AK Parti Kürt meselesini çözmek istiyor mu?

Umarım benim gibi düşünenler yanılıyordur ama görünen o ki olası AK Parti iktidarında Kürt meselesi yine yeniden güvenlikçi önlemlerle çözülmeye çalışılacak.

Vecdi Erbay verbay@gazeteduvar.com.tr

Partilerin 14 Mayıs'ta yapılacak seçimler için milletvekili adaylar belirlendi. Tahmin edildiği gibi aday isimler üzerinden küçük bir fırtına koptu. Adaylar eleştirildi, falanca kişi neden aday değil denildi, kimi adayların sırası beğenilmedi.
Yine tahmin edildiği gibi fırtına kısa sürdü. Zaten seçime şunun şurasında ne kaldı ki tartışma uzasın. Partiler sahaya indi, adaylar seçmenle buluşmaya başladı. Hoşnutsuzluklar kısa sayılabilecek propaganda döneminde giderilmeye çalışılacak.
Benzer tartışmalara Diyarbakır'da da tanık olduk. HDP diğer partilere göre rahattı bu konuda. Çünkü HDP seçmeninin büyük çoğunluğu, partisinin göstereceği adaylara itiraz etme eğiliminde değildi. Aday adayları arasında popüler isimler vardı elbette. Ancak HDP pratiği, adı sanı duyulmamış birçok ismi, zaman içinde önemli politik özneye çevirebildiğini göstermişti. HDP ve seçmeninin rahatlığı biraz buradan geliyordu.
Dolayısıyla dikkatler daha çok Millet ve Cumhur ittifaklarının kimleri aday göstereceğine yoğunlaşmıştı.
***
Millet İttifakı'nın birinci sıra adayı Sezgin Tanrıkulu oldu. Tanrıkulu'nun CHP İstanbul Milletvekili olarak Meclis'te sergilediği performans, Diyarbakırlılar tarafından takdirle karşılanıyordu. Ayrıca bir ayağı Diyarbakır'da olan Tanrıkulu, hemşerileriyle sürekli bir iletişim içindeydi. Bu nedenle Millet İttifakı'nın adayı olarak seçime katılacak olması yadırganmıyor. Ancak soru şu: Sezgin Tanrıkulu Diyarbakır'dan milletvekili seçilebilecek mi?
Tanrıkulu seviliyor olsa da soru boşuna sorulmuyor. CHP, yıllar ve yıllardır Diyarbakır'da varlık gösteremedi. Son bir iki yılda CHP'nin Diyarbakır'a ilgisi, milletvekili çıkarmasına yeterli olacak mı, birlikte göreceğiz.
Tanrıkulu'nun seçilmesini zora sokan diğer etken ise İYİ Parti'nin de milletvekili adayı çıkarması oldu. İYİ Parti'den birinci sıra adayı Vejdin Ensarioğlu, Dicle (Terkan) bölgesinin oylarını CHP'ye kaptırmayacaktır.
Çünkü bölgedeki oyların bir kısmı, baba Salim Ensarioğlu'nun etkisine rağmen HDP'ye gidiyor. Bölgedeki oyların diğer talibi de AK Parti birinci sıra adayı Galip Ensarioğlu.
Elbette Diyarbakır Terkan bölgesinden ibaret değil. Millet İttifakı ve Tanrıkulu ismi, iyi bir çalışmayla yıllar ve yıllar sonra CHP'nin Diyarbakır'dan hiç değilse bir milletvekili çıkarmasına olanak sağlayabilir.
***
AK Parti'nin MHP, ardından HÜDAPAR ve Büyük Birlik Partisi (BBP) ile ittifak kurması, seçimden bağımsız bir algıya neden oldu. Buna göre AK Parti, Kürt meselesini barışçıl, demokratik yollardan çözme iradesinden uzaklaştı. AK Parti Kürt meselesini çözmekten uzaklaştıkça Kürt seçmenden de uzaklaşıyor. Önceki seçimler de Kürt seçmen ile AK Parti arasındaki mesafenin iyice açıldığını gösteriyor.
Belki tuhaf değildir, seçime günler kala bile Diyarbakır'da Erdoğan'ın yeni bir Kürt açılımı yapacağı konuşuluyor. Mesela seçimden önce genel af çıkarılacağına inanılıyor.
Ancak Erdoğan bu beklentileri her konuşmasında tuzla buz ediyor. Mesela son katıldığı televizyon programında "Öcalan'a özgürlük olmaz" dedi. Her fırsatta Kobanî olaylarının müsebbibi olarak gösterdiği Selahattin Demirtaş'a 'Selo' dedi. Malum, HDP'liler Demirtaş'a sevgilerini göstermek için 'Selocan' diyor. Ancak siyasi rakipleri Erdoğan'ın Demirtaş'a küçümser bir edayla 'Selo' diye hitap etmesinden hiç hazzetmiyorlar. Erdoğan ile Kürtler arasındaki mesafenin açılmasında bu edasının da etkisi vardır ve bunu kendisi de biliyordur muhakkak.
Diyarbakır’da milletvekili adayı olarak belirlediği isimlerin de Kürtlerle arasında açılan mesafenin kapatılmasına yönelik bir hamle olduğu söylenemez.
Birinci sırada eski milletvekili Galip Ensarioğlu bulunuyor. Galip Ensarioğlu "çözüm sürecinde" yani AK Parti ile Kürtler arasında keskin bir mesafenin bulunmadığı bir dönemde milletvekilliği yaptı. Örneğin, kendisi yargılanmasa da Selçuk Mızraklı'nın suçlandığı Sarmaşık Derneği'ne destek verdi. Zaman zaman AK Parti ile ters düştüğü de oldu. Ancak Roboski katliamının tartışıldığı Meclis'te Roboski'yi 'Dobroski' olarak nitelendirmesi ile hafızalara kazındı.
İkinci sırada Mehmet Sait Yaz bulunuyor.
Ulu Cami eski vaizi olan Yaz, 2018’de de aday adaylığı için başvurmuş ancak aday gösterilmemişti. İkinci sıradan aday gösterilmesinde HÜDAPAR'ın etkili olduğu konuşuluyor.
Üçüncü sırada, Adalet Partisi ve ANAP'tan 3 dönem milletvekilliği yapan Mahmut Kepolu'nun kızı Suna Kepolu bulunuyor. Bu sefer Şeydoda aşiretinin oyları sandığa yansıyacak mı, kim bilir.
Diyarbakır’da HDP önünde başlatılan eylemin müdavimi Ayşegül Biçer ise dördüncü sıradan aday gösterildi. Biçer'in aday gösterilmesi, HDP binasını kullanılmayacak hale getirenlerin ödüllendirilmesi olarak değerlendiriliyor.
İlk sıralarda yer alan isimlerle birlikte, seçim öncesi konuşmalarında sertlik dozunu arttıran Erdoğan'ın Kürt meselesini demokratik yöntemlerle çözmek gibi bir niyet taşımadığını söylemek mümkün. Umarım benim gibi düşünenler yanılıyordur ama görünen o ki olası AK Parti iktidarında Kürt meselesi yine yeniden güvenlikçi önlemlerle çözülmeye çalışılacak. Bu yol ve yöntemin krizi derinleştirmekten başka bir işe yaramadığı bilgisi ise seçimlerin ne denli kritik olduğunu haber veriyor. Diyarbakırlı seçmen de sandığa bu bilgiyle gidecek.

Tüm yazılarını göster