Amedspor'a nazar mı değdi yoksa rehavete mi kapıldı?

Amedspor şımarıp rehavete mi kapılmıştı? Mümkündür. Ancak maçı böyle yorumlarsak Iğdır FK için haksızlık yapmış oluruz.

Vecdi Erbay verbay@gazeteduvar.com.tr

Kastamonuspor deplasmanından 3 kıymetli puanla dönen Amedspor, Diyarbakır'da şampiyon takım gibi karşılanmıştı. Gece yarısına kadar şehrin muhtelif alanlarında kutlamalar yapıldı. Araba kornaları hiç susmadı ve havai fişekler kuşları uyutmadı.

Bu, belki erken ama haksız olmayan bir sevinç gösterisiydi. Çünkü ligde lider olan takım, en yakın takipçisi Kastamonuspor ile arasındaki puan farkını 6'ya çıkarmıştı. Takımın performansı ve lig matematiği göz önüne alındığında, şampiyonluğu resmen ilan etmek için geriye Iğdır FK engelini aşmak kalmıştı.

Iğdır FK ligde 3'üncü sıradaydı ve Amedspor deplasmanına gelecekti. Iğdır'da oynanan maç, 1-1 beraberlikle sonuçlanmıştı.

Mesut Bakkal teknik direktörlüğündeki Amedspor, ligin ikinci yarısına namağlup devam ediyordu. Devre arasında transfer edilen futbolcular da göz dolduruyordu. Amedspor taraftarı bu özgüvenle Iğdır engelini kolay aşacağını düşünmeye başlamıştı. Bütün şehir hafta boyunca yeşil-kırmızı oldu. Her tarafta Amedspor'a şampiyonluk yolunda başarılar dileyen pankartlar asıldı. AmedStore'da forma ve atkı satışlarında rekor kırıldı. Maç biletine ulaşmak büyük sorun oldu. Sahte biletler konusunda taraftar uyarıldı. Satışa çıkarılan biletler 1 saat içinde tükendi. Kulüp Başkanı Aziz Elaldı, maç günü çevre illerden 1 milyon kişinin geleceğini duyurdu.

Son bir haftadır kayyımların belediyeye bıraktığı borçlara, belediye başkanlarının ilk icraatlarına ve bir kesimin provokasyon amaçlı belediyelere yönelik karalama çabalarına odaklanmış Diyarbakırlılar, yanı sıra Amedspor'un şampiyonluğunu konuştu.

Diyarbakır, Iğdır maçına bu atmosferde hazırlandı.

*

Ve maç günü. Stadyumun kapıları 11:30'da açıldı. Ancak taraftar çoktan stadyum kapılarında beklemeye başlamıştı.

Şehir korna sesleriyle çınlıyordu.

Saat 13:00'e doğru stadyumun dolduğu, kapıda binlerce kişinin beklediği yönünde bilgiler gelmeye başladı.

Stadyuma vardığımda, benim gibi stadyumdaki yerini almakta geçmiş binlerce kişiyle karşılaştım. Mardin'den maçı izlemek için Diyarbakır'a gelen grup, belki hayatlarında ilk defa biber gazıyla tanışmışlardı ve soğuk suyla yüzlerini yıkıyorlardı. "Yoksa korsan bilet mi aldınız?" soruma, "Biletleri AmedStore'dan aldık" şeklinde cevap verdiler. Stadyumda maç izleyemeden Mardin'e döneceklerdi. Hem paralarından olmuşlardı hem de gaz yemişlerdi.

Bu arada polis aracından sakin ve müşfik bir sesin, "Akşam geç saatlere kadar hep beraber kutlama yapacağız" minvalinde anons duyuluyordu. Hem gaz sıkarım hem teselli ederim, gibi bir şeydi.

Benim kombine kartım vardı. Bu belki işe yarar diyerek Batı Tribün kapısına doğru ilerledim.

Burada da kapı kapalıydı. Arada "Yönetim buraya" diye slogan atan kalabalık, tel örgünün gerisindeki polislere doğru karanfil atıyordu.

Tel örgünün gerisinden taraftara dert anlatmaya çalışan yetkiliye doğru kalabalığı yararak ilerledim. Şansımı denemeliydim. Adamla göz göze geldik ve daha ben bir şey demeden, "Bakın abêyi de alamıyoruz" dedi beni işaret ederek. Adam gazeteci olduğumu biliyordu ve muhtemelen önceki maçları izlediğimi de. "Madem tanıyorsun, al içeri" dedim son ve umutsuz bir hamleyle. "Abê" dedi, "Bu kalabalıkta nasıl alayım seni? Stat 33 bin kişilik, ama içeride 44 bin kişi var."

