Ahmet Şık'tan 3 bakana deprem soruları

TİP milletvekili Ahmet Şık, Maraş merkezli depremlere ilişkin İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un cevaplamasını için önergeler verdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, 6 Şubat'ta meydana gelen Maraş merkezli depremlerle ilgili olarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un yanıtlaması istemiyle 3 ayrı soru önergesi verdi.

Ahmet Şık, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na verdiği önergelerde, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya depremler vefat edenlerin ve kimliği tespit edilmeyenlerin sayısını, kimlik tespitlerinin hangi ölçütlerle yapıldığı sordu.

"Gaip sayılabilecek veya depremden itibaren ulaşılamayan kişilere ilişkin bir çalışma yürütülmekte midir?" diyen Şık, şunları sordu:

"Yürütülüyorsa bu yurttaşlar kaç kişidir? Yürütülmüyorsa, sebebi nedir, o halde, ulaşılamayan yurttaşların yok sayılması sonucu doğmayacak mıdır? Depremde yaşamını yitirdiği tespit edilen yurttaşlar kimlerdir? Depremzedeler başta olmak üzere aralarında yurttaşlık bağı bulunan herkesin, depremde kimlerin ve kaç kişinin kaybedildiğini bilmemelerinden ötürü bu süreçte yaşadıkları uzun ve sürekli belirsizlik ile şüphe ve endişe altında olmaları nedeniyle çektikleri zihinsel sıkıntı ve acı, İHAS’ın 3. Maddesinde düzenlenen insanlık dışı muamele yasağının ihlali anlamına gelmeyecek midir?"

'EMASYA PROTOKOLÜ NEDEN YENİSİYLE İKAME EDİLMEDİ?'

Ahmet Şık, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'e Türk Silahlı Kuvvetleri'nin geç müdahale ettiği, 1999 Gölcük Depremi'ne göre faaliyetlerin yetersiz kaldığı iddialarını sordu:

"1999 depreminde 10 bin 528 yurttaşı canlı kurtaran TSK’nın bu depremde 1000’den az kişiyi kurtarabilme sebepleri nelerdir? 1999 depreminde 34 binden fazla askerin kısa sürede deprem bölgesine intikal ederek arama-kurtarma faaliyetlerine katılabilmesini sağlayan ve 2010 yılında darbe planlarına dayanak yapıldığı iddiasıyla iptal edilen Emniyet Asayiş Yardımlaşma (EMASYA) Protokolü neden yenisiyle ikame edilmemiştir? Bu doğrultuda TSK’nın merkezi idaredeki rolünün azaltılması için gerekli afet müdahale düzenlemelerin ertelendiği iddiası doğru mudur?"

'İÇİŞLERİ BAKANLIĞI MI GERİ DURMANIZI İSTEDİ?'

"Bakanlığınızca 3 bin 500 askerin deprem bölgesinde görev aldığı açıklanmıştır. Bu geri durma sebebi, medyada ileri sürüldüğü üzere, İçişleri Bakanınca dönemin Milli Savunma Bakanlığı'ndan geri durulmasının talep edilmesi midir? Bu veya benzeri bir talep söz konusu mudur? Değilse, 1999 depreminin onda biri kadar askeri personelin devreye sokulabilmiş olma sebebi nedir? TSK neden mobilize edilememiştir? Depremden etkilenen illerin başında gelen Malatya’da konuşlu 120 bin kişilik 2. Ordu neden arama-kurtarma faaliyetlerine katılmamıştır? Birçok ilde ilk iki gün boyunca neredeyse hiçbir kamu görevlisinin görülemediği iddiaları da gözetildiğinde, durum nasıl açıklanmaktadır?"

'DENETİM MÜTEAHHİTLERİ İNSAFINA BIRAKILDI'

TİP milletvekili Ahmet Şık, Yapı Denetim Kanunu'nda "rant odaklı düzenlemeler" yapıldığını belirterek, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a yönelik önergede "Yapı denetimi, idarenin yaptırım gücüne dayanarak yürüttüğü asli kolluk faaliyetleri içinde yer almasına rağmen ve mutlaka devletin genel idare esaslarınca yürütülmesi gerekirken, bu düzenleme ile 'inşaatları yapan müteahhitlerin insafına' bırakılmıştır" dedi.

Şık, Tunç'a "İnşaat şirketine sahip aile fertlerinin bazıları müteahhitlik yaparken, bazılarının da yapı denetim firması kurabildiği ve kendi inşaatına onay verebildiği bu sistemde, yıkılan binalardan kaçında inşaat şirketi-yapı denetim şirketi ilişkisi olduğu araştırılmakta mıdır? Denetleyen ile yapanın aynı kişi olmasına yol açan, yani 'etkin biçimde uygulanamayan' bu mevzuatın, uygulamasını denetlemekten hangi kamu kurumları sorumludur? Bu kurumların görevlerini yerine getirip getirmediği araştırılmakta mıdır?" sorularını yöneltti.

"Yasama sorumsuzluğundan bağımsız olarak, yaşam hakkını korumaya hiçbir açıdan hizmet etmeyen bir imar ve denetim mevzuatına tabi yurttaşları, denetlenememiş evlerde kaybetmemizin, bu yurttaşların evlerinin liyakat sahibi meslek odalarınca denetlenememiş olmasının sorumluluğu kime aittir?" diyen Şık, şu ifadelerini kullandı:

"Diğer deyişle, imar mevzuatı kapsamında yaşam hakkını korumaya yönelik pozitif yükümlülük kime aittir? Bu hakkı korunamayan depremzedeler, ihlal iddialarını kime yöneltmelidir? Yapı denetim görevinin özel şirketlere devredilmesi, idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırmakta mıdır? Şimdiye dek 'deprem suçları' denebilecek, depremde yurttaşları yitirmemize yol açan ihmali veya kasti davranışlarla ilgili olarak kaç adet soruşturma başlatılmıştır? Bu soruşturmalardan ne kadarı müteahhitlerle, ne kadarı yapı denetim şirketleriyle, ne kadarı kamu görevlileriyle ilgilidir?" (HABER MERKEZİ)