YAZARLAR

Casus mu, şeyh mi, şair mi?

Çiyayê Kurmênc (Afrin) yöresinde büyük bir nüfuza sahip olan Soğukoğlu’na hem Suriye milliyetçileri hem de Kemalist Türkiye destek veriyor.

Muktedirler, yani fahrî Kemalistler Türkiye’yi yüksek duvarlarla çevrili büyük bir kaleye çevirdiler sonunda. Ama yerini aldıkları Kemalizmin “sofistike” yöntemlerini becerebildikleri söylenemez. Gerçi “soft power”ı akıl edenler olmuştu. Rojavalı Kürtler tarihi tersine çevirince “İbrahim Halil Soğukoğlu modeli” hatırlanmıştı. Yeni Şafak gazetesinde Müfid Yüksel ve Abdullah Muradoğlu onu ve yöntemini andılar, 2012’de. İş işten geçtikten sonra ise Yeni Akit gazetesi, 4 Şubat 2018’de söz konusu şahıs hakkında torunu Fehmi Soğukoğlu ile bir röportaj yaptı.

Peki İbrahim Halil Soğukoğlu kimdir? Birkaç hafta bu konuda yazmak istiyorum. Siyasî tarihe geçmeden önce edebiyat tarihindeki yerini anlatmalıyım. Soğukoğlu, bildiğim kadarıyla, Kürt olmayıp Kürtçe şiir yazan ikinci kişidir. İlki bir Süryani rahibi olan II. Basilyus Şemûn’dur. 1740 yılında ölen Cizîra Botan emiri Mîr Mihemedê Boxtî’nin huzurunda okuduğu ünlü “Lawij”ı ile bilinir. 53 bölümlük muazzam bir metindir. Bir kıyamet günü anlatısıdır. Mîr Celadet Alî Bedir-Xan, el-Mecellet el-Betrirqiye el-Siryaniye dergisinin 1939 tarihli nüshalarından birinde çıkan şiiri Latin alfabesine çevirerek Hawar dergisinde yayımlar. Ancak dizgideki bir sorun, bu metnin yanlış alımlanmasına neden olur.

Bedir-Xan, Hawar’ın 19 Ağustos 1934 tarihli 25'inci sayısında şiiri Fransızca çevirisi ile verir. Bu sayıda şiirle ilgili herhangi bir bilgi yoktur. Ya bilgi bulamamıştır, ya nasıl bir metin olduğunu tam anlamıyla bilmiyordur ya da günün teknik imkânları yetersiz kalır ve şiir bir not olmaksızın çıkar. Bedir-Xan, Hawar’ın yayınına bir süre ara verdikten sonra 10 Haziran 1941 tarihli 29'uncu sayıda şiire, daha doğrusu şaire döner ve onun hakkında birkaç bilgi aktarır. Bu “geçiş”i bilmeyenler şiiri anonim bir metin sanmışlardır. Mesela büyük Kürt büyüğü Murat Batgi bu metni anonim bir metinmiş gibi sahnelemiştir.

Gelenekçi bir rahip olduğu rivayet edilen Basilyus’a Evdal Axa adlı bir Kürdün zulmettiğinden bahsedilir. Evdal, cezalandırılması için onu Mîr’e şikâyet eder. Mîr'in sarayında ona zehir verilir, ama hiçbir şey olmaz. Ona zehir veren uşak, aynı kaseden su içince ölür. Mîr onu tekrar huzura çağırır, okuduğu şiiri çok beğenir, ödüllendirip memleketine gönderir. Söz konusu “Lawij”ı halen de Süryani ayinlerinde okunur. Bedir-Xan’a göre gelenekçi yoruma bağlı bir din adamıdır. Ramazan Ergin ve Philip G. Kreyenbroek gibi isimler Basilyus hakkında çalışmalar yapmışlardır. İddiasız bir merakla ben de ilgilendim. Süryanice bir ansiklopediden özgeçmişini buldum, Mardin’de. Sonra İngiltere’deyken bir yazıdaki bir dipnotta (dipnotlara bayılırım) metnin Berlin Eyalet Kütüphanesi’ndeki dört el yazması nüshasının tasnif numaralarını buldum.

