YAZARLAR

AKP’nin yeni emeklilik planı: Ahirette maaş

AKP Hükümeti’nin Meclis’e sunduğu 12. Kalkınma Planı’nda, çalışanların 'daha fazla istihdamda kalması ve doğuştan beklenen yaşam süresine göre emeklilik kriterlerinin yeniden belirlenmesi' öngörülüyor. Bu durumda 65 olan emeklilik yaşının önümüzdeki dönemde daha da artırılması gündeme gelebilir. AKP, çalışanlara “ahirette” emekli maaşı vermeyi planlıyor demektir…

2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planı, TBMM’ye sunuldu. Kalkınma Planı’nda emeklilik yaşını örtülü bir biçimde artırmayı öngören ibarelerin bulunması dikkati çekti.

Planda, “Sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla emeklilik kriterlerinin belirlenmesinde doğuşta beklenen yaşam süresi artışı ile uyumlu otomatik ayarlama mekanizmalarına ilişkin çalışmalar yapılacaktır” ifadesi yer alıyor.

Bu ifadelerin tercümesi, emeklilik yaşının artırılması anlamına gelir. Öncelikle mevcut durumu ifade edelim. AKP’nin 2008 yılında çıkardığı 5510 sayılı yasaya göre,1 Mayıs 2008’den itibaren ilk kez sigortalı olan kadınlar 58, erkekler ise 60 yaşında emeklilik hakkına sahip bulunuyorlar. Prim ödeme gün süresi ise işçiler (4/a kapsamındaki sigortalılar) için 7.200 gün memur ve Bağ-Kur’lu sigortalılar içinse 9000 bin gün olarak belirlendi.

Yine 5510 sayılı yasaya göre, 2036 yılından itibaren emeklilik yaşı kademeli olarak artırılıyor. 1 Ocak 2048 yılı tarihinde de hem kadın, hem erkek sigortalılar ancak 65 yaşında emeklilik hakkına sahip olabilecek.

12. Kalkınma Planı’nda sosyal güvenlik sistemiyle ilgili yer alan ifadeler, emeklilik yaşının 2048’den önce yeniden düzenlenip 65’e yükseltilmesini ve yaşam beklentisine göre de 70’li yaşlara kadar uzatılabileceğini akla getiriyor.

TÜİK’E GÖRE ORTALAMA ÖMÜR 78 YIL

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Hayat Tabloları, 2020-2022" istatistiklerine göre, doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için toplamda 77,5 yıl olarak belirlendi. Yani, kabaca 78 yaş denebilir. AKP iktidarı, bu verileri dikkate alıp emeklilik yaşının daha da yükseltilmesine gerekçe sağlayabilir.

Oysa ülkemizde çalışma şartlarının ve hayat koşullarının zorlaşması karşısında emekçilerin sağlıklı uzun bir yaşam sürdürmesi pek mümkün gözükmüyor. SGK verilerine göre bir emeklinin emekli aylığı aldığı süre 10 yıl civarında bulunuyor.

Avrupa’da ise, OECD verilerine göre bir çalışan emekli olduktan sonra ortalama 25 yıllık bir yaşam süresine sahip. Kuşkusuz Avrupalı emeklilerin emekli aylıkları da geçimlerini sürdürebilecek düzeyde bulunuyor.

Bununla birlikte AB’deki sermaye yanlısı hükümetler, emekli aylıklarına ve sosyal güvenlik bütçelerine daha fazla para ayırmamak için emeklilik yaşının yükseltilmesini öngören yasalar çıkartmaya çalışıyorlar. Tabii bu arada nüfusun daha yaşlanması ve yaşam süresinin uzaması, istihdamdaki genç nüfusun giderek azalması, bu tür önlemlere başvurulmasına da gerekçe yapılıyor. Sermaye kesiminden daha fazla vergi alıp kaynak oluşturmak yerine çalışan ve emeklilerin ücretlerini kısaltmak, burjuva hükümetlerinin işine geliyor.

FRANSA’DA GEÇ EMEKLİLİĞİ PROTESTO

Fransız Cumhurbaşkanı Macron, emeklilik yaşını 62’den 64’e yükselten bir yasa tasarısını gündeme getirdi. Fransız emekçileri günlerce bu yasa tasarısına karşı mücadele yürüttü, grevler ve büyük eylemler yapıldı. Buna rağmen emeklilik yaşının 2030 yılı itibariyle kademeli olarak 64’e yükseltilmesini öngören yasa Fransız parlamentosundan geçti.

Avrupa’nın diğer ülkelerinde de emeklilik yaşının yükseltilmesi gündemde bulunuyor. AB’ye üye ülkelerde ortalama emeklilik yaşı 65’dir. Avusturya, Belçika, İspanya ve Almanya emeklilik yaşını 65'ten 67'ye çıkarılması, İngiltere ve İrlanda'da da 68'e yükseltilmesi öngörülüyor. Esas olarak, emeklilik yaşlarındaki değişikliklerin 2020 ile 2030 yılları arasında gerçekleşmesi planlanıyor.

Ülkemizde de Avrupa ülkelerindeki gelişmeleri dikkate alacak bir planlama yapılıyor. Yine 12 Kalkınma Planı çerçevesinde prim ödeme gün süresinin de daha artırılması gündemde bulunuyor.

Planda emekli aylıklarına ilişkin düzenlemelerin 2019-2022 arasında kamu mali dengelerini olumsuz etkileyen etmenler arasında olduğu belirtilerek emeklilikte aylık bağlama sisteminin değiştirilebileceği ve bu çerçevede emekli olmak için gerekli olan prim gün sayısının artırılabileceği örtülü bir biçimde ifade ediliyor. Bunun tercümesi de, işçiler açısından 7.200 gün olan prim ödeme gün süresinin 9 bin güne çıkarılması biçiminde olabilir.

Özellikle sosyal güvenlik sistemindeki radikal değişikliklerin Mart 2024 yerel seçimleri sonrasında gündeme geleceği belirtiliyor. Yine 12. Kalkınma Planı’nda, emeklilikte aylık bağlama sisteminin "kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik edecek ve mali yük getirmeyecek şekilde" yeniden düzenleneceğine de işaret ediliyor. Bu da, emekçilerin daha uzun süre çalışması, 65, 70 yaşlarında ancak emekli olabileceği anlamına geliyor.

ÖRTÜLÜ OLARAK KIDEM TAZMİNATININ TASFİYESİ

Yine 12. Kalkınma Planı’nda, Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) daha cazip hale getirilerek fon tutarı ve katılımcı sayısının artırılması öngörülüyor. Keza bu çerçevede Otomatik Katılım Sistemi'nin işveren katkısını da içeren tarzda tamamlayıcı emeklilik sisteminin kurulmasından söz ediliyor.

Daha önce OVP’de (Orta Vadeli Plan) gündeme gelen tamamlayıcı emeklilik sistemi bağlamında kıdem tazminatının bir fona devri konusu, 12. Kalkınma Planı’nda da yer almış bulunuyor. Planda açıkça dile getirilmese de örtülü bir biçimde kıdem tazminatının OVP’deki sistemle bağlantılı olarak fona devri ve giderek tasfiyesi öngörülüyor.

12. Kalkınma Planı’nda emek kesimine yönelik örtülü saldırıların muhalefet tarafından Meclis’te deşifre edilmesi, karşı çıkılması ve aynı zamanda emek örgütlerinin, sendikaların da aktif bir tavır göstermesi gerekiyor…


Atilla Özsever Kimdir?

1967 yılında Kara Harp Okulu’nu bitirdi. 12 Mart (1971) döneminde piyade üsteğmeni iken siyasi görüşleri nedeniyle ordudan çıkarıldı. 2.5 yıl cezaevinde kaldı. Daha sonra iktisat öğrenimi gördü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı, doktorasını İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamladı. 1974 – 2002 yılları arasında gazetecilik yaptı. 2003- 2011 yılları arasında da Maltepe Üniversitesi’nde kadrolu öğretim üyeliği görevinde bulundu. 2011 yılından itibaren de çeşitli üniversitelerde çalışma ekonomisi ve medya alanında dışarıdan dersler veriyor. “Tekelci Medyada Örgütsüz Gazeteci” ve “Mesele Teslim Olmamakta” isimli iki kitabı ile çeşitli kitap ve dergilerde yer alan makaleleri bulunuyor.