Belgeselci Sibel Tekin'in yargılandığı dava 8 Haziran'a ertelendi

Sibel Tekin'in yurt dışı çıkış yasağının devamına karar verildi. Duruşma 8 Haziran saat 11.00'e ertelendi.

Google Haberlere Abone ol

Ogün Akkaya

ANKARA - Belgeselci, akademisyen Sibel Tekin'in kalıcı yaz saati uygulamasının öğrencilere ve çalışanlara olumsuz etkilerini anlatmak için çektiği belgesel gerekçe gösterilerek ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara Adliyesi 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.

7 Aralık'ta tutuklanan ve 43 gün tutuklu kalan Tekin'e destek olanlar Ankara Adliyesi önünde bir araya geldi.

.

‘BERAATİMİ TALEP EDİYORUM’

Duruşma Sibel Tekin'in kimlik tespitiyle başladı. Tekin, akademisyen olarak çalıştığını ancak tutuklanmadan dolayı görevden uzaklaştırıldığını söyledi. Savunma yapan Tekin, Ankara'da toplumsal konuda birçok konuda belgesel çekimi yaptığını belirtti. Tekin, "Ankara'da sokakta olan toplumsal eylemleri, hareketleri çekmeye başladım. Hiçbir örgüte üye değilim. Beraatimi talep ediyorum. Dijital materyallerimin geri verilmesini talep ediyorum" dedi.

Yaz saati hakkında belgesel çekimi yapacağını anlatan Tekin, "Yaz saati hakkında aklımda olan bir belgesel vardı. Pandemi yüzünden hayata geçirememiştim. Bir belgesel yapmaya karar verdim. İşe, okula gidenlerle bir belgesel çekmeye karar verdim. Kızılay'da ve Tuzluçayır'da çekimler yaptım. Çekim yapa yapa hem caddeyi, işe okula giden insanları çektim. İnsanları rahatsız etmemek için arkalarından çektim. Tuzluçayır'dan Dikimevi'ne kadar çekimimi sürdürdüm" diye konuştu.

‘GÖZALTINA ALINANA KADAR NE İLE SUÇLANDIĞIMI BİLMİYORDUM’

Tekin, hakimin "Çektiğiniz kişilerin infaz koruma memuru ya da polis olduğunun farkında mıydınız?" sorusuna "Karanlık olduğu için çekimlerde üniformalı olduğunu bilsem zaten çekmem. Niyetim infaz koruma görevlilerini ya da kolluk kuvvetlerini çekme değildi. Gözaltına alınana kadar ne ile suçlandığımı bilmiyordum. Onlar söylediler. Kadraja girmemiş de olabilirler. Bilerek çekmedim. Beraatimi istiyorum" yanıtını verdi.

.

Tekin, savcının "Bu çekime hazırlık olarak yazılı başvurunuz var mı? Kaymakamlığa, valiliğe ya da üniversitenize başvurunuz var mı?" sorusuna ise "Uluslararası basın kartım olması nedeniyle ekstra bir izin almam gerekmiyor. Bu nedenle bir başvuru yapmadım" dedi.

'KRİMİNALİZE EDİLEN EYLEMLER ÖNE ÇIKARILMIŞ'

Tekin savcının "Toplumsal eylemlere ait materyaller var. Bu gösteri ve yürüyüşlerin yapılacağı size nasıl bildiriliyor?" sorusuna ise, "Kamusal alanda olan eylemleri çekiyorum. Örgütler üzerinden bir çekimim yok. Ankara sokaklarında olan bütün eylemleri çektim. Bir kısmını sosyal medya paylaşımlarından, bir kısmını da basın gruplarına atılan mesajlardan biliyorum" şeklinde yanıt verdi.

Savcının "Ankara'da FETÖ de eylem yapıyor, Hizbullah da eylem yapıyor" demesi üzerine Tekin, "Milliyetçi grupların eylemlerini de çektim. Muhafazakar gruplarının eylemlerini de çektim. Spor gruplarının eylemlerini de çektim. Dijital incelemeler belli noktaları görüp her şeyi vermediği için kriminalize edilen eylemler öne çıkarılmış" dedi.

DAVA 8 HAZİRAN’A ERTELENDİ

Sibel Tekin'in yaptığı çekimlere yönelik bilirkişi incelemesi yapılacak. Ayrıca Tekin'in bilgisayarı Siber Suçlar tarafından incelenecek.

