Kazaya meyilli çocuğun güdük hikâyesi

Louis Drax'ın 9. Yaşamı Fransız yönetmen Alexandre Aja imzasını taşıyor. Fransız yazar ve çizer, Pıtırcık’ın yaratıcıları olan Goscinny ve Sempé’nin mizah diline uygun bir filmle karşılaşacağımızı düşünmemi sağlıyor. Ancak çok geçmeden işler sarpa sarıyor. Filmin karikatürize anlatımı Louis’in denizin soğuk sularına düşmesiyle birlikte birbirine dolanmış yün yumağına dönüşüveriyor.

Google Haberlere Abone ol

Esra Karataş [email protected]

Liz Jensen’in romanından beyazperdeye uyarlanan Louis Drax'ın 9. Yaşamı Fransız yönetmen Alexandre Aja imzasını taşıyor. Filmin senarsiti Max Minghella, baba mirası olan film projesini Aja’nın ellerine teslim etmiş, onun bu seçiminin ne kadar doğru olduğu tartışma konusu olmuştu. Doğrusu izlerken Hitchcock olsa bu hikayeden afilli bir gerilim filmi çıkarırdı diye düşündüm. Filmi izledikten sonra karar verdim ki M. Night Shyamalan bu iş için biçilmiş kaftan olabilirdi.

Film başlarken Louis Drax’ı bir uçurumunun tepesinden bize doğru düşerken görüyoruz. Bu düşüş esnasında Louis yaşamını karikatürize ederek anlatıyor izleyiciye. Her yıl için bir ölümcül kaza atlattığını, anne babasıyla gittiği pikniğin mutlu aile tablosu çizse de sorunlu bir aileden öteye gidemediklerini, kendisinin arızalı, kazaya meyilli bir çocuk olduğunu aktardıktan sonar, konuşmayı gizemli bir sese, hayal dünyasında canlandırdığı yüzsüz canavara bırakıyor. Canavarın davetiyle bu “Kazaya Meyilli Olan Muhteşem Çocuğun Gizemi”ni birlikte çözmeye davet ediliyoruz.

BİRBİRİNE DOLANMIŞ YÜN YUMAĞI HİKÂYELER

l11 .

Louis’nin tüm hayatı hızlı bir biçimde, uçurumdan düştüğü noktaya gelene kadar eğlenceli ve karikatürize bir sunumla aktarılıyor. Bu anlatım dili ve onu besleyen sahne tercihleri Fransız yazar ve çizer, Pıtırcık’ın yaratıcıları olan Goscinny ve Sempé’nin mizah diline uygun bir filmle karşılaşacağımızı düşünmemi sağlıyor. Ancak çok geçmeden işler sarpa sarıyor. Filmin karikatürize anlatımı Louis’in denizin soğuk sularına düşmesiyle birlikte birbirine dolanmış yün yumağına dönüşüveriyor.

Hikayenin bütününe yoğun bakımdaki Louis’nin anlatımlarına bağlı olarak geridönüşlerle ulaşabiliyoruz. Louis’nin dışındaki karakterler hikayenin tamamını aktarmakta arka planda tutuluyorlar. Bu da hikayenin gizemini korumada kilit noktayı oluşturuyor. Ancak, filmin kafasının bir parça karışık olduğunu düşünüyorum. Başta kendisiyle oğlunu ikiz kardeş gibi görecek kadar sevgi dolu eğlenceli bir anne olan Natalie figürüyle tanışırken, çok geçmeden onun femme fatale bir karakterle karşı karşıya bırakılıyoruz. Film günümüzde geçse de annenin kostümleri 60’lardan izler taşıyor. Louis’in psikiyatristi (Oliver Platt) terapistiyle birlikte geçirdiği seanslar ve burada yaratılan ortam filmin gerçekçi bölümlerini oluşturuyor fikrimce.

Terapilerden öğreniyoruz ki, Louis’nin ‘İmha Etme Hakkı’nı kullandığı evcil hayvanları var. Onun bu tanımı annesiyle ilişkilerini de tanımlar gibi. Çocuğunu gözünden sakınan bir kadınken kadının geçirdiği dönüşüm inandırıcılıktan çok uzak. Bu senaryo ve çekimlerin yanı sıra kastla da ilgili bir sorun. Nörolog Dr. Allan Pascal’ı canlandıran Jamie Dornan ve Natalie’yi canlandıran Sarah Gadon bir karakter yaratmaktan çok bir duruş sergiliyorlar. Baba Peter Drax’ı canlandıran Aiden Longworth’a ilişkin çizilen imaj acemice yapılmış bir iş olarak filmdeki yerini dolduramıyor.

Hikayenin akışı anlamsız bir şekilde karmaşık. Hikaye ilerlerken gerçeğe parçalı bir şekilde ve farklı kişilerin anlatımlarıyla ulaşabiliyoruz. Filmin başından beri komada olan Louis’in uyanıp uyanmayacağı, bize gerçeği anlatıp anlatmayacağı ile hikaye canlı tutulmaya çalışılıyor. Bu arada bizler anlatcı olarak Louis’in aklından geçenleri izleyerek gelişmeleri öğreniyoruz. Soruşturma yürüten dedektif Dalton (Molly Parker) filme ayrı bir ivme katacakken hali, tavırları, hikayeyi kurcalayışı anlamsız şekilde seyircinin ilgisini dağıtıyor.

İlişkiler ağı içinde “Kazaya Meyilli Olan Muhteşem Çocuğun Gizemi”ni çözmekte ve hikayeyi sağlam bir temele oturtmakta yönetmen Alexandre Aja ve senaryo bir parça güdük kalıyor.

Oyuncular: Jamie Dornan, Sarah Gadon, Aiden Longworth, Oliver Platt, Molly Parker, Barbara Hershey, Aaron Paul

Yönetmen: Alexandre Aja

Senaryo: Max Minghella

Uyarlama: Liz Jensen

Yapım Yılı: 2016

Süre: 108dk.