Ahmet Davutoğlu'ndan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a: Seni Diyarbakırlı gençlere havale ediyorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt veren Ahmet Davutoğlu, "Seni Diyarbakırlı gençlere havale ediyorum. Serok unvanıyla alay eden gereken dersi seçimde onlar verecekler sana" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti TBMM Grup toplantısındaki konuşmasında kendisine yönelik yolsuzluk suçlamasına yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahmet Davutoğlu'nun kurucusu olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi'nin 2020'de kapatılmasıyla ilgili olarak, "Bizden üniversite istediler, vakıflarına üniversite tahsisi yaptık. Kendisi ne zaman Başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edindi. Türkiye'de başka örneği yok" demişti.

Sosyal medya hesaplarından video ile açıklama yapan Ahmet Davutoğlu, "Bana yönelik olarak kullandığın 'yolsuzluk' ifadesi için seni ciddi bir yüzleşmeye davet ediyorum. Küçük bir yüzükle başlattığı yolculuğu büyük servetlerle sürdüren, kendi bakanlığına dezenfektan satan bakanı teşekkürle uğurlayan sen; hayatı boyu emeği dışında hiçbir şey yememiş olan, ikinci bir maaşı kabul etmemiş olan, devlet adını aldığı en küçük hediyeyi dahi beyan etmiş olan beni yolsuzlukla itham ettin, öyle mi?" ifadelerini kullandı.

2019'da yaşayan tüm eski başbakanlar, cumhurbaşkanları ve ekonomiyle ilgili bakanların mal varlığının araştırılması çağrısı yaptığı hatırlatan Davutoğlu, "İstediğin gazetecileri al Pelikancılar da dahil. İstediğin kanalda, senin damadının kardeşinin sahip olduğu kanalda dahil, açık oturuma çıkalım. Yüzleşelim var mısın? 8 Aralık 2019'da yaptığım çağrıyı tekrar yapıyorum. Benden başlamak üzere bütün yaşayan başbakanlar, cumhurbaşkanları ve ilgili bakanlar ve birinci derece yakınlarıyla ilgili, bir araştırma-soruşturma komisyonu kurup ve kimin izah edemediği bir mal varlığı varsa bunu Hazine'de bir fonda tutalım ve şehitlere, yetimlere, engellilere, mazlumlara harcayalım var mısın?" dedi.

Erdoğan konuşmasında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Davutoğlu'na yönelik kullandığı "Serok" (Kürtçe) ifadesine atıf yaparak, "Devlet Bey gayet güzel kullanıyor, ona 'Serok Ahmet' diyor, bu tür işler yapıyor. Helalinden ne yaptın? Kurduğunuz üniversiteyle başarı grafiğiniz ne? Yok. Biz de bu üniversiteyi, yolsuzlukları nedeniyle aldık, devletimize mal ettik" demişti.

"Sayın Erdoğan, Bahçeli'ye benzeyen dilinizle bana 'Serok Ahmet' diye hitapta bulundunuz. Bahçeli'ye verdiğim cevabı sana da vereyim: Ser sera ser çawa (Başım gözüm üstüne)" diyen Davutoğlu, "Ben 'Serok Ahmet' diyene de 'Yörük Ahmet' diyene de minnet duyar ve hepsinin selamını alır, bununla gurur duyarım. Seni de Diyarbakırlı gençlere havale ediyorum. Onlar sana gereken dersi verirler. Bahçeli diliyle, serok unvanıyla alay edene gereken dersi önümüzdeki seçimde onlar sana verecekler" şeklinde konuştu.

 Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasının tamamı şöyle:

'SENİ CİDDİ BİR YÜZLEŞMEYE DAVET EDİYORUM'

"Sayın Erdoğan bugün yaptığın AK Parti grup konuşmasında prompter dışına çıkarak yine bilinç altını dışarı vurdun. Şehir Üniversitesi bağlamındaki yaptığın bütün ithamları yarın saat 15.00'te arkadaşlarımla birlikte cevaplandıracağım. Ama şahsen bana yönelik olarak kullandığın yolsuzluk ifadesi için seni ciddi bir yüzleşmeye davet ediyorum. Küçük bir yüzükle başlattığı yolculuğu büyük servetlerle sürdüren, kendi bakanlığına dezenfektan satan bakanı teşekkürle uğurlayan, devlet adına aldığı hediyelerin hiçbirini beyan etmeyen, kamu parasıyla yapılan yatırımlara, yollara, sokaklara, barajlara, stadyumlara, üniversitelere adını yazdıran, birinci derece akrabaları, yakın çevresindeki herkesi siyaseten iktidar olduğu dönemde zengin eden sen, uluslararası mahkemelerde mal varlıkları dosyası ve diğer ekonomik suçlarla ilgili ismi geçen sen, hayatı boyu emeği dışında hiçbir şey yememiş olan, ikinci bir maaşı kabul etmemiş olan, başbakanlıkta hanesine gelen her lokmanın bedelini makbuzla ödemiş olan, devlet adını aldığı en küçük hediyeyi dahi beyan etmiş olan, ulusal ve uluslararası bütün çevrelerde temiz siyasetin sözcüsü olarak bilinen beni yolsuzlukla itham ettin, öyle mi?"

