Bir şehir Ankaragücü diyor

İkinci Lig Kırmızı Grup'ta mücadele eden Ankaragücü, üst lige çıkma mücadelesinde sezonun bitimine dört hafta kala liderliğini sürdürmeyi başardı. Gözler bugünkü Ankaragücü-Tuzlaspor maçında… Geçen hafta Bugsaşspor maçı sonrası polis müdahalesi ve Melih Gökçek'in açıklamalarının ardından Ankara'da tansiyon yüksek. Şehir şampiyonluğa kilitlendi.

Google Haberlere Abone ol

Serkan Alan

ANKARA - Yüz yılı aşkın tarihiyle Türk futbolunun çınarlarından Ankaragücü 1’inci Lig mücadelesinde bitime 4 hafta kala, takipçisi Gümüşhanespor'la kıyasıya bir rekabete girmiş durumda. 63 puanla rakibinin 2 puan önünde liderliğini sürdüren Ankaragücü bugün sahasında kümede kalma mücadelesi veren Tuzlaspor'u ağırlayacak.

Sezonun en kritik maçı öncesi, Ankaragücü taraftarlarının geçen haftaki Bugsaşspor maçının ardından maruz kaldığı polis şiddeti de hala akıllarda. 11 taraftarın gözaltına alındığı maç sonrası sosyal medyadan yapılan açıklamalarda polisin orantısız şiddeti vurgulandı, futbol siyaset ilişkisi tartışmaları gündeme geldi. Bir grup Ankaragücü taraftarının, referandum öncesi, “sandıkta görüşürüz” sloganı atmasının ardından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek kulübe 4 yılda 50 milyon TL'den fazla kaynak aktarıldığını söyleyerek eleştirilere cevap verdi.

“Ankaragücü Yaşasın Birlik Platformu” üyesi ve “Bekâr Evi Çocukları” grubunun temsilcisi Cem Üner ile yaşananlar ve nedenleri üzerine konuştuk.

ÇATIDAN MAÇI İZLEDİLER

Cem Üner, Ankaragücü taraftarını şöyle tanımlıyor: Biz sokaklarda yaşayan bir taraftarız. Halde çalışırız, otoparkçıyız, yıkamacıyız. Avukat vardır, doktor vardır. Yalnız hepsi gecekondudan gelmedir. Cem Üner, Ankaragücü taraftarını şöyle tanımlıyor: Biz sokaklarda yaşayan bir taraftarız. Halde çalışırız, otoparkçıyız, yıkamacıyız. Avukat vardır, doktor vardır. Yalnız hepsi gecekondudan gelmedir.

Geçtiğimiz hafta bir diğer Ankara takımı olan Bugsaşspor ile yapılan mücadelenin ardından maçı stat dışında takip eden Ankaragücü taraftarına polisin sert müdahalesi oldu. Polisin Ankaragücü taraftarını stat çevresinden uzaklaştırılmasından sonra “Sandıkta görüşürüz” sloganları yükseldi. Olay günü stat çevresinde olan Üner o günü şu sözlerle anlattı: “ Maçın oynanacağı hafta stada taraftar alma konusunda karar verilemedi. Bu yıl siyasi referandum sürecinden dolayı riske girmek istemediler ve bilet konusunda Ankaragücü taraftarına sınırlı bilet verdiler. Maç sırasında binaların üzerine çıkıldı, oradan izlenmeye çalışıldı. Su borularından, yangın merdivenlerinden insanlar çatılara çıktılar ve o şekilde maç izlediler.”

'3 YAŞINDA ÇOCUĞUYLA GELEN VARDI'

Maçın bitmesinin ardından polisin herhangi bir olay yokken müdahale ettiğini ifade eden Üner, o gün gerginliği yaratanın başta federasyon ardından da kulüp yöneticilerini olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bugsaşspor'un gerilim yaratacak bir taraftarı olmadığı için o kadar yoğun güvenlik önlemi alınmasını gerektirecek bir durum yoktu. Ama 5-6 TOMA, 3-4 bin polisle önlem alındı. Son düdük çaldıktan itibaren birden TOMA su sıkmaya başladı. Biber gazları, plastik mermiler kullanıldı. Çatıda maçı izleyen insanlara TOMA su sıktı. Kaos oluştu. İnsanlar sana fevri bir harekette bulunur, taş atar o zaman müdahale etme hakkını kendinde görürsün ama yöntemi bu değil tabi ki. Orada 3 yaşında çocuğuyla gelen taraftar da vardı.”

