Atılgan’ın ardından

Kızgın olduğunda bile kin tutmamayı öğretmişti bana. Altan hoca olmakla, Atılgan olmayı ayrı tutabilmiş miydi bilmiyorum ama Atılgan bir hocamızdı.

Google Haberlere Abone ol

Ahmet Uhri 

Babam ben yirmi bir yaşımdayken öldü. Şair’in dediği gibi “kör oldum…” Otuz yaşıma kadar babasız büyüdüm. Gözlerim açıldığında arkeoloji bölümünde hayatımın da ikinci bölümü başladı, belki de ikinci perdesi ve yirmi sekiz yıldır bu ikinci perde kapanmadı. Bu perdedeki başrol oyuncusu elbette herkesin hayatında olduğu gibi kendimdim, değil mi ama herkes kendi hayatının başrol oyuncusudur. Ama esas oğlan olmakla film bitmiyor bu filmin diğer oyuncuları da var. Bunlardan benim için en önemlisi Altan (Çilingiroğlu) hocaydı, diğer adıyla "Atılgan". Oysa ben Atılgan’ı hocamı tanıyana kadar Uzay Yolu dizisindeki uzay gemisinin adı olarak bilirdim. Sanırım dizinin yapımcıları veya senarist/ler diziyi çekmeden ya da yazmadan önce hocamla tanışmış. Neyse kısacası babamla geçirdiğim zaman bütün hayatımın yirmi bir yılıyken Altan hocamla geçirdiğim zaman yirmi sekiz yıl olmuş yani bir babam da Altan hocamdır desem yalan olmaz. Ancak çocuklar bazen hayırsız olabiliyorlar, kendisini hastalığı süresinde çokça ziyaret edememiştim bu nedenle hayırsızlıktan söz ettim kimse üstüne alınmasın.

Çok sevdiğim Altan hocamı toprağa verdik dün. İyi bir bilim insanıydı ve son konuşmamız bilimin yegâne gerçek olduğu ve gerçeğin de bilim olduğu üzerineydi konuştuğumuz başka birçok konunun yanı sıra. Diğer konuştuklarımız ben de kalacak ölene kadar. Hocalığının ve insanlığının etkisini üzerimizde derinden hissettirirken kızgın olduğunda bile kin tutmamayı öğretmişti bana. Altan hoca olmakla, Atılgan olmayı ayrı tutabilmiş miydi bilmiyorum ama Atılgan bir hocamızdı. Verdiğin dersler için bir kez daha teşekkürler hocam. İyi yolculuklar…