‘Babamın örgüt üyesi olmadığını biliyorum’

ANKARA - Çankaya Toplum Sağlığı Merkezi’nde sağlık memuru olarak çalışırken 22 Kasım 2016’da yayımlanan 677 sayılı OHAL KHK’sı ile ihraç edilen Mahmut Konuk, 22 Ağustos 2020 tarihinden bu yana 'örgüt üyeliği' suçlamasıyla tutuklu.

Ankara’da yaklaşık dört yıldır işine geri dönme talebiyle yüzlerce kez eylem yapan, defalarca gözaltına alınıp binlerce lira idari para cezasına çarptırılan Konuk, tutuklu bulunduğu Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde kaleme aldığı mektupla bu süreçte yaşadıklarını anlattı. İlk tutuklandığında Sincan Cezaevi’nde ve Adana’da hakkında çok sayıda disiplin soruşturması başlatıldığını söyleyen Konuk, Tip-2 Diyabet hastası olduğunu, diyet için gerekli gıdaların kendisine verilmediğini belirterek, “Bir hafta boyunca içme suyum yoktu. İlaçlarımı paslı borulardan akan suyla içtim. İshal oldum” dedi.

MAHMUT KONUK 9 ARALIK’TA HAKİM KARŞISINA ÇIKACAK’

Ankara 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 9 Aralık 2020 tarihinde “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla hâkim karşısına çıkacak olan Konuk’un avukatı ve kızı Evin Konuk, babası hakkında hazırlanan iddianameye ilişkin şunları söyledi:

“Babam bundan önce de aynı suçlamayla 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyordu. Henüz birleştirme kararı verilmedi. Muhtemelen ilk celsede birleştirme kararı verilecek. Suçlama DHKP-C örgüt üyeliği. İddialar da Yüksel Caddesi’nde basın açıklaması yapmak, Yüksel Tv’de programlara katılmak. Halkın Sesi Tv gibi yayın organlarını, örgütün yayın organı gibi belirlemiş iddia makamı. Bu yayın organlarında Mahmut Konuk ve diğer Yüksel eylemcileriyle ilgili bilgiler paylaşıldığı belirtilmiş. Yine Direnişler Meclis’i de örgütle ilişkilendirilmiş. Burada da babamın direnişini anlattığı yazıları çıkıyor. Bunların olmasından dolayı iddia makamı ‘Mahmut Konuk örgüt üyesidir’ diyor."

‘DİYET YEMEK KONUSU EPEYCE SIKINTILIYDI’

Sincan Cezaevi’nde babası Mahmut Konuk hakkında beş tane disiplin soruşturması açıldığını belirten Evin Konuk, “Mehmet Dersulu’nun koğuşta dişi ağrıyor. Dişi ağrıdığı için ağrı kesici istiyor. Memurlar içeriye girip alıp götürürken alttan omzunu tekmeliyorlar. Koğuştan Dersulu’yu götürürken babamlar da ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ diye slogan atmış. Bundan kaynaklı haberleşme cezası verildi. Bu cezaya itiraz ettik, itirazımız da reddedildi ve Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapacağız” dedi.

Mahmut Konuk’un bu süreçte gönderdiği iki mektubun “sakıncalı ifadeler” olduğu gerekçesiyle kendisine iletilmediğini belirten Evin Konuk, cezaevinde babasının sağlık durumuna ilişkin yaşadıklarını ise şu sözlerle anlattı:

“Diyet yemek konusu epeyce sıkıntılıydı. ‘Tamam yemeği düzeltemiyorsunuz da bari kepek ekmek verin’ dedik. Şeker hastasına beyaz ekmek yasak.  Pirinç pilavı, patates yasak. Bunların hepsini aynı öğünde getiriyorlardı ve bir de yanında hoşaf veriyorlardı. Ya yiyecek şekeri fırlayacak ya da yemeyecek aç kalacak. Ara öğün yoktu ve getirmiyorlardı. Çok uzunca bir süre bu böyle devam etti. Daha bu hafta ilk kez kepek ekmek vermişler. Annemle yaptığı telefon görüşmesinde ‘pirinç pilavı çıktığı günlerde bana bulgur pilavı getiriyorlar’ dedi. Ara öğünleri de kantinden alabiliyor. Ara öğün olsun diye salatalık, domates yeni yeni getiriyorlarmış. Bu yeni bir gelişme. Sincan’da da hiç diyet yemeği olmadı. Diyet yemek çıkması için doktor yazı yazıp diyetisyene gidiyor, doktor ambara bildiriyor süreç böyle işliyormuş. Ambardan da diyet yemeği çıkıyor ama çıkan yemeklerin hiçbiri diyet yemeği değildi.”

