Batman’da kayıp yakınları: Cumartesi Anneleri'nin yanındayız

İHD Batman Şubesi öncülüğünde 566. kez bir araya gelen kayıp yakınları, Cumartesi Anneleri’ne destek açıklaması yaptı.

Bu haftaki açıklamayı, İHD Batman Şubesi yöneticilerinden Yunus Bağış gerçekleştirdi.
Google Haberlere Abone ol

BATMAN - İnsan Hakları Derneği Batman Şubesi öncülüğünde kayıp yakınları, Gülistan Caddesi'nde 566’ıncı kez bir araya geldi. Bu haftaki açıklamayı, İHD Batman Şubesi yöneticilerinden Yunus Bağış gerçekleştirdi.

Bağış, “Cumartesi Anneleri’nin her zaman hakikat ve adalet taleplerinin sesi, soluğu olmaya devam edeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz” dedi.

‘KEMİKLERLE BİRLİKTE YOK EDİLEN ADALETİ ARIYORLARDI’

Cumartesi Anneleri’nin yıllardır süren mücadelesini dile getiren Bağış, "Yakınlarını, yakınlarının kemiklerini, o kemiklerle birlikte yok edilen adaleti arıyorlardı. Bu kamuya açık şiddetsiz eylemle, hem gözaltında kaybedilen/öldürülen insanların hikayelerini gündemde tutarak, onların yokluğa karışmalarını, unutulmalarını engelliyor; hem de politik bir kötülüğü görünür kılıyorlardı. Onlar resmi kayıtlarda çoğu hâlâ yaşıyor görünen çocuklarının, eşlerinin, kardeşlerinin akıbetini öğrenmek için adalet istiyorlardı; ölülerinin yasını tutabilmek için, onları insan onuruna yakışır bir şekilde ve usulünce defnedebilmek için adalet istiyorlardı. Bu istemleri belli bir süre sonra devletin nezdinde kabul görüyordu" dedi.

‘DÖNEMİN BAŞBAKANI ERDOĞAN İLE GÖRÜŞÜLDÜ’

Cumartesi Anneleri'nin mücadelesi sonucu şimdiki cumhurbaşkanı dönemin başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan ile 5 Şubat 2011'de görüşüldüğünü hatırlatan Bağış, şöyle devam etti: "Anneler, Erdoğan’a bir de dosya sundular. Erdoğan’a sunulan dosyada, adaleti tesis etmek isteyen bir egemen için iyi bir yol haritası vardı: Hakikat Komisyonu’nun kurulması, işkence ve zorla kaybedilmenin insanlık suçu olarak kabul edilmesi, insanlık suçlarında zaman aşımının kaldırılması gibi maddeler yer alıyordu.  Görüşmenin ardından Erdoğan’ın talimatı ile kurulan TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun hazırladığı raporda, Cemil Kırbayır’ın 13 Eylül 1980’de Göle’de gözaltına alındıktan sonra işkencede öldürüldüğü ve cesedinin yakılarak yok edildiği sonucuna varılıyordu. Bu çok önemli bir adımdı ama gerisi gelmedi. Çünkü komisyonun suç duyurusuna rağmen, savcılık dava açmayı reddetti. Meclis Komisyonu’nun raporunun bile üstü örtüldü. Ama bir kez 'devlet tarafından öldürüldü' kaydı Meclis arşivlerine düşülmüş oldu. 10 yıl önce bu gelişmeler yaşanırken Cumartesi Anneleri’nin hak ve adalet arayışı günümüzde farklı bir boyut kazandı."

‘CUMARTESİ ANNELERİ’NE YÖNELİK HER SALDIRI TOPLUM VİCADANINDA MAHKÛM EDİLECEK’

Bağış, Cumartesi Anneleri’nin 700'üncü oturma eyleminin polis tarafından engellendiğine işaret ederek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun şu sözlerini hatırlattı: “'İzin vermedik çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik.’ Hükümet sözcüsü Ömer Çelik ise ‘Bunlar tarafından o alan bu şekilde ele geçirilmiştir. Bunların annelerin acısını istismar ederek terör propagandası yapmasına, birtakım faaliyetler içerisine girmesine bundan sonra müsaade edilmeyecektir’ dedi.”  Daha sonra kayıp yakınlarının eylemlerinin yasaklandığını anlatan Bağış, "Bu tahrik içeren açıklamalar; Cumartesi Anneleri’nin mücadelesinin engellenmesi, hakikatlerin gizlenerek suçluların korunmak istenmesi yanında, barışçıl bir sivil itaatsizlik eylemini provoke ederek,  toplumun geniş bir kesimi tarafından sahiplenilen Cumartesi Anneleri üzerinden toplumun bir kargaşaya sürüklenmek istendiğini de gösteriyordu. Analık hakkıyla, ana yüreğinden gelenle konuşan, davranan Cumartesi Anneleri’ne yönelik her saldırı, toplum vicdanında ve aklında anında mahkûm edilecek, Anayasa, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına aykırı bu yasak kararları, ulusal mahkemelerde olmazsa uluslararası mahkemelerde mutlaka cezalandırılacaktır. Cumartesi Anneleri de gözaltında kayıplarını aramaktan ve adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğini, bizler insan hakları savunucuları olarak, Cumartesi Anneleri’nin her zaman hakikat ve adalet taleplerinin sesi, soluğu olmaya devam edeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz" ifadelerini kullandı. (DUVAR)