15 yaşında işçi: Düşük maaş, yarım sigorta

Bursa’da ev tekstili üzerine bir fabrikada çalışan 15 yaşındaki Mehmet Ali, ailesinin yaşadığı maddi zorluklar nedeniyle ortaokuldan sonra eğitimini bırakmak zorunda kaldı. Şu anda hem çalışıp hem açık liseye devam eden Mehmet Ali, ailesine yük olmadan şehir dışında üniversite okuyabilmek istiyor.

Google Haberlere Abone ol

Pelin Akdemir

BURSA - Mehmet Ali ortaokulu bitirdikten sonra maddi zorluklar yüzünden çalışma hayatına sürüklenen 15 yaşında bir çocuk. Eğitimini sürdürebilmek için açık lisede okuyan Mehmet Ali’nin ailesi 2006 yılında Bursa’ya gelene kadar Erzurum’da hayvancılıkla uğraşıyormuş. Beş kardeşin en küçüğü o. Erzurum'da abileri hem köy okulunda okuyor hem de babalarına yardım ediyorlar. Mehmet Ali henüz bir yaşındayken de aile Bursa’ya göçüyor.

Maddi zorlukların peşini bırakmadığı ailenin karşısına burada yeni bir zorluk çıkıyor: Lise eğitimlerine devam eden Mehmet Ali’nin ağabeyleri Türkçe bilmiyor. Mehmet Ali, onların yaşadığı zorlukları, “Kürt bir öğretmenimiz, aile dostumuz abilerime ödevlerinde yardımcı olmuş. Okuldan sonra babama inşaatta yardımcı olmaya giderlermiş. Günde bir liraya ikisi birden karnını doyuruyor, bir lirayı da yol parası olarak kullanıyorlarmış” sözleriyle anlatıyor. Ağabeylerinin biri şimdi öğretmen, diğeri mali müşavir, diğer iki kardeşi de üniversitede okuyor.

'MADDİ SIKINTILARDAN DERSLERE ODAKLANAMIYORDUM'

Büyüklerinin yaşadığı maddi zorlukları kendisinin de yaşadığını söyleyen Mehmet Ali, okulu bırakma kararını, "Annemin okul için verdiği harçlığı almıyordum ya da biriktiriyordum. Biriktirdiğimi liseye giden abime, ablama verirdim. Kafamı sürekli ailemin maddi sıkıntılarına yoruyordum. Derslere katılma isteğim olmasına rağmen odaklanamıyordum. Okulu seviyordum ama baskı oluşunca yapamama kaygısı başladı. O zorluklar beni okulu bırakmaya zorladı. Ailem ‘Bırak ya da bırakma, istediğini yap’ dedi. Okulu bıraktıktan sonra evde oturamayacağımı anladım. Çalışıp eve bir katkım olsun istedim" sözleriyle anlattı.

ASGARİ ÜCRETTEN DÜŞÜK MAAŞLA, YARI SİGORTALI

Mehmet Ali, ilk olarak bir ahşap atölyesinde sabah sekizden akşam ona kadar çalışmaya başlıyor. Bir süre fırında gece işi yapıyor. Büyük fabrikalarda yaşından dolayı sürekli çalışamıyor. Bazı fabrikalarda denetim yapıldığı zamanlar kendisine, ‘Bugün git kontrol var’ deniyor, kimi zaman sigortası olmadan çalışıyor. Sadece 30 dakikalık molasını evinde yemek yemeye geliyor, tekrar işine gidiyor. Şimdi ev tekstili üzerine bir fabrikada asgari ücretten daha düşük bir maaşla, yarı sigortayla çalışıyor. İşten sonra derslerine çalışmak istediğini söyleyen Mehmet Ali, “Çalışma hayatında mutluyum ama hem çalışıp hem okumak gerçekten zor. Keşke okusaydım. Okulu bıraktığıma pişmanım. Açık liseyi okumaya çalışıyorum. En azından yine bir şeyler yapabileceğimi düşünüyorum. Hem çalışıp hem okuyacağım, mecbur” diyor.

'BENİ SÜRÜKLEYEN HAYATI ANLADIM'

Mehmet Ali, okumayı bırakarak çalışma hayatına geçtiği süreçte yaşadığı dönüşümü de şöyle anlatıyor: “Beni sürükleyen hayatı anladım. Neler yapabileceğimi anladım. Halkevleri'ne gidiyorum. Şu an çevremde vakit geçirebileceğim insanlar var. Ailemle de daha çok vakit geçirmeye çalışıyorum artık.”
Haftalık olarak aldığı maaşından kendisine sadece sigara parasını ayırıyor. Bütün haftalığını ailesinin geçimine veriyor. “Sadece ailemin rahat yaşamasını istiyorum. Bunun da olacağına inanıyorum” diyen Mehmet Ali, üniversiteyi şehir dışında okumak istiyor. Hedefi, orada okurken de ailesine yük olmamak için çalışıp kendi ihtiyaçlarını karşılamak.

'KULÜPLER ÇAĞIRDI AMA AİLEM GÖNDERMEDİ'

Mehmet Ali’nin vazgeçmek istemediği hayali, kaleci olarak bir kulüpte oynamak. Bursa takımlarından teklif de gelmiş ama ailesi göndermiyor. Babası ‘Hem çalışıp hem futbola devam edemezsin’ demiş. Mehmet Ali ise tam tersini düşünüyor: “Babama yapabilirim dedim ama bana inanmadı. Ben kendime güveniyordum. Yapabileceğimi biliyordum ama göndermediler. Şimdi belediye kulüplerinde oynuyor olurdum, çalışmak mecburiyetinde olmazdım. Şu an hâlâ çağırıyorlar ama ailem maddi sıkıntılardan dolayı gönderemiyor.”

Hayallerini gerçekleştirmekte kendisine inanmış olsa da Mehmet Ali, yaşamına nelerin zarar verdiğinin farkında. Çalışmak zorundayken heybesinde hayallerini taşımasını anlatmaya, “Farkında olmazsan anlayamazsın, başaramazsın” cümlesi yetiyor.