‘BİR EYLEMİ ÜÇ YÜZ DEFA YAPINCA MI SUÇ OLUYOR?’

Babası Mahmut Konuk’un anayasal hakkını kullanarak işini geri isteme talebiyle eylem yaptığını söyleyen Evin Konuk, “Avukat kimliğinizle Mahmut Konuk hakkında açılan dava dosyasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bu sorunun cevabı çok belli. Bir eylemi yapmak suç değil ama yüz defa üç yüz defa yapınca suç mu oluyor? Basın açıklaması anayasal bir hak. Basın açıklaması yaptığı için 2911’den davalar açıldı ve hepsinden beraat etti. Kabahatler kanunundan idari para cezaları kesildi ve bunların büyük kısmı iptal edildi. Bir kanuna göre suç değil yaptığı eylem ama bunları çok fazla yaptığı için bir örgüte mal ediliyor. Buradaki delil değerlendirmelerinde büyük sorunlar olduğunu düşünüyorum. Yasal olarak kurulmuş yayın organları, bültenler var ama burada gösterilen faaliyetleri örgütün uzantısı diye nitelendirip yasal olarak yapılan faaliyetleri yasa dışı gösteriyorlar. Bu hukuka aykırı ama yıllardır bu böyle gidiyor. Bu dosyaya özel bir şey değil maalesef süregelen böyle bir gidişat var.”

‘BABAMIN MÜCADELESİ YASAL’

Babası Mahmut Konuk’un yıllardır hak mücadelesi yürüttüğünü, anayasal hakkını kullanarak eylemlerini sürdürdüğünü söyleyen Evin Konuk, “Kızı olarak bu mücadelesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu süreç sizi nasıl etkiledi” sorumuza ise şu yanıtı verdi:

“Babamın mücadelesi yasal. Basın açıklaması yapmak anasayal hak. Bunu isterseniz her gün isterseniz her saat başı yaparsanız. Bunu yapmanızda bir suç yok. Yargı sisteminin hali ortada. Bugün Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ya da bir sürü insan Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen tahliye edilmiyor. Bunlar politik süreçler. Devletin hukuku kullanarak, katlederek politik mücadele verdiğini görüyoruz. Dolayısıyla babam için de farklı bir muamele beklemiyordum. Günün birinde bunların başımıza geleceğini düşünüyordum.”

‘BABAMIN ÖRGÜT ÜYESİ OLMADIĞINI BİLİYORUM’

“Babamın örgüt üyesi olmadığını biliyorum. Bunu Ankara’da kime sorsanız söyler. Babam bağımsız bir insandır. Yıllardır sadece sendikaya ve İnsan Hakları Derneği’ne üyedir. Bütün faaliyetlerini bağımsız bir şekilde yürütür.”

YÜKSEL EYLEMCİLERİ DE HAKİM KARŞISINA ÇIKACAK

Yüksel Caddesi’nde OHAL döneminde yayımlanan KHK’ların arından eylem yapmaya başlayan ve 22 Ağustos 2020 tarihinde tutuklanan Mehmet Dersulu, Alev Şahin, Acun Karadağ, Nazan Bozkurt, Gülnaz Bozkurt ve Armağan Özbaş da Mahmut Konuk’la birlikte 9 Aralık tarihinde hâkim karşısına çıkacak.

Hazırlanan iddianamede Yüksel Caddesi’nde eylem yapanlara, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerini hedef gösterme”, “hüviyetleri açıklama veya yayma”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “terör amacıyla nitelikli tehdit” ve “terör amacıyla basit tehdit” suçlamaları yöneltildi.