Mahkeme heyeti ara kararında olay tarihindeki görüntülerin kadraja girip girmediğini, olay esnasında çekilen kişinin şahıs olup olmadığının incelenmesine karar verdi. Sibel Tekin'in yurt dışı çıkış yasağının devamına karar verildi. Duruşma 8 Haziran saat 11.00'e ertelendi.

'SİBEL TEKİN BASIN MENSUBUDUR'

Tekin'in savunmasını yapan Avukat Cenk Yiğiter, kamuya açık alanlarda çekimin yasaklanmadığı sürece çekimin yapılabileceğini söyledi. Tekin'in basın mensubu olduğunu hatırlatan Yiğiter, "Sibel'in çekim yaptığı yerler yasal yerler. Örneğin 32. Gün Mehmet Ali Birand, PKK ve DHKPC militanları ile çekim yaptı ama ceza almadı" diye konuştu.

'SAVCI BEY'İN BELGESEL NASIL ÇEKİLİR ÖĞRENMESİ LAZIM'

Avukat Murat Yılmaz ise "Bu tür davalarda kötü iddianame düzenleyen kişilerin davaya gelmesi gerekiyor" dedi. Yılmaz konuşmasında şunları kaydetti:

"Savcı Bey'in belgesel nasıl çekilir öğrenmesi lazım. İhbarla birlikte teyakkuza geçiliyor. Tuzluçayır'da ne oldu izleteceğiz. Keşif böyle midir? Aleni bir şekilde sırtınızda çanta elinizde kamera. Biz bunları izledik. Tuzluçayır bölgesinde ilk görülen videonun çekim yaptığı bölgelerde okullar, duraklar olduğu görülmüş. İnceleme devam ediyor. Polis '06:50'den 08:00'e kadar çekim yapmıştır' diyor. Hangi asker ya da kamu görevlisini çekmiş? Savcı örgütlere de hakim değil. 'Kaldıraç'ın dergisi DHKPC'ye ait' demiş. Mesele Kaldıraç dergisini kolluk kuvvetleri bile DHKPC'nin demez. Bir örgüte bağlayamazlar. Bulamazsınız çünkü yok. Bu iddianamenin iade edilmesi gerekirdi. Müvekkilimin tüm dijital materyallerinin geri verilmesini talep ediyoruz"

'O BELGESELİ ARTIK BÜTÜN TÜRKİYE BİLİYOR'

Sibel Tekin'in Avukatı Mehtap Sakinci Coşgun, "Sibel Tekin'in yaptığı çekim gizli değil" diyerek Tekin'in çekimlerinin bir kısmını mahkemede izletti. Coşgun şöyle konuştu:

"Gerçek adaletin tesis etmesiyle alakalı çok çaba içinde kaldık. Akademisyen birinin bir gecede bomba hazırlayan örgüt militanına dönüştürülmesi kolay bir haksızlık olmadı bizim açımızdan. Süreklilik unsurunun oluşup oluşmadığına bakmamız lazım. Bir örgüt üyesinin delilleri gizleme şansı yoktur. Soruşturma kapsamındaki incelemelerde şunun altı çiziliyor. Benim müvekkilim bir akademisyen ve belgeselci. Bütün Türkiye tarafından yaptığı işlerle seçkin bir insan. Bu itibarsızlaşma zarar veriyor. Müvekkilim yaptığı çekimlerle Ankara Emniyeti tarafından bilinen birisi. İfade alan TEM yetkilileri ‘Bir teröristi gözünden tanırız’ diyecek kadar niyet okuyan kişiler. Bir terör örgütü, terörist diye bahsedilen bir kişi için hala örgüt arayışı içinde ise bu süreç ne diyeceğimiz bilmiyoruz. Mesleğinde açığa alındı. Deliller olsa bir şey söyleyemeyiz. Ama ortada delil de yok. Bütün kayıtlar bu insanın bütün hayatı. Adeta pasifize edilmiş bir şekilde yaşıyor. Bir insanın bütün dijitallerini alıp hala bir örgüt ismine gelinemiyorsa uğraştırılmamalıyız diye düşünüyorum. O belgeseli artık bütün Türkiye biliyor. Özetle ve özetle haksız bir yargılama sürecinde ivedilikle beraat kararı verilmesi gereken sanığım karşınızda duruyor."

Sibel Tekin için adliye önünde yapılmak istenen basın açıklamasına izin verilmedi.