'YOLSUZLUK VARSA DERHAL İŞLEM BAŞLATMALIYDIN'

"Beraber de bulunduk. Hangi süreçlerden geçtiğimizi sen de bütün milletimiz de biliyor ve şahit. Madem böyle bir yolsuzluk söz konusuydu Sayın Erdoğan neden cumhurbaşkanı iken bizi uyarmadın? Neden ben başbakanlıktan Mayıs 2016'da ayrıldıktan sonra bekledin, bekledin, bekledin de tam da Gelecek Partisi'ni kurmadan bir hafta önce 7 Aralık 2019'da beni yoksuzlukla itham ettin? Ertesi gün de ben çağrıda bulundum, başta ben olmak üzere bütün yaşayan başbakanların, cumhurbaşkanlarının ilgili bakanların mal varlıkları araştırılsın dedim 8 Aralık'ta. 8 Aralık'ta bu çağrıdan bugüne kadar sustun da şimdi niye konuştun Sayın Erdoğan? Devlet zafiyeti göstermişsin, derhal işlem başlatmalıydın. Kamu malına uzanan el benim elim olsa bile kesmeliydin Sayın Erdoğan, ben olsam keserdim. Bekledin, çünkü meselelere siyasi rant açısından baktın."

'İSTEDİĞİN GAZETECİLERİ AL, AÇIK OTURUMA ÇIKALIM'

"Şimdi sana üç çağrıda bulunuyorum. Bir, istediğin gazetecileri al, Pelikancılar da dahil. İstediğin kanalda, senin damadının kardeşinin sahip olduğu kanal da dahil, açık oturuma çıkalım. Sen prompter kullan, ben böyle yalın kılıç çıkacağım. Senin ayarladığın gazeteciler sana hazırlanmış sorular sorsunlar, bana ne isterlerse sorsunlar ama yüzleşelim var mısın?

İki, 8 Aralık 2019'da yaptığım çağrıyı tekrar yapıyorum. Benden başlamak üzere bütün yaşayan başbakanlar, cumhurbaşkanları ve ilgili bakanlar ve birinci derece yakınlarıyla ilgili, bir araştırma-soruşturma komisyonu kurup ve kimin izah edemediği bir mal varlığı varsa bunu Hazine'de bir fonda tutalım ve şehitlere, yetimlere, engellilere, mazlumlara harcayalım var mısın?"

'ALTILI MASA ZİRVESİNDE GÜNDEME GETİRECEĞİM'

"Eğer bunda yoksan üçüncü teklifim ise, sadece sana değil Meclis'te bulunan herkese, önümüzdeki Altılı Masa zirvesinde bunu gündeme getireceğim ve bütün liderlerden bu konuda derhal girişimde bulunmaları ricasında bulunacağım, hem araştırma hem soruşturma komisyonu kurulmalı ve önce benden ve birinci derece akrabalarımdan başlamalı, sonra sizden de, yaşayan bütün başbakanlar, cumhurbaşkanları ve ekonomiyle yakından ilgili tüm bakanlar ve birinci derece akrabalarının da soruşturma komisyonunda mal varlıkları incelensin teklifinde bulunacağım ve bunu takip edeceğim."

'SESİNİ YÜKSELTMEKTEN KORKAN MUHAFAZAKARLARA SESLENİYORUM'

"Buradan bütün bu gelişmeleri sessizce takip eden, sesini yükseltmekten korkan muhafazakar kesimlere de sesleniyorum: Sizin çocuklarınız da o üniversitede okudu bir kısmınızın. Hepiniz o üniversiteyi vaktinde övdünüz. Niye susuyorsunuz? Bugün siyaset yapıyorsak emin olunuz hem bu ülke ve milletimizin geleceği için ama en çok da 'Bir gün alnı secde görenler geldiklerinde temiz siyaset yapılır' diye ömrünü veren, terini döken, dua edenlerin onurunu kurtarmak için yapıyorum." 

'BAHÇELİ'YE VERDİĞİM YANITI SANA DA VERİYORUM'

"Sayın Erdoğan, Bahçeli'ye benzeyen dilinizle bana 'Serok (Kürtçe: başkan) Ahmet' diye hitapta bulundunuz konuşmanızda. Bahçeli'ye verdiğim cevabı sana da vereyim: Ser sera ser çawa (Başım gözüm üstüne). Ben 'Serok Ahmet' diyene de 'Yörük Ahmet' diyene de minnet duyar ve hepsinin selamını alır, bununla gurur duyarım. Seni de Diyarbakırlı gençlere havale ediyorum. Onlar sana gereken dersi verirler. Bahçeli diliyle, serok unvanıyla alay edene gereken dersi önümüzdeki seçimden onlar sana verecekler.

14 Mayıs seçim tarihimizde hayırlı olsun. O gün 'Yeter söz milletindir' diyeceğiz. Son sözüm şudur: Tam bir barbarlıkla kapattığınız Şehir Üniversitesi'ni inşallah iktidara gelir gelmez açacağız. Çünkü Şehir Üniversitesi benim şahsi mülküm olmadığı gibi hiç kimsenin mülkü de değil milletin mülküydü, vakıf mülküydü. Şehir açılacak çünkü Şehir hepimizin." (HABER MERKEZİ)