İmamoğlu ve Yavaş, Akşener'le kongrede buluştu

İYİ Parti'nin kalkınma kongresine Meral akşener'le birlikte Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş da katıldı. Akşener, konuşmasında "AKP apaçık bir insanlık suçu işliyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İYİ Parti, İstanbul'da 'İyi Kalkınma Kongresi' düzenledi. “Eşitlenen Türkiye için; Yoksulluk, Kapsayıcılık ve İstihdam” başlıklarının tartışıldığı kongreye İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, İYİ Partililer, milletvekilleri ve uzmanlar katıldı.

Kongrede konuşan İYİ Parti lideri Akşener, Türkiye’nin derin bir yoksulluk içinde olduğunu söyleyerek partisinin iktidara hazır olduğunu belirtti.

"Ülkemiz, maalesef uzun zamandır ciddiyetsizliğin, beceriksizliğin ve liyakatsizliğin, adeta bayraktarlığını üstlenmiş, bir iktidar tarafından yönetiliyor" diyen Akşener, "Aklı ve bilimi reddeden, hatalarını görmeyen, bahaneleri de bir türlü tükenmeyen bu zihniyetin, milletimize yaşattığı zorluklara, maalesef, hep birlikte şahit oluyoruz. AKP, ‘Suriyeliler olmasa, Türk sanayisi çöker’ gibi, garip bir anlayış doğrultusunda. Ülkemizdeki sığınmacıların, güvencesiz ve insani olmayan şartlarda çalışmalarına göz yumup Türk işçilerinin yerini almalarına, seyirci kalıyor. Ve apaçık bir insanlık suçu işliyor. Bizler, bugün burada, bu düzene, ‘dur’ demek için, ülkemize ‘kader’ diye biçilen, bu vasatlığı değiştirmek için, yoksullukta değil, zenginlikte eşitlenen, mutlu, huzurlu ve bereketli bir Türkiye hayalimizi, gerçekleştirmek için, önemli bir adım atıyoruz. İYİ Parti’nin çözümleri hazır. İYİ Parti, iktidara, milletimizi, hak ettiği refaha kavuşturmaya hazır. İYİ Parti, sizlerden aldığı güçle, paylaştıkça eşitlenen, eşitlendikçe zenginleşen, zenginleştikçe güçlenen bir Türkiye’yi inşa etmeye hazır" ifadelerini kullandı.

Akşener'in ifadelerinden öne çıkanlar şöyle oldu:

İYİ PARTİ'NİN 2 PROJESİ: İYİ Parti olarak, biz; milletimizin hak etmediği, bu derin ve sürekli yoksulluk döngüsünü kırmak ve bağımlılık yaratmayan, hak temelli, adil bir sosyal yardım mekanizması oluşturmak için hem milletimizi hem de bu konuda çalışan STK’ları dinleyerek, çözüm önerilerimizi oluşturuyoruz. Derin yoksullukla mücadele kapsamında, şimdiye kadar iki proje hazırladık. Bunlardan ilki; Okul çağındaki her çocuğumuza, her gencimize; kahvaltı ve öğle yemeğini, ücretsiz olarak sunmayı planladığımız, 'Rüzgârgülü' projemizdi. İkincisi ise; Geçtiğimiz çarşamba günü, meclis grup toplantımızda açıkladığımız; 18-26 yaş arasındaki tüm gençlerimize ve medyan gelirin, yarısının altında kalan, 4 milyon hanedeki kadınlara, aylık 1000 lira, gelir sağlamayı planladığımız, 'İYİ Yaşam Gelir Modeli' projemizdi. Ayrıca, proje ve çalışmalarımızın yanında; Bugün burada, katılımlarıyla kongremize katkı sunan, büyükşehir belediye başkanlarımız başta olmak üzere, yerel yönetimlerimizin, bin bir zorluk ve engele rağmen, sosyal yardım çalışmaları konusunda, göstermiş oldukları çabaları da elbette takdirle izliyoruz. Yoksullukta değil, zenginlikte eşitlenen bir Türkiye’yi, inşallah çok yakında, hep birlikte inşa edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

