Alaattin Aktaş: 'KKM’de gerçekte azalma yok, artış sürüyor'

Ekonomist Alaattin Aktaş, KKM'de görünürdeki azalmanın döviz kurları nedeniyle yanıltıcı bir hesaplama olduğunu, BDDK'nın döviz üzerinden hesaplamalarına göre KKM'de artış yaşandığını belirtti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Ekonomist Alaattin Aktaş, Merkez Bankası'nın son kararlarının KKM'de bir düşüşe neden olmadığını tam tersine bir artış yaşandığını belirtti. BDDK'nın KKM için döviz cinsinden yaptığı açıklamalara göre "18 Ağustos’ta 126.4 milyar dolar olan KKM, 25 Ağustos’ta 127.6 milyar dolara çıkmış." diye yazan Aktaş, KKM'yi döviz cinsinden takip etmenin daha doğru olduğuna değindi. Artışın dolar kurundaki düşüşten kaynaklandığına dikkat çeken Aktaş, KKM hesaplarının dövizden dönüşümle gerçekleştiğini ifade etti, "O yüzden de bu hesapları TL’ye çevirip 'Şu kadar arttı ya da azaldı' demek çok fazla anlam ifade etmiyor." diye yazdı. 

Merkez Bankası kararlarının KKM üzerinde etkili olmasının enflasyon nedeniyle kolay olmadığını belirten Aktaş'ın "KM’de gerçekte azalma yok, artış sürüyor" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: 

"Merkez Bankası KKM’nin nasıl bir bela olduğunu görüp bu hesapların azalmasını sağlayacak yönde bir dizi adım attı. Bu adımlar ne ölçüde etkide bulunacak bunu henüz görmedik. Görmedik; çünkü Merkez Bankası bu önlemlerle ilgili uygulama talimatını bankalara 28 Ağustos’ta gönderdi. Dolayısıyla ortada henüz uygulama talimatının bulunmadığı 18-25 Ağustos haftasında bu kararın etkisi olamazdı.

TCMB KARARI İŞE YARAR MI?

Merkez Bankası KKM azalsın istiyor, özellikle de TL ile açılan KKM’de bunu daha çok önemsiyor. Çünkü kendi halinde duran TL tasarruflar 'uyandırıldı' ve dövizin getirisine alıştırıldı. Şimdi TL ile açılan hesapların yükü de Merkez Bankası’nda ve bu yük olabildiğince azalsın isteniyor. Amaç belli; 'TL mevduat yine TL mevduata dönsün', bu sağlanmaya çalışılacak.

Ama TL tutup yıllarca enflasyona ezilen, daha sonra ise dövizin getirisine alıştırılan tasarruf sahibi bu getiriden öyle hemen vazgeçer mi? Bankaların çok iyi faiz önerip bu tasarruf sahiplerini KKM’den vazgeçirebilmesi kolay olur mu? Öyle bir faiz teklif edilecek ki bu cazip bulunacak. Yetmez, ayrıca dövizin çok artmayacağı algısı hakim kılınacak.

DTH’den dönüşümle KKM hesabı açtıranları TL mevduata döndürmek ise çok daha zor. Zaten eskiden beri döviz tutma alışkanlığı olan bu tasarruf sahipleri nasıl bir oran görecekler de TL mevduata dönecekler!

Bankaların TL mevduata verdiği faiz, enflasyonun gelecekte ulaşacağı tahmin edilen düzeyin neredeyse ancak yarısı kadar. Bu durumda siz olsanız ne yapardınız?

KKM’NİN MERKEZ BANKASI’NA YÜKÜ VAR MI, YOK MU?

Kur korumalı mevduat için kur farkı olarak bütçeden geçen yılın mart-aralık döneminde (ilk ödeme martta başladığı için) 92.5 milyar lira ödendi. Bu yılın temmuz ayı ortasına kadar yapılan ödeme de 59.5 milyar lira oldu. Topluyoruz, bütçeden çıkan 152 milyar lira.

DTH dönüşümlü hesapların kur farkını Merkez Bankası ödüyor. Bütçeden yapılan ödemeler de temmuz ayı ortasından itibaren Merkez Bankası’na devredildi.

Temmuz ve ağustosta çok yüklü ödeme olacağı biliniyor. Bu iki ayın toplam yükünü 411 milyar lira olarak tahmin etmiştik. (Ekonomi 17 Ağustos 2023.)

Merkez Bankası’nın DTH dönüşümlü hesaplara ödediği kur farkı geçen yıl yaklaşık 90 milyar liraydı, bu yılki tutarı bilmiyoruz, o devlet sırrı! Özellikle temmuz ve ağustos ödemesi merak konusu ama dedim ya devlet sırları açıklanmaz!

Yük mü, değil mi?

Şimdi yeni bir tartışma konumuz var...

Dövizden dönüşümlü hesaplar için yapılan ödemenin Merkez Bankası’na bir yük getirip getirmediği...

Gelin basit bir örnekle ortada bir yük var mı, yok mu anlamaya çalışalım: (Bu örnekte faiz getirisi sıfır varsayılarak yalnızca kur değişimi dikkate alındı.)

1000 dolar borcunuz var (ya da borcunuz olduğunu sanıyorsunuz) ve vadesi gelmiş. O günlerde de dolar 20 lira. Bir arkadaşınızdan rica ediyorsunuz; bir ay sonra almak üzere 1000 dolar verebileceğini söylüyor. Alıyorsunuz 1000 doları ve borcunuzu ödüyorsunuz. Bir ay sonra geri ödeme günü geliyor. Bu arada dolar 25 lira olmuş. 25 bin lira bulup buluşturuyor, birilerinden 1000 dolar alıyor ve borcunuzu kapatıyorsunuz. Şimdi; cebinizden artı bir para çıkmadığını söyleyebilir misiniz?

Ama çıkmayabilirdi de... Dolar 20 lirada sabit kalsaydı ya da 19 liraya düşseydi tabii ki bir yükten söz edilemezdi. Ama böyle bir durum kısa dönemler hariç Türkiye için söz konusu değil.

Ya borç değilse?

Bir de şu yön var. En başta sözünü ettiğimiz 1000 dolar borç, aslında borç değil de sizin birilerine ne amaçla olduğu pek anlaşılamayan bir şekilde destek çıkmak için ihtiyaç duyduğunuz paraysa...

Birilerine, 'Sen merak etme, ben 1000 dolar bulur sana o parayı öderim' diyorsanız. Ama o 1000 doları sattığınız kişiden TL alıyorsunuz ve onunla işiniz tümüyle bitiyorsa...

Yani siz ödeme tarihiniz geldiğinde 1000 doları sattığınız kişi ya da kurumdan 1000 dolar almıyor, 25 liradan karşılığını bile almıyor ve o dövizi güncel kurdan başkalarından temin ediyorsanız?

TCMB niye kurtulmaya çalışıyor ki!

Aslında 'KKM’nin Merkez Bankası kanalıyla kamuya zararı var mı, yok mu' tartışmasına Merkez Bankası’nın aldığı karar son noktayı koymuş sayılmaz mı? Madem bu kur korumalı mevduat uygulaması çok yararlı, en azından zararı yok, şu durumda Merkez Bankası neden bu uygulamayı sona erdirmeye dönük adımlar attı ki?

O zaman 'Merkez Bankası son adımlarıyla yanlış yapıyor' dememiz gerekmez mi?" (HABER MERKEZİ)