21. yüzyılda kuduz sorunu: Belediyeler mevcut sorunu daha da büyütüyor

Belediyelerin sokak köpeklerini şehirlerin dışına ve ormanlık alanlara bırakarak kuduz sorununu daha da büyüttüklerini belirten uzmanlar, hastalığın önüne aşılamayla geçilebileceğini söylüyor.

Google Haberlere Abone ol

Ardıl Batmaz

DUVAR - Bitlis'te kuduz teşhisi konulan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin, 9 Kasım Çarşamba günü hayatını kaybetti. 21. yüzyılda kuduz nedeniyle bir çocuğun hayatını yitirmesi, köpekleri hedef tahtasına oturttu.

Uzmanlar, köpeklerin belediyeler tarafından şehir dışına atıldığını ve köpeklerin burada yaban hayvanlarıyla karşılaşması sonucu kuduza yakalandığını söyledi. Kuduz hastalığının tek çözümü olarak uzmanlar, 'etkin aşılama' dedi.

‘KÖPEKLER ORMANLARDA YABAN HAYVANI İLE KARŞILAŞIYOR’

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2021 yılı Faaliyet Raporu'na göre, sahipsiz kedi ve köpeklere uygulanmak üzere 750 bin doz enjeksiyonluk kuduz aşısı alımı yapıldı. Raporda, 2021 yılı içerisinde sahipsiz kedi ve köpeklere 528 bin 217 doz, sığırlara 16 bin 167 doz, koyun ve keçilere 1.005 doz, tek tırnaklılara 30 doz aşı uygulaması gerçekleştirildiği bilgisi yer aldı. 

Kuduzun ekosistem içinde bir döngüsü olduğunu ve bu döngünün genellikle tilkiler, çakallar, kurtlar gibi etle beslenen avcı türler arasında yaygın olduğunu belirten Viroloji Uzmanı Veteriner Hekim Hüseyin Pulat, belediyelerin köpekleri şehirlerin dışına bırakmasıyla köpeklerin de bu döngüye girdiğini söylüyor.

Köpeklerin, yabani türlerle karşılaşması sonucu enfekte olduklarını ve bu hastalığı insana aktardıklarını belirten Pulat, köpeklerin ormanlık alanlara bırakılmasının ekosistemi tersine çevirdiğinin altını çiziyor. Pulat, “Köpeklerin, vahşi doğadaki alanlara taşınması, söz konusu türler ile köpeklerin fiziksel olarak yakınlaşması anlamına geliyor. Bu yakınlaşmayla birlikte beslenme konusunda bir rekabet ortamı oluşuyor ve bu da kuduz virüsünün geçişini ciddi oranda artırıyor” diyor.

Gelişmiş ülkelerde bu konuya çözümler üretildiğini anlatan Pulat, doğaya içinde aşı kapsüllerin olduğu tavuk kafaları atıldığını ve bu yolla tilkiler, kurtlar gibi türlerin aşılandığını dile getirdi. Pulat, iki döngü arasında tam bir izolasyon gerçekleştirilemediğinden dolayı aşı çalışmalarının süreklilik gerektiğini dile getiriyor.

‘MESELE TAMAMEN BELEDİYELERLE İLGİLİ’

Ölümcül bir hastalık olan kuduz hastalığı için aşılamanın büyük önem arz ettiğini belirten Polat Türkoğlu, aşılanan bir hayvanın kuduza yakalanma ihtimalinin çok düşük olduğunu ve bugüne kadar böyle bir şeyle karşılaşılmadığını söylüyor. Türkoğlu, meselenin kökeninde belediyeler yattığını belirterek şunları söylüyor: “Mesele tamamen belediye tarafından aşılanmayan köpeklerle ilgili. Kuduz sadece Türkiye’nin değil, dünyanın bir gerçeği. Bir hayvanın kulağında küpe yoksa aşılama yapılmadığının belirtisidir. Hızlı bir şekilde belediyelerin bu hayvanların aşılamasını sağlaması gerekiyor. Bizim elimizde şu ana kadar geçerli olan tek yöntem, hayvanların herhangi bir semptom görülmeden aşılanmalarının sağlanmasıdır. Hastalığın önüne geçebilmek adına bu, önem arz ediyor.”

‘TEK ÇIKAR YOL BÜTÜN HAYVANLARI AŞILAMAK’

Sahipsiz sokak hayvanlarının, yabani hayvanlarla temas ettiği ortamlarda belediyelere ve yerel hayvan koruma görevlilerine büyük görev düştüğünü belirten Türkoğlu, ortak ve koordineli bir şekilde çalışılması gerektiğine işaret ediyor. Kuduz hastalığının nasıl yayıldığıyla ilgili Trakya Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Polat Türkoğlu, “Kuduz, yaban hayvanlarının vücuduna, ısırılma ya da salya yoluyla temas etme sonucu vücuda giriyor. Vücuda girdikten sonra yaklaşık 10 günlük bir karantina süresi var. İnsanda da hayvanda da bu şekildedir. Bu süreç içerisinde herhangi bir şekilde bir semptom gözükmüyorsa gerekli adli mercilere bilgi verilir ve karantina süreci kaldırılır. Dışarıdan bir hayvanı görerek ‘bunda kuduz vardır ya da yoktur’ dememiz mümkün değil. Şüpheli durumlarda detaylı bir hekim muayenesi şarttır. Bunlar bizim dostlarımız. Onlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz için tek şartımız var, onlara iyi davranmak ve hastalığın yok olabilmesi için aşılarını yapmak. Aşısı olmayan kuduz ve enfekte bir köpeğin, doğada yaşayan bir köpeği ısırması durumunda o köpeğin aşısı yoksa kuduz hastalığı bulaşma ihtimali yüzde 99,9’dur. Onun için tek çıkar yol, bütün hayvanları aşılamak” diyor.

‘KLİNİK BULGULAR ORTAYA ÇIKTIKTAN SONRA TEDAVİ PEK MÜMKÜN DEĞİL’

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ali Asan ise, kuduz vakalarında klinik bulgular ortaya çıktıktan sonra tedavinin pek mümkün olmadığının altını çiziyor. Asan da en etkili çözümün aşılama yapmak olduğunu belirterek, “Bir insan kuduzla karşılaşırsa ve aşısı yoksa ölür. Sokak kedisi, köpeği tarafından yaralanan çok fazla hasta geliyor polikliniklerimize. Kuduzla ilgili ana kriter, yabani hayvanla teması engellemek. Bütün sokak köpeklerinin aşılanması ne kadar mümkün ve devamlı olur bilemiyoruz. Ama sağlandığı taktirde vakaların önüne geçilebilir” ifadelerini kullanıyor.