İŞSİZLİKLE, İSTİHDAM OLUŞTURARAK MÜCADELE EDİLİR: Bugün, istihdam oranımızı, aynı gelir grubunda yer aldığımız ülkelerin ortalamasına getirsek, dikkat edin, üstüne çıkmaktan bahsetmiyorum, sadece ortalamayı yakalasak diyorum, çalışan sayımız, 10 milyon kişi artıyor. Yani ülkemizdeki çalışan sayımız, nominal potansiyelimizin 10 milyon altında. Durumun vehametine bakar mısınız? Bugün; Tarımda, sanayide ve hizmet sektöründe, düzgün denetim yolları kullanılmadığı için; genç ve kadın çalışanlarımızın yerini, daha kötü koşullarda ve güvencesiz çalışmayı kabul eden, sığınmacılar alıyor. AK Parti iktidarı ise, bu duruma, çeki düzen vermek yerine, “Suriyeliler olmasa, Türk sanayisi çöker.” gibi, garip bir anlayış doğrultusunda; Ülkemizdeki sığınmacıların, güvencesiz ve insani olmayan şartlarda çalışmalarına, göz yumup, Türk işçilerinin yerini almalarına, seyirci kalıyor. Ve apaçık bir insanlık suçu işliyor. Hatırlayın; bu arkadaşlar, iktidara geldiklerinden beri, özel sektöre dayalı bir büyüme ve istihdam modeli inşa edeceklerini, söyleye söyleye gezdiler. Ama ilginçtir, nedense son yıllarda, bunu pek duyamıyoruz. Neden mi? Çünkü, son 4 yılda, özel sektör istihdamımız, 340 bin kişi azalırken, kamu istihdamımız ise, tam 1,3 milyon kişi arttı. İşte size AK Parti’nin, işsizlikle mücadele anlayışı. Bizim anlayışımıza göre; işsizlikle, istihdam oluşturarak mücadele edilir. Kamu istihdamını şişirmek, işsizliği yönetmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Ama Ak Parti çözmeyi beceremediği her sorunda olduğu gibi, işsizliği de yönetmeye çalışmayı tercih ediyor. Nitekim, bu durumun, bir diğer örneğini de en az bunlar kadar önemli, bir başka sorunumuzda gözlemleyebiliyoruz.

YETENEKLERİMİZİN ÜLKEMİZİ TERK ETMELERİNE SEYİRCİ KALIYORUZ: Hepinizin bildiği üzere, bir de beyin göçü problemimiz var. Küresel ölçekte baktığımızda, ülkelerin ve şirketlerin, yeteneklerini kendi bünyelerinde tutabilmek için, stratejiler geliştirdiğini görüyoruz. Biz ise, kendi yeteneklerimizin, ülkemizi terk etmelerine, sadece seyirci kalıyoruz. Genç yeteneklerimizi ülkemizde tutmak, onlara, yeni istihdam olanakları sağlamak için, öncelikle girişimciliği özendirmeliyiz.

'ABD’DEKİ YOKSULLUKLA, TÜRKİYE’DEKİ YOKSULLUK AYNIYMIŞ GİBİ DEĞERLENDİRİLİYOR'

Kongre, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açılış konuşmasının ardından İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale’nin sunumu ile devam etti. Özlale’nin sunumunun ardından, yoksulluk başlıklı ilk oturumda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo, Prof. Dr. Öner Günçavdı yer aldı. 

Prof. Günçavdı, “ABD’deki yoksullukla, Türkiye’deki yoksulluğu ve sebepleri sanki aynıymış gibi değerlendiriliyor, Türkiye’deki sebepler öne çıkmıyor. Mücadelenin de niteliği ortaya konmuyor. AKP’nin ilk yıllarında ciddi mânâda yoksullukta düşme ve gelir dağılımında iyileşme görüldü. Ancak bu sürdürülemedi. Neden? Türkiye ekonomisi ve sosyolojisinin problemlerinden bir tanesi. 1960’lara kadar gidiyor bu. Türkiye 50’li yıllardan beri yapısal dönüşümünü sağlayamamış bir ülke. Piyasalaşamamış bir ülke" ifadesini kullandı.