Basilyus, bir Kürt mîrinin iktidarı altındaydı, ama Soğukoğlu Kürde efendi olmuş biridir. Adını, daha doğrusu Kürtçe şiirlerini ilk kez Kırıkhanlı bir Kürt doktordan duydum. Ne zaman görüşsek Kırıkhan’a gidip divanı görme planları yaptık, ama bir türlü olmadı. Araya yıllar girdi. 2015’te doçentlik tezim olan Uzak Komşu: Kürt ve Türk Şiiri İlişkileri adlı kitabımda burada adlarını aktardığım yazarlar sayesinde tanıtmaya ve yorumlamaya çalıştım (Kitabı sonbaharda yeni bir edisyonla yayınlayacağım). Onunla ilgili ilk kitap, Roger Lescot’nun Le kurd dagh et le Mouvement Muuroud kitabıdır. Kürtçeye Çiyayê Kurmênc ve Tevgera Murûdan adıyla ve Amed tarafından çevrilmiştir. Mehmet Bayrak, Server Işık ve Nevzat Eminoğlu ise onun hakkında önemli araştırmalar yapmış kişiler olarak öne çıkarlar.

1901’de Gölcük’e bağlı Borçka (Hamidiye) köyünde doğuyor. Şeyh Said isyanında ihtiyat askeri olarak görev alıyor. Sonra 1928’de istihbarat takibi için Suriye’ye gönderiliyor. Bir yıl sonra Afrin’in bugünlerde savaşla gündeme gelen Şêx Orzê köyüne yerleşiyor. Keramet gösterdiğine inanılınca etrafına büyük bir kalabalık birikiyor. Etrafına birikenler, “Mürit Hareketi” adını alan bir akım oluşturuyor.

Hem toprak ağalarına karşı çıkıyor hem Fransız manda yönetimine. Çiyayê Kurmênc (Kürt Dağı, Cebel el-Ekrad) yöresinde büyük bir nüfuza sahip olan Soğukoğlu’na hem Suriye milliyetçileri hem Kemalist Türkiye destek veriyor. Sonra onun Rojava Kürtlerini peşine takıp Hatay’ın Türkiye’ye katılması sürecine nasıl sürüklediğini göreceğiz. Sonra da Kenz-i Şümûs adlı divanındaki altı Kürtçe şiiriyle belirecek.

Haftaya devam edelim.


Selim Temo Kimdir?

27 Nisan 1972’de Batman’ın Mêrîna köyünde doğdu.2000 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Etnoloji Bölümü’nden mezun oldu. 1997’de Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü, 1998’de Halkevleri Roman Ödülü’ne değer görüldü. Yüksek lisansını (“Cemal Süreya Şiirinde Bedenin Yazınsallaşması”) ve doktorasını (“Türk Şiirinde Taşra: 1859-1959”) Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nde tamamladı. 2009’da Mardin Artuklu Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak çalışmaya başladı. 2011’de, Exeter Üniversitesi’ndeki (İngiltere) Centre for Kurdish Studies’de konuk hocalık yaptı. Hrant Dink Vakfı tarafından “dünyada, geleceğe dair umudu çoğaltan kişiler”den biri sayılarak “2011’in Işıkları” arasında gösterildi. Radikal gazetesinde başladığı köşe yazarlığına (Kasım 2013-Kasım 2014), Ocak 2017’den beridir Gazete Duvar’da devam ediyor. Dört Türkçe iki Kürtçe şiir kitabı, bir romanı, iki antolojisi, 12 çocuk kitabı, yedi roman-öykü çevirisi, iki şiir kitabı çevirisi, bir çevrimyazısı, bir gazete yazıları ve iki edebiyat kuramı kitabı yayımlandı. 6 Ocak 2017’deki 679 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edildi. Amed’de yaşıyor.