YAZARLAR

Git kendini daha fazla düşürmeden

2 hazırlık maçında sadece penaltıdan gol atabilen, Östersund karşısında da rakip ceza alanına sadece geriden top atarak girebilen takımı hakkında gazetecilerin sorusuna, "Neyi beğenmediniz siz söyleyin" diyebilecek pişkinlikte olmanın tek bir açıklaması var: Ben istifa etmeyeceğim!

Almanya dışına en son çıktığımda İsveç'e gittim. Otobüsle gittim hem de. Danimarka'dan İsveç'e geçerken girilen ilk şehir Malmö. Yol üstünde Lund, Jönköping, Linköpping, Norrköping şehirlerinin isimlerini gördüm. Ama Östersund adını görmedim. Haritaya baktığımda Stockholm'den daha da kuzeyde olduğunu gördüm. Ama futbolu sevmemin nedeni de zaten bu. Coğrayfa bilgisinin gelişimine aniden katkı yapar futbol, hatta spor. Tromsö'yü de duymamıştım mesela. Haritayı önüme koysan, Samoa Adaları, Fiji, Trinidad&Tobago nerede hemen gösterebilirim...

Sağolsun Galatasaray da Östersund'u artık unutulmaz bir kent yaptı futbolseverler için. Ülke futbol tarihinde İsveç'i Göteborg'un ardından Östersund'la hatırlayacağız artık. Hatırlarsınız Galatasaray Göteborg'a da diş geçirememişti 1994'te. Fakat burada esas konu kaybetmek değil. Mevzu Östersund'un ne kadar iyi bir proje olduğu, kompakt oynadığı, liginin başlamış olduğu, stadyumdan biraz daha gidildiğinde kutup noktasına varılacağı da değil. Tudor ve maç sonrasındaki basın toplantısı.

Hırvat çalıştırıcı, futbolculuğunda sevdiğim bir oyuncuydu. Ama teknik direktör olarak söylediği her kelimeyle "Galatasaray'ın çalıştırıcısı nasıl olunmaz" isimli bir ders verdi dün. 19 Haziran'da toplanmış olan takımının 20 Temmuz günü 2 haftadır çalıştığını söyleyip durdu. Milli takımlarda olan oyuncular olduğunu söyledi. Kim onlar? Selçuk ve Ahmet, başka? Muslera sayılmaz. Tolga, Linnes, Gomis, Sinan, Yasin, Donk, Eren, Carole, Maicon milli takımına mı gitti de takıma geç katıldı? Ortalama 27 yaşında olan bir futbolcu her yılın 11 ayı boyunca yaptığı idmanların ardından sadece 3 hafta mola verince kondisyonu yüzde 100'den yüzde 0'a mı düştü? İnanalım mı buna? Elbette Östersund takımı kadar hazır olmasını beklemiyorum ama bu söyledikleri kandırmacadan öte bir şey değil. Yemezler. Ayrıca oyuncularının gücünü göz önüne alarak taktik yaratıp sahaya çıkmak da senin için. İsterse 20 haftadır maç yapıyor olsun, kondisyonu olsun, Tahiti Ligi'nin Kupa Şampiyonu karşısına çıksa yine bunu söyleyecek gibiydi Tudor. Galatasaray büyüklüğü bunu kaldırmaz.

taraftar-haber

İlk maçta hiçbir şey yapmamış olan takım, ikinci maçta da hiçbir şey yapmadı. Bir kez olsun bile Östersund'un altıpas bölgesine bir adet üçgen yapıp ceza sahasına giremedi, çizgiye inemedi Galatasaray. Ve 90 dakika boyunca "doldur boşalttan" başka bir şey yapmadı. O yapılan ortaların da neredeyse hiçbiri adresine ulaşmadı. Bu kadar kötü oynayan bir oyuncu grubuna "Oyuncularım elinden geleni yaptı" demek Galatasaray'ın büyüklüğünü kavrayamamış olmak demek. Tudor, oyuncularına sadece bu taktikleri vermiş ve oyuncular da bu taktiği uygulamak için elinden geleni yapmış olabilir. Eh, bu da Tudor'un hoca olarak beceriksizliğini gösteriyor. Sahada Gomis, Belhanda, Yasin, Sinan, Selçuk varken "Sahada oyunu değiştirecek oyuncu yoktu" dedikten sonra Tudor acaba bu oyunculardan sezon boyunca nasıl verim almayı düşünüyor?

2 hazırlık maçında sadece penaltıdan gol atabilen, Östersund karşısında da rakip ceza alanına sadece geriden top atarak girebilen takımı hakkında gazetecilerin sorusuna, "Neyi beğenmediniz siz söyleyin" diyebilecek pişkinlikte olmanın tek bir açıklaması var: Ben istifa etmeyeceğim, yönetim beni kovsun, tazminatımı alırım o zaman giderim. Tudor apaçık bir şekilde son 1 aydır Galatasaray takımıyla dalga geçiyor. En kısa zamanda Tudor'a kapı gösterilmeli, yoksa Galatasaray kaybettiği son 2 senesine en az 2 sene daha ekleyecek.


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.