10 Ekim Avukatları: Hukuksuzlukla mücadele etmesini iyi biliriz

Ogün Akkaya

ANKARA- Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, IŞİD'in 10 Ekim 2015 günü Ankara’daki Barış Mitingi'ne yönelik canlı bomba saldırısı ile ilgili davada, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden (EGM) gelen "canlı bomba saldırısı olabilir" yazısının ilgili birimlere iletilmemesinin hizmet kusuru anlamına gelmediğine hükmetti. Karara gerekçe olarak yazıda yer, kişi, saat gibi somut bilgilerin yer almaması gösterildi.

Kararda, saldırının ardından yaralılar varken polislerin biber gazı sıkmasıyla ilgili olarak ise "sertifikalı güvenlik görevlileri tarafından gerekli görüldüğü için yapıldı" denildi. Kurul, bu nedenle 10 Ekim katliamından dolayı, hizmet kusuru olduğu gerekçesiyle maddi tazminat ödenemeyeceği görüşüne vardı.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun verdiği karara dair 10 Ekim Barış Derneği, 10 Ekim Katliamı Davası Avukatları Koordinasyonu, Kamu Emekçileri Sendikası (KESK), Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyeleri KESK Genel Merkezi'nde basın açıklaması yaptı.

'İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU SOSYAL RİSK KAPSAMINDA TAZMİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ DE ÇOK GÖRMÜŞTÜR'

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı ile devletin sorumluluğunun üstünün kapatılmaya çalışıldığı belirtilen açıklamada, "Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bu konuyu gündemine almış ve bizce hukuken de vicdanen de kabul edilemeyecek bir karara imza atmıştır" ifadelerine yer verildi.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 6’ya karşı 7 oyla, yani oy çokluğuyla kararını verdiği hatırlatılan açıklamada, "Görüldüğü üzere İdari Dava Daireleri Genel Kurulu açık istihbari bilgi ve belgelere rağmen idarenin hizmet kusurunu yok saydığı gibi sosyal risk kapsamında tazmin yükümlülüğünü de çok görmüştür" denildi.

'HUKUKEN VE VİCDANEN KABUL EDİLEMEYECEK BİR KARAR'

10 Ekim Derneği ve 10 Ekim Katliamı Davası Avukat Komisyonu'ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bölge İdare Mahkemesinin terör tazminatını kabul etmeyen ailelerin, yaralıların tazminatlarının genel esaslara göre hesaplanmasına dair kararlarında ısrar etmesi üzerine dosyalar danıştay idari dava Daireleri Kurulu’nun önüne gitti. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu geçtiğimiz hafta tebliğ edilmeye başlayan kararıyla bizce hukuken ve vicdanen kabul edilemeyecek bir karara imza atmıştır. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bu konuyu gündemine almış ve bizce hukuken de vicdanen de kabul edilemeyecek bir karara imza atmıştır. Bir nevi DEAŞ'in Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinde yüzden fazla ölüme ve yüzlerce yaralanmaya yola açan saldırısında idarenin hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacağına dair Danıştay kararı yönünde karar vermiştir."

'10 EKİM KATLİAMI MAĞDURU AİLELER YARGI NEZDİNDE BİR KEZ DAHA MAĞDUR EDİLMİŞ VE AYRIMCILIĞI UĞRAMIŞLARDIR'

Tam yargı yolunun 10 Ekim Ankara Gar Katliamı mağduru ailelerine kapatıldığı belirtilen açıklamada "10 Ekim Katliamı mağduru aileler yargı nezdinde bir kez daha mağdur edilmiş ve ayrımcılığa uğramışlardır. Bu kararın alınmasında ortaya çıkan bir başka sonuca daha dikkat çekmek isteriz. Söz konusu karar bir oy farkla 6'ya karşı 7 oyla oy çokluğuyla alınmış bulunmaktadır. Bu durum hali hazırda zaten oldukça siyasallaşmış yargının kamuoyuna mal olmuş diğer tüm yargılama pratiklerinde görüldüğü gibi daha katı ve totaliter bir anlayışa her geçen gün daha da sürüklendiğini göstermektedir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bu kararı ile siyasallaşmış yargının somut göstergesi olmuştur" İfadeleri kaydedildi.

'ADALET MÜCADELEMİZİ SONUNA KADAR SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararının 10 Ekim Katliamı mağduru aileler nezdinde karşılığı olmadığı belirtilen açıklamada "Gizlenmek istenilen devletin sorumluluğunun ortaya çıkması için adalet mücadelemizi sonuna kadar sürdürmeye devam edeceğimizi kamuoyuna bir kez daha beyan ediyoruz" denildi.

'AİLELERİN DERDİ MADDİ BEKLENTİ DEĞİL'

10 Ekim Derneği Avukatı Mehtap Sakinci Coşkun ise İdari Dava Daireleri Genel Kurulu kararına ilişkin "87 aydır defalarca basın açıklaması yaptık. Adaletsizliği teşhir etmeye çalıştık. Davanın ne kadar vahim bir duruma geldiğini paylaşmak için buradayız. Ailelerin derdi maddi beklenti değil. Acının parayla karşılanamayacağının hepimiz farkındayız. Emektar avukat arkadaşlarımın verdikleri emeklere yazık. Çabalamaya devam edecekler. Biz zaten en değerlilerimizi, sevdiklerimizi kaybettik. Derdimiz hiçbir zaman para da olmadı. Başka bir hukuksuzluk mu payımıza düştü, o hukuksuzlukla da mücadele etmesini iyi biliriz. Anayasa Mahkemesi sürecini de işleteceğiz. Hak ihlallerini tek tek gündeme getireceğiz. Uğraşacağız. 10 Ekim aileleri tarafından bu karar büyük bir vahametle karşılandı. Basit alelade bir karar değil." dedi.