'ÇOCUKLAR OYUNCAK DEĞİL GIDA İSTİYOR'

Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo, “20 yıl içerisinde, krizden sonra sürekli yoksulluk artıyorsa ve bakanın da açıklamasında, 3 milyon daha yardımın yapıldığını söyledi, yerel yönetimler her yıl daha fazla gıda yardımı yapıyorsa yoksulluk çoğalıyor. Bilinçli yapılan bir politika. İtaat ve biat üzerine kurulmuş. Muhtaçlık üzerine kurulmuş politika. Yardım sürekli bir muhtaçlığı da getiriyor. Bütün bunlar yapılırken hepimizin kendimize de bakmamız gerekiyor.

Seçim döneminde yoksullar üzerinden analizler yaptık. Bilmediğimiz, evlerine girmediğimiz yoksullar üzerine analizler yaptık. Hiçbir zaman o mahallerde olmadık maalesef. O yüzden bizim öncelikle kendimize dönük yoksullarla barışmamız, yüzleşmemiz gerekiyor. Çamaşır makinesi olmayan bir annenin, sosyal inceleme uzmanı gittiği zaman, çamaşır makinesi yok, şusu yok busu yok deyip arkasını dönmek değil o annenin elindeki yarayı da hissetmesi gerekiyor, dünya böyle tartışıyor.

Mansur Başkanı’nın yaptığı bir araştırma vardı, beni çok etkilemişti pandemi döneminde. Nakit yardımı yaptığı zaman bütün ailelerin çikolata aldığını gördüler. O dönemde bu aileler çocuklarına çikolata dahi almadılar. Çocuklar oyuncak değil gıda istediler. Bunu sahada gördüm” değerlendirmesini yaptı.

'ELİMDE 300 BİN ÖZGEÇMİŞ VAR'

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise yoksulluğu çözmek için yaptıkları yardımları ve hayata geçirecekleri projeleri anlattı. "Bende şu anda 300 bin tane özgeçmiş var. Bunların tabii bir kısmı halen çalışıyor ama belediyede çalışmak istiyor” diyen Yavaş, "Kırsal kalkınmayı öne çıkarıyoruz. Hem üretsin hem de Ankara kazansın. İlk defa Türkiye’de mazot yardımı yapacağız çiftçilerimize” diye konuştu.

Yavaş'ın açıklamasından öne çıkanlar ise şöyle oldu:

ANKARA'NIN YÜZDE 97'Sİ BOŞ ARAZİ: Ankara'mızın, gördüğünüz bütün yerleşim bölgesi, binalar sadece yüzde 3, yüzde 97'si boş arazi Ankara'nın. Bu inanılır bir rakam değil. Sıkışmış ve dolayısıyla bu sıkışıklık müthiş bir şekilde bina ve arsa rantı getirmiş. Ankara, çiftçi bir memleket. Beypazarı tarafında sulu tarım var, Nallıhan, Güdül'de ama bazı yerlerde de kuru tarım var. Bizim de, bu Kesikköprü'den gelen sudan, (bölgede) 200 bin dönüm sulanabilir arazi var. Orada sulu tarım yapmak en büyük projelerimizden biriydi. Bununla ilgili bakanlıkla görüştük ama bir yol kat edemedik. Yani aslında o işsiz gelenlerin, yani uygulanan politikalar nedeniyle hayvancılığı bırakıp, üretimi bırakıp şehre gelen insanların sizden hep iş bekliyor. Ama aslında bunların en iyi bildiği iş tarım. Bunu yapmaları lazım, bunu teşvik etmek lazım. Bizden önce sadece domates fidesi dağıtılıyordu, ilk defa tohum verdik. Arpa ve buğday tohumu verdik.