'ORADA 'EVET'ÇİSİ DE VARDI 'HAYIR'CISI DA'

Futbol ve siyaset ilişkisi tartışmaları da özellikle Ankaragücü- Gümüşhanespor mücadelesinin ardından gündeme geldi. Birincilik mücadelesi veren iki takımın Gümüşhane'deki karşılaşmasında Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın 54'ncü dakikada sahanın kenarından tribüne girmesiyle taraftardan “sandıkta görüşürüz” sloganları yükseldi. “‘Sandıkta görüşürüz’  sloganını Ankaragücü taraftarının atmasına neden olan süreç Gümüşhane'de oynanan maçta ortaya çıktı” diyen Cem Üner, orada yaşananları anlatırken siyasetçileri şu sözlerle eleştirdi:

“Gümüşhane'de maçtan önce taraftarlar arasında bir gerilim vardı ve maç içerisinde bu gerilim sürdü. Maçın 54'ncü dakikasında maç oynanırken Maliye Bakanı Naci Ağbal stadın koşu bandından içeri girerek boynunda atkıyla tribüne geçti. Bakan içeriye girerken koruma ordusuyla beraber kendi şovunu yaparak geldi. Daha sonra Gümüşhane atkısıyla çıktı oraya. Şimdi burada haksız bir rekabetin olduğu bir anda insanlarda oluştu. Bakandan sonra maç bir 18 dakika durdu. Stadın yanındaki dağlık bölgeden taşlar atıldı tribüne ve sahaya. Sonrasında bakan siyasi hareketler yaptı kendi partisinin görüşüne göre. Orada 'evet'çisi de vardı 'hayır'cısı da. Orada o haksızlık görüldükten sonra bu iş 'Biz siyaset istemiyoruz, Ankaragücünü karıştırmayın'a döndü. Futbolda her şey olur ama senin taşranda bir bakanın gelecek, senin futbolcularını etkileyecek, hakemi etkileyecek, yöneticilerine saldıracaklar... Maç bitiminde iki bin kişiyle üzerimize doğru yürüdüler.”

Ankaragücü taraftarına TOMA'lı müdahaleye tepkiAnkaragücü taraftarına TOMA'lı müdahaleye tepki

GÖKÇEK'E İTİRAZIN NEDENİ

Tribün lideri Üned, taraftarın öfkesinin Melih Gökçek’e yönelmesini ise şöyle yorumluyor: “İktidar partisinden Melih Gökçek belediye başkanı olduğu için bu tepkiler ortaya çıkıyor. Sen belediye başkanısın ve marka değeri olan bir kulüple uğraşmak varken başka takımlarla uğraşmaman gerekiyor. Bizim itirazımız onun kişiliğine, görüşüne değil. Bizim beklentileri karşılamaması ya da yeteri kadar karşılamamasıyla ilgili. Bir dönem Melih Gökçek ağzıyla kuş da tutsa Ankaragüclü olamaz deniliyordu. Ankaragücü bir üst lige çıkacaksa paraya, uzlaşıma ihtiyacı var. Şehrin önde gelen bileşenlerinin uzlaşması gerekiyor. Burada isteyelim ya da istemeyelim Melih Gökçek'de en başta. Buna bizden oy veren de var vermeyen de var ama mesele bu değil. Bundan sonra biz ne istiyoruz onun projesini ortaya koyacağız.”

'BİZİ NİYE GÖRMÜYORSUNUZ ABİ'

“Bize hiç hazır bir şey verilmemiştir ve biz bir bakıma toplumun ötekisiyiz” diyen Cem Üner  Ankaragücü taraftarını ise şöyle anlatıyor: “Biz sokaklarda yaşayan bir taraftarız. Halde çalışırız, otoparkçıyız, yıkamacıyız. Avukat vardır, doktor vardır. Yalnız hepsi gecekondudan gelmedir. Stada girdiği anda kişinin kimliğini sormazsan doktor olduğunu anlamazsın. Bize hazır hiçbir şey verilmemiştir ve bir bakıma toplumun ötekileriyiz. Siyasi görüş olarak farklı renkler de olsa da sistem hepimize aynı şeyleri yaşatıyor. İstediğin kadar milliyetçiyim ya da komünistim de gelinen nokta aynıdır. Yoklukların, ötekileştirmelerin bir isyanı gibi düşünmek gerekiyor bugün olanları. Bugün Cumhurbaşkanına atkı takmalar, 'Bizi niye görmüyorsunuz abi? Biz de bu ülkede yaşıyoruz!'un isyanıdır. Bu isyanı kontrollü şekilde dışa vurmak var ya da saldırıya dönüştürmek var.”

ankara3

'YASA SENİN YASAN, BENİM DEĞİL'

Ankaragücü 1’inci Lig'e çıkmayı başarırsa taraftar maçları ancak Pasolig’le izleyebilecek. Kişisel bilgilerin üçüncü kişilerle paylaşıldığı gerekçesiyle birçok taraftar hâlâ Pasolig'i protesto ediyor. Pasolig'i almayacağını belirten Üner, “Ama bizde herkes takımını statta izlemek ister” diye ekliyor.

Ankaragüçlü Cem Üner’in son sözleri ise şöyle: “Cumhurbaşkanı konuşurken bütün kanallar onu yayınlıyor ya hani. Ankaragücü maçını da aynı şekilde yayınlasan da o stat yine dolar. Burada böyle bir tutku var. İnsanlara Pasoligi alma desen de karşılık bulamıyor. Tribün farklıdır, insanlar birbirine sarılır, öper. İnsanlara Pasolig’le korku veriyorlar. Birisi suç işleyecek diye bütün kitle üzerinde bir şey denenmez. Birisi suç işleyecekse işler. O suçu da bu yasayla yapamazsın. Kusura bakmasınlar uymayacağız, uyamıyoruz yani. Ceza veriyorsun eyvallah yasa senin yasan, benim yasam bu konuda değil.”