YAZARLAR

Amedspor kötü yönetiliyor

Küme düşmek bambaşka bir zihinsel deformasyondur ve bu deformasyonun ana halkası her zaman yönetimdir. Yönetimin yanlış kararları, yönetim bahsindeki yetersizlik ve zaafları bir salgın hastalık gibi kulübün bütün uzuvlarına sirayet eder.

Her futbol takımının başarısı ya da başarısızlığında yönetimin belirleyici etkisi vardır. Şampiyon olan bir takımın arkasında mutlaka, şampiyonluk yolu ve sürecini pürüzsüz hale getiren bir yönetim anlayışı ve çabası bulunur. Ciddi bir kolaylaştırıcı olarak yönetimin büyük çabası ve emeği olmadan hiçbir oyuncu gurubu ya da hiçbir teknik direktör bir takımı şampiyon yapamaz. Tersi daha da doğrudur. Bir takımın küme düşmesinde tek başına yönetim sorumludur. Bir takım maç kaybeder ama bir yönetim sezon kaybettirir. Bir takımın küme düşmesinde tek sorumlu yönetimin başarısız yönetimidir. Başka bir sorumlu aramaya gerek yoktur.

Küme düşmek bambaşka bir zihinsel deformasyondur ve bu deformasyonun ana halkası her zaman yönetimdir. Yönetimin yanlış kararları, yönetim bahsindeki yetersizlik ve zaafları bir salgın hastalık gibi kulübün bütün uzuvlarına sirayet eder. Tuhaf olan hadise de şu; zincirleme giden bu salgın hastalığı önleyecek ve tedavi edecek tek güç yine yönetimlerdir; bu manada yönetimler hem sebep hem de sonuçtur. Hatalar zincirini kontrol edemeyen ve her hatanın büyümesine seyirci kalan yönetim, bir süre sonra bu hataların rehinesi haline gelir.

Amedspor’un yeni yönetimi Temmuz ayında işbaşına geldi. Bunun anlamı şudur; bir sezonun kuruculuğunu yapacak zaman ve imkana sahip oldu. Sözüm ona ihtiyaç duyulan mevkilere transferler yaptılar. Yararlı olmayacak oyunculara kapıyı gösterdiler ve takımın başına bir teknik adam atadılar. Arkasından takımı kampa gönderdiler. Çok belli ki, kamp süreci iyi denetlenmedi ve takım çok iyi hazırlanmadan lige başlamak zorunda kaldı. Kampta olup bitenlerin faturası sadece teknik adama çıkarıldı ve günah keçisi gibi kapının önüne koyuldu.

Yerine transfer edilen teknik ekip, geçen hafta görevi bıraktı. Yerine yeni bir teknik adam işbaşına getirildi. Ara transferde transfer yapma yoluna gidildi. Ama sonuç ortada. Bu kronolojik hikayeye neden ihtiyaç duydum? Şunun için; Amedspor yönetimi her süreçte görev başında ve yeni kararlar almakta hiç geri durmamış. Yani işler, yönetimin iradesine rağmen buralara kadar düşmemiş. Tam tersine, tek karar verici olarak Amedspor yönetimi tek seçici olmuş. Eğer basitçe durum ve sonuç buysa, bu sonuçtan herkesten önce yönetim sorumludur.

Bütün bunları söylerken, Amedspor gerçeklerinden bi'haber de değilim. Amedspor Türkiye liginde istenmeyen bir kulüp, bunun anlamı, sistem her yerde Amedspor karşıtlığını göstermek için elinden geleni ardına koymayacaktır. Hala süren deplasman yasağı bunun en büyük kanıtı. Kayyum ve ekonomik gerçeklerin de farkındayım. Ama bu dezavantajlara rağmen bu takım bambaşka bir yerde olabilirdi. Ama olmadı. Bu gidiş ve bu yönetimle de olacak gibi de durmuyor.

Basitçe söylemek gerekirse, Amedspor her yönü ve yapısıyla masaya yatırılması gereken bir süreç yaşıyor. Amedspor’un kendi üstüne düşünme ve kendi bilgisini üretme zamanı çoktan geldi ve geçiyor. Bir Diyarbakırspor felaketi yaşanmadan, acilen bu takım yeniden tepeden tırnağa tanımlanmalıdır.


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.