HEM İSTİHDAM SAĞLAYACAĞIZ HEM GELİR ELDE EDECEĞİZ: Türkiye'de ilk defa mazot yardımı yapacağız. Bunlar tabi küçük çiftçiler. Belediyenin büyük bir arazisi var. Orada rekreasyon alanı yapıyoruz. Orada 3 bin ton silaj üretimi yaptık. Hayvancılık yapanlara ücretsiz dağıtıyoruz. Bu şekilde teşviklerle onların üretime devam etmelerini sağlıyoruz. En büyük sorun, gübre. Rakamlar çok arttı. Şu anda belediyemizin bir şirketi gübre ithal etmek istiyor. Eğer yurtdışından gübreyi ithal edersek, gübreyi de vermek suretiyle tarıma desteğin nasıl verildiğini, verildiği zaman ne olacağını Türkiye'ye örnek olacak şekilde hem istihdam sağlayacağını hem gelir elde edeceğini göstermiş olacağız.

İSTİHDAMA YÖNELİK START-UP MERKEZLERİ VAR: Bu yıl büyük bir kuraklık oldu. Göller, barajlar kurudu. Dolayısıyla özellikle arpa, buğday ekenlerin hiçbirisi verim alamadı. Bu sene ekmeyeceklerdi. Biz vermeseydik. Tüm bunların yanında meslek edindirme kursları, bilişim kurslarımız devam ediyor. Start-up merkezlerimiz var. Bunların hepsi de istihdama yönelik.

'TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ BELİRLEYEN GRUP 5-30 YAŞA KADAR OLAN GRUP'

Kongredeki kapsayıcılık konulu oturumda ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ekonomist Murat Kubilay, Yanındayız Derneği Kurucusu Nur Ger yer aldı.

İmamoğlu, "Türkiye’nin geleceğini belirleyen grup 5 -30 yaşa kadar olan grup. Geleceği tasarlamak isteyen bugünün yöneticilerinin önüne koyması gereken aynı yaş grubu olmalı. 18 yaş altı grubun oy verme konusunda ne kadar etkili olduklarını bilen bir belediye başkanıyım. Bunu sahada dinlemiş bilen bir belediye başkanıyım" dedi.

"Kapsayıcılık ve sonrasında böyle bir eşitlik ortamı, adil kent imkânı yaratır. Kadın-erkek eşitliğine önem verdik" ifadelerini kullanan İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle oldu:

İBB’DE KADIN ÇALIŞAN SAYISINI İKİ KAT ARTTIRDIK: İSPARK, İBB’nin önemli bir iştiraki. Görevi aldığımızda İSPARK’ın kadın çalışan sayısı 0’dı. Şaşırdık, şok olduk. Şu anda yüzlerce kadın çalışanı var oranın. Çok önemsedik. İBB’de kadın çalışan sayısını iki kat arttırdık. Yönetici kadın sayısını 3 kat artırdık. Hâlâ çok gerisindeyiz.

İBB'DE İŞE ALINANLAR: İBB Meclisi’nde grup başkanvekili ’45 bin kişiyi işe aldınız’ dedi. Aradan birkaç hafta geçti, İçişleri Bakanı ’33 bin kişiyi işe aldınız’ dedi. Sayın Cumhurbaşkanı ’45 bin kişi’ diyor. Birincisi yanlış yerden bilgi alıyor ve aldatılıyor. İBB 21 bin 179 kişiyi işe aldı. 15 bin kişi işten çıkarıldı deniyor. Bunu da söyleyeceğim; emeklilik nedeniyle ayrılanlar 3 bin 792, mevsimlik işler nedeniyle ayrılanların sayısı 3 bin 3 bin 449 kişi, kendi isteğiyle ayrılanlar 3 bin 60 kişi, iş akdini feshettiğimiz sayısı 3 bin 400 kişi, bunun da 1600’ü iki seçim arası alınmış.

Bugünkü son oturumun konusu da istihdam olacak. Bu oturumun sunumunu İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu yapacak. Kavuncu’nun sunumunun ardından düzenlenen panelde, dün İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanlığı görevine getirilen Prof. Dr. Bilge Yılmaz ile ekonomist Dr. Ufuk Akçiğit yer alacak. (HABER MERKEZİ)