Maduro, ‘geçerken uğradım’ dedi…

Diplomasideki kuş dilini çözdüğünüzde görünecek ki Maduro sadece “geçiyordum uğradım” diyor.

Metin Yeğin myegin@gazeteduvar.com.tr

Şu devletler gerçekten çok komik şeyler. Törenleri, giysileri, apoletler, rütbeler, ünvanlar, bedenler üzerine serpilmiş iktidar tanecikleri ve bütün bunların hepsinin toplamı kutsal soslu cinayetler silsilesi. Dün yine bir benzerinde iki devlet başı buluştu. Hepiniz, hepimiz biliyoruz ki o törenlerde olanlar bir temaşadan ibaret. Bu yüzden uluslararası analistler, gazeteciler, evrensel falcılar ekmek parası kazanıyor, acaba bunu derken ne demek istedi, neyi kastetti ve ne demek istemedi diye. Çünkü bütün devlet başkanları diplomaside kuş dili konuşur. -Belki diplomasi bütünüyle kuş dilidir bunu bilmiyorum, sevgili Aydın Selcen’e sormalı.- Bu yüzden bu temaşanın iki aktöründen Maduro neden geldi ve ne demek istedi ona bakalım.

Maduro’nun selefi Chavez, dünyada bin kaplan gücündeydi. ABD’ye kafa tutmanın ama gerçekten tutmanın keyif verici etkisi ortaya karışık bir sempati havası doğuruyordu. İşin ilginç tarafı bu uluslararası arenadaki sempati, Chavez’in Venezüella içindeki etkisini de pekiştiriyordu. Aynı mahalleden bir arkadaşın, dünyanın kabadayısına boyun eğmemesi Venezüella yoksullarına onur veriyordu. Bunu özellikle de, birisinden farklı olarak, bir marangoz hatası kürsüde olmanın lafazanlığı ile sınırlı olmadığının da altını çizelim. Chavez’in mesela dış politikada en büyük başarısı bir neoliberal sacayağı olarak ALCA’yı çökertmesi ve bu şekilde Mercosur’a yaşama alanı doğurmasıydı. Ayrıca iyi kötü yaşama geçen ALBA’da, en azından yoksulların bir 10 yıl kadar biraz daha sosyal haklarla birlikte yaşayabilmesini sağladı. Yani Chavez buraya gelseydi Maduro gibi ekonomi bakanı tarafından karşılanmazdı tabii ki.

Maduro bu ziyaretten iki gün önce Rusya’ya gitti. Yakın tarihlerde bir başkasının da Rusya’yı ziyaret etmesi bu ziyareti daha da anlamlı kılıyordu. Bu ziyaretçi de Suudi Arabistan Kralı Selman… 91 yıl sonra bir Suudi kralının Rusya’yı ziyaret etmesinin iki nedeni var. Biri nedenden çok bir netice aslında, Suriye’deki dünya savaşını Rusya’nın kazanması! Bir diğeri ise yine buna bağlı olarak petrol üretiminin sınırlanmasına ilişkin bir karar alınma olasılığı ki Maduro ve Venezüella’yı en fazla ilgilendiren şey buydu. Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip ve ekonomileri tamamen buna bağlı Suudi Arabistan ve Venezüella ile ekonomisi kısmen buna bağlı Rusya’nın bu buluşmalardaki en önemli neden budur bence. Petrol fiyatlarının düşüşünün engellenmesi, OPEC’in yeniden hayata geçmesi, petrol üretimin sınırlanması Chavez’in de en fazla önem verdiği dış politika çabasıydı. Daha önce görüştüğümüz Venezüella petrol bakanı da olan Ali Rodrigez’de bunu Venezüella’nın temel politikası olarak nitelendiriyordu.

Maduro’nun Rusya’yı ziyaret etmesinin bir başka nedeni de, ekonomik olarak bu sıkıntılı günlerinde kendisini destekleyen Rusya’ya olan borçlarının yeniden yapılanması. Böyle bir yapılanma, kurucu anayasa inşası referandumu ile yeni bir başlangıç yapmaya çalışan Maduro için çok önemli bir destek olacak. Benzer bir durum, çok muhtemel Türkiye ziyaretinin de elle tutulur küçük bir nedeni. Venezüella’da TOKİ müteahhitleri tarafından yürütülen konut inşaatlarının durma noktasına gelmesi, alacaklıların tahsilat sorunları yaşaması ekonomi düzeyinde daha altlarda tartışılacak meselelerden ki Maduro iktidarı bu konut inşasının iyi kötü devam etmesini istiyor.

Ancak bunun dışındaki her şey, diplomasideki kuş dilini çözdüğünüzde görünecek ki Maduro sadece “geçiyordum uğradım” diyor.

Ve bu yüzden arkadaşlar, sevgili okurlar Maduro neden geldi diye bana çemkirmeyin lütfen, benim bir kabahatim yok...

Tüm yazılarını göster