YAZARLAR

Lyon'da neler yaşandı?

Olayların bir çok boyutu var bir kere. İki takımın bazı taraftarları, UEFA yetkilileri, güvenlikler, ve kulüp yönetimleri.

Olympique Lyon ve Beşiktaş arasında oynanan maçın başlamasına dakikalar kala Lyon tribününde yer alan taraftarların sahaya girmesiyle birlikte maç kısa bir süre tehir edildi. Maçı televizyondan takip edenlerin neler olduğunu anlayabilmesi oldukça zor oldu. Ne maç öncesi programındaki spiker Alper Bakırcıgil, ne de Fırat Günayer neler olduğunu tam iletemedi. Uzun süre ne olduğunu anlamakta güçlük çektiğimi söylemem lazım. En basitinden neden kavga çıktığını, kimin başlattığını, kimler arasında yaşandığını öğrenmek istemiştim. Bir ara olayın arkasında Ermeni cemaati aransa da (neyse ki sonra özür dilendi) yine de net sorumlu kim net bir bilgi alamadık. Parasını verip hizmet alamamıştık yine TRT'den. İş başa düştü.

Almanya'dan Lyon'daki maça giden Beşiktaşlı bir arkadaşımla olayları konuştuk. Başına bir bela gelmemesi için adını vermeyeceğim ama kendisine olan güvenimi şöyle aktarayım; eğer 1 ay evvelinden ayarlanmış bir planım olmasaydı deplasman yollarını birlikte katedebilirdik. Maçtan sonra uzun uzun anlattı, uzun uzun konuştuk yaşananları.

. .

KARARA KARŞIN UYGULAMA YETERSİZ

Olayların bir çok boyutu var bir kere. İki takımın bazı taraftarları, UEFA yetkilileri, güvenlikler ve kulüp yönetimleri. Evvelinde maç öncesine gidelim. Maçı beklerken sosyal medyada ya da spor muhabirlerinin ilettikleri haberlerde, maç öncesi iki takım taraftarları arasında çeşitli olayların yaşandığını duyduk, gördük. Stadyumda da bir şeylerin yaşanabileceği ihtimalini arttıran olaylar olur genelde bunlar. Euro 2016'yı hatırlatmak lazım burada; çünkü ev sahibi Fransa'ydı. Rus ve İngiliz taraftar grupları maçlarından önce sözleşmiş, kavga etmişti. Ve iki takımın karşılıklı oynadığı maçta da kavga çıkmıştı.

Bu örneğe baktığımızda bile bu olaydan tecrübelenmiş olması gereken Fransız yetkililer, iki tarafın da ateşli taraftarlara sahip olduğu bilinen takımlar arasındaki maçlarda güvenlik önlemlerini arttırmış olmalıydılar. Zira UEFA tarafından bu maçın yüksek güvenlik önlemi alınması gereken bir maç olduğu da belirtilmiş olmasına karşın böyle bir girişimin gerçekleşmediğini görebiliyoruz.

TRAMVAY ÇIKIŞI SALDIRI

Arkadaşım maça gidiş anını anlatıyor. Tramvaydan inip stada doğru yöneldikleri anda Lyon taraftarları siyah beyazlıları şişe ve taş yağmuruna tutmuş. Ve kendilerine şişe ve taş atanlar arasında simsiyah kar maskeli taraftarlar gördüğünden bahsediyor. Taraftar kültürüne hâkim olduğu için bu tür giyimlilerin Lyon'un ırkçı olan taraftar grubundan olduğunu belirtiyor. "Fransızlar bizim gibi normal, kavga aramayan ve hatta aile olarak maça gelmiş taraftarlara saldırdılar" sözleriyle yaşanılanı anlatıyor. Karşılıklı yaşanan olaylara sonra polis cop, gaz ve köpeklerle müdahale etmiş.

İKİ TAKIMIN TARAFTARLARI AYNI YERDE

Maç biletlerini Beşiktaş Kulübü'nün sitesinden aldığını belirtiyor arkadaşım. Stadyumdan teslim almak üzere internet üzerinden yaptığı işlem sonucu kendisine yönetim tarafından verilen bilet numaralarıyla biletini almaya giderken, 1 saat gişeyi bulmak için stadyumun etrafında dolandıklarını belirtti. Bu durumun yanlış olduğunu şu sözlerle belirtiyor: "Beşiktaş yönetiminden ya da Lyon tarafından, güvenliklerden bir yönlendiren olmadı. Neden taraftarını rakip takımla kavga edebilecek şekilde karşı karşıya gelme riskine atıyorsun? Böyle maçlarda deplasman taraftarı bir yerde toplatılır ve polis eskortu eşliğinde hiçbir rakip takım taraftarı görmeden stada götürülür."

BİLETSİZ GİRİŞLER VAR

Stadyuma giriş süreci ise daha kötü. Güvenliklerin işlerini iyi yapamadığını, hatta neredeyse yapmadığını anlıyorum anlattıklarından. Maça giriş anında biletsiz olan kişilerin güvenliklerle şiddetli bir şekilde çatışarak ve bu çatışmadan da galip gelerek içeri zorla girdiğini söylerken de biletli girenler için üst aramasının bile doğru bir şekilde yapılmadığını ekliyor. Zaten çatışanları aramak pek mümkün olmamış olabilir; ancak normal giriş yapanlara da arama konusunda fazla ihtimam gösterilmemiş yani. Stadyuma giren yüksek sesli patlayıcı maddelerin de nasıl girdiğini şu şekilde özetliyor: "Üst araması çok keyfi yapıldı. Mesela yanımdaki bir başka arkadaşa ayakkabısını bile çıkarttırırken benim sadece yanıma aldığım çantaya baktılar."

YAŞANANLAR ALTLI ÜSTLÜ

. .

Gelelim stadyum içinde yaşanan olaylara. Olayların karşılıklı yaşandığı kesin. Ama nasıl başlamış ve neler olmuş? Tribündeki yerini maça 1 saat kala alabilmiş arkadaşım. Beşiktaş'a ayrılan bölümde yerini almış. Hemen kendilerine ayrılan bölümün bitişiğinde de yine Beşiktaş taraftarları varmış. Bu taraftarlar da Beşiktaş'a ayrılan bölümden bilet alamayan fakat bu bölgeye yakın olmak istediği için buradan bilet alan bir grup taraftarmış. O bölümün altı ise Lyon taraftarlarının bulunduğu yer. Lyonluların arasında Türkiyeli taraftarlar da bulunmaktaymış. Beşiktaşlı ve Lyonlu taraftarlar altı üstlü bir şekilde karşılıklı tezahüratlar yaparken tansiyon artmış.

Anlattığına göre alt kattaki Fransızlar yanlarındaki Türkiyeli taraftarlara saldırmaya başlamış. Sonrasında da üst kattaki Beşiktaşlı taraftarlardan aşağıya seri bir şekilde yabancı madde yağmuru başlıyor. Bu durumda can havliyle sahaya hücum edilmeye başlanıyor. (Tabii ki burada bunun da aşırı bir güvenlik zaafı olduğunu vurgulamak lazım. Sahaya girenler futbolculara saldırmak isteyen bir grup da olabilirdi.) Zaten gerisi görebildiğiniz, ekranlara ve fotoğraflara yansıyