak 2022-31 Aralık 2022 arası tekrar “Geçici Özel Güvenlik Bölgesi” olarak ilan edilen 14 bölgeden birisi olan Bestler-Dereler bölgesi için köylüler, hâlâ başvuruda bulunuyor. Hukuki süreci yakından takip eden Türkiye Barolar Birliği Yönetim Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Bayram, ellerinde 200’ün üzerinde köye dönüş ve zarar tespit dosyası olduğunu söyledi. Devam eden güvenlik problemleri, bölgeye patlayıcı maddelerin döşenmiş olması, bölge halkının can güvenliğinin olmadığı gerekçeleriyle geri dönüş taleplerinin reddedildiğini belirtti.

Her sene bölgenin valilik tarafından geçici özel güvenlik bölgesi olarak ilan edildiğini söyleyen Bayram, “Vatandaşın nihayetinde can güvenliği ve teminatı devletin koruması altındadır. Devlet de böyle bir risk barındığı için köylülerin oraya girmelerine, taşınmazlarından yararlanmalarına müsaade etmiyor. Dolayısıyla buraya dönüş şu anda valiliğin almış olduğu kararla çok mümkün görünmüyor” dedi.

Bayram, başvuru dosyalarında yalnızca 2004 yılına kadar olan zararların karşılandığını belirtti. Bu konuda devletin sorumluluğuna dikkat çeken Bayram, “Yasanın ruhundan ve lafzından anlaşılan şey şu, eğer bir yerde erişim imkânı yoksa, o köye gidip vatandaşın taşınmazları kullanma imkânı yoksa devletin kusursuz sorumluluğu var. Bu sorumluluk ilkesi gereğince vatandaşın taşınmazları kullanamama, değerlendirememesinden dolayı o zararların da karşılanması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

‘2014’TEN BU YANA ZARARLAR KARŞILANMADI’

Bölge halkı, zararları karşılanmadığı için de mağduriyet yaşıyor. Daha önceki zarar karşılama talebi reddedilince Mardin İdare Mahkemesi’ne dava açıldı. Mahkeme, halkın taşınmazlarına ulaşamamaktan kaynaklı devam eden zararlarına ilişkin talepleri haklı buldu. Mahkeme, 2004 yılından 2017 yılına kadar olan zararların karşılanması gerektiğine karar verdi. Sürecin hâlâ devam ettiğini söylen Bayram, “Bu başvurular tamamlanma aşamasında ve uzaktan algılama yoluyla dediğimiz bir keşif süreci icra ediliyor. Bu keşifler neticesinde vatandaşın taşınmazına ulaşamamasından kaynaklı zararları tespit ediliyor. Örneğin 2004 ve 2017 yılı arasında toplam maruz kaldığı ya da doğan zararları neyse Şırnak Valiliği Zarar Tespit Komisyonu tarafından tespit ediliyor ve vatandaşlara bir ödeme daha yapılmasını öngörüyoruz. Bu henüz tamamlanmış bir süreç değil. Bu sürecin takibini de biz yapıyoruz. Mahkeme kararlarının gereğinin yerine getirilmesi mutlak bir zorunluluk arz ediyor” bilgisini aktardı.

‘DEVLETİN KUSURSUZ SORUMLULUĞU VARDIR, BUNDAN KAÇIŞ MÜMKÜN DEĞİLDİR’

Hem köye geri dönüş hem de zararların karşılanması için sayısız kez başvuruda bulunduklarını söyleyen Bayram, her sene bu talebi yinelediklerini belirterek, “Geri dönüş yoksa, devletin vatandaşın zararının karşılanması konusu ile ilgili hukuki bir yükümlülüğü var. Devlet bu yükümlülüğü yerine getirme açısından bir irade sahibi. Mahkeme kararıyla bu şekillenmiş durumda. Mahkeme kararlarının gereğini devlet tam olarak yerine getirmek durumundadır. Bundan kaçış mümkün değildir” dedi.