Stadyumun kapasitesi ve satışa çıkarılan biletlerin sayısı belli ise 44 bin kişi nasıl girebilmişti içeri? "Sahte biletle" dedi adam.

Bu doğru muydu, bilemem. Ama Türkiye'nin birçok ilinden maçı izlemek için gelen binlerce taraftar, ellerindeki maç biletlerine rağmen bedbaht oldular.

Bedbahtlardan biri olarak Park Orman'a gittim, dev ekranda ve binlerce taraftarla maçı izlemek için. Etrafı güvenlik barikatıyla çevrilmiş alan hıncahınç doluydu. Ailece gelenler çimenlerin üstünde ya da piknik sandalyelerinde keyifle izliyordu maçı.

*

Keyif uzun sürmedi maalesef. Çünkü konuk ekip daha maçın 10'uncu dakikasında kaleci Aykut'un hatasını affetmedi ve ilk golünü, Halil İbrahim Sönmez'in ayağından buldu.

Moraller hemen bozulmasa da dakikalar ilerledikçe gidişatın iyi olmadığı hissediliyordu. Nitekim Amedspor'un bulamadığı golü, 68'inci dakikada rakip takımın oyuncusu Bekir Cankara buldu ve skoru 2-0 yaptı.

Başka gol olmayınca Amedspor ve taraftarı için çok önemli olan maç, bu skorla bitti. Mesut Bakkal ve takımı, namağlup unvanını kendi sahasında, binlerce taraftarının önünde kaybetmiş oldu.

Amedspor'a nazar mı değmişti? Amedspor şımarıp rehavete mi kapılmıştı? Mümkündür. Ancak maçı böyle yorumlarsak Iğdır FK için haksızlık yapmış oluruz. Çünkü Diyarbakır surları kadar sağlam ve dersine iyi çalışmış bir defansla Amedspor'u durdurmayı ve oyununu bozmayı başardı. Rakip takımın defansını paslaşarak aşıp yarı alanına giremeyen Amedspor, kanatlardan yaptığı ortalarla şansını denedi. Ancak bu da işe yaramadı.

Bulduğu birkaç pozisyonu iyi değerlendiren Iğdır FK, evine mutlu ve üst lige çıkma umudunu koruyarak döndü.

Iğdır FK kolay lokma değildi, bunu en iyi Amedspor teknik heyeti biliyor olmalıydı ve buna göre bir oyun düzeni ve taktik uygulamalıydı. Gole ulaşmanın yollarını iyi hesaplamalıydı ve yanı sıra defansta boşluk bırakmamalıydı.

*
Şimdi ne olacak? Şampiyonluk umudu bitti mi Amedspor'un? Ağzımızdan yel alsın, diyerek bu haftanın sonuçlarına göre TFF 2’nci Lig Kırmızı Grup’taki duruma göz atalım.

Amedspor 77 puanla hâlâ lider. Ancak ikinci sıradaki Kastamonuspor deplasmanda Karamanspor'u 3-0 yenerek puanını 74'e yükseltti ve aradaki puan farkını 6'dan 3'e düşürdü. Iğdır FK ise puanını 68'e çıkardı ve üçüncü sıradaki yerini korudu.

Gelecek hafta Amedspor deplasmanda Somaspor'la, Kastamonuspor ise kendi sahasında Isparta 32Spor’la karşı karşıya gelecek.

Buna göre Amedspor Somaspor'u deplasmanda yenme başarısı gösterirse, gecikmeli de olsa şampiyonluğunu ilan etmiş olacak.

Somaspor'da beraberlik ya da mağlubiyet ihtimalini düşünmek istemiyor Amedspor taraftarı. Yıllardır özlemle bekledikleri şampiyonluğa bu kadar yaklaşmışken bir yol kazasıyla kaçırmak istemiyor. Elbette futbol bir oyundur ve kazanmak kadar kaybetmek de vardır. Ancak bunca badire atlatılmışken "Yükseliş Sezonu"na şampiyonluk çok yakışacak.

Kayyımları göndermenin sevincini yaşayan taraftar, takımlarının şampiyonluğu ile sevincini pekiştirmek istiyor.

Teknik heyet ve futbolcular, her koşulda desteğini geri çekmeyen taraftarının yüzünü güldürsün umuduyla.

Tüm yazılarını göster