YAZARLAR

Cehennemin kapıları açılıyor

Film hem Hellboy’un geçmişine dair yeni ipuçları sunuyor sevenlerine hem de onun güç ile sınanışını göstermeye çalışıyor. Süper kahraman serilerinin vazgeçilmez mottosu “büyük güç büyük sorumluluk gerektirir” sözü Hellboy’un da önüne çıkıyor haliyle. Ancak karakterimizin hem güç hem de sorumlulukla ilgili sıkıntıları olduğu için ikisine de sırt çevireceğini öngörmek kolay.

Guillermo del Toro’nun 2004 ve 2008’de çektiği iki filmin ardından “Hellboy”un devamının gelip gelmeyeceği merak konusuydu. İlk film biraz halay kırıklığı yaratsa da ikinci filmle gönülleri kazanmayı başaran yönetmen üçüncü filmi çekmek için de girişimlerde bulundu ama Hellboy’u canlandıran Ron Perlman’ın ağır bir kostümün içinde oradan oraya koşturmak için yaşlı olduğunu belirtip rolden vazgeçmesi üzerine arayışlar da değişti.

Nihayetinde 90’lı yılların başında yayınlanmaya başlayan çizgi roman “Hellboy” için üçüncü filmi çekme görevi de “Kıyamet Günü”, “Son Savaşçı” gibi ortalama filmlerin yanı sıra “Game of Thrones” ve “Westworld” gibi önemli dizilerin bazı bölümlerini çeken Neil Marshall’a verildi. Tabii asıl soru Ron Perlman gibi efsane bir ismin ardından Hellboy’u kimin canlandıracağıydı. Bu görev için de David Harbour uygun görüldü.

Bu hafta itibarıyla sinemalarda gösterime giren yeni “Hellboy”, önceki serinin devamından daha çok bağımsız bir alan açmaya çalışıyor kendisine. Ancak ister istemez hikaye benzerlikleri de ortaya çıkıyor. Filmin hikayesinin 2008 tarihli “Hellboy: Altın Ordu”yu çağrıştırdığını söylemek gerek. Bu filmde, insanlar ve Elfler arasında bin yıllar önce yaşanan savaşın ardından barış imzalandığını görüyorduk. Bir Elf prensi “Altın Ordu”yu kontrol eden ve vakti zamanında parçalanarak dört bir yana gönderilen tacı yeniden bir araya getirmek istiyordu. Yeni film ise ‘karanlıkta kalan yaratıkları’ gün yüzüne çıkararak insanlığı yok etmek isteyen büyücü Nimue ile Kral Arthur arasındaki savaşla açılıyor. Arthur, Nimue’yi tuzağa düşürüp yeniyor ve efsanevi kılıcıyla bedenini beş parçaya ayırıp ülkenin çeşitli yerlerine yolluyor. Bugüne geliyoruz ve Nimue’nin bedenini yeniden bir araya getirme ve dünyayı eline geçirme çabalarına karşılık Hellboy’un ona karşı mücadelesini izliyoruz.

David Harbour’un karaktere kattığı mizah duygusunun filmi eğlenceli kıldığını belirtelim öncelikle. Cehennemden çıkıp gelmiş, insanlık için çalışmasına rağmen insanlardan beklediği saygıyı bir türlü göremeyen, dolayısıyla paranormal özellikler taşıyan insanlarla maceralara atılan Hellboy’un kendini tanıma hikayesi aynı zamanda. Hellboy’un geçmişi karakteri de çok boyutlu hale getirmek için olanaklar sunuyor kuşku yok ki. Film hem Hellboy’un geçmişine dair yeni ipuçları sunuyor sevenlerine hem de onun güç ile sınanışını göstermeye çalışıyor. Süper kahraman serilerinin vazgeçilmez mottosu “büyük güç büyük sorumluluk gerektirir” sözü Hellboy’un da önüne çıkıyor haliyle. Ancak karakterimizin hem güç hem de sorumlulukla ilgili sıkıntıları olduğu için ikisine de sırt çevireceğini öngörmek kolay.

Öte yandan bir popüler kültür ürününün, başka popüler kültür ürünleriyle evrenini genişletmesi sinemada sıkça gördüğümüz bir durum. Burada da artık anlatıla anlatıla sağır sultanın bile duyduğu, “daha buna dair ne yazılabilir ki” diye düşünürken her yıl birkaç filme malzeme yapılan Kral Arthur ve kılıcı Ekskalibur karşımıza çıkıyor. Hellboy’un kendisine anlam ve kimlik arayışının bir noktasında ona ‘soylu’ bir geçmiş icat etme fikri film açısından işlese de karakteri özel kılan şey sürekli arafta kalması değil mi? Ne dünyaya ne de cehenneme ait olan bedeninde cisimleşen yabancılaşmanın karakterini de belirlemesi Hellboy’un alametifarikası bir yerde. Sorunlarını çözmüş bir Hellboy’un cazibesini kaybedeceği aşikar.

David Harbour’un Hellboy’a yeni bir tat kattığını söylemiştik ama Nimue’yi canlandıran Milla Jovovich için aynı şeyi söylemek zor maalesef. Jovovich belki de senaryodaki sıkıntılardan kaynaklı olarak çok karikatür bir kötü karakter performansı ortaya koyuyor. Günümüz sineması ve seyircisi tek boyutlu ve kötülük dışında motivasyonu olmayan ‘kötüleri’ fazla kaldırmıyor açıkçası. Çok bir şey beklemiyorsanız, cehennem çocuğu Hellboy’u seviyorsanız iyi bir seyirlik olarak tercih edebilirsiniz.

HELLBOY

YÖNETMEN: Neil Marshall

OYUNCULAR: David Harbour, Milla Jovovich, Ian McShane, Sasha Lane, Terry Kinney, Daniel Dae Kim

YAPIM: 2019 ABD

SÜRE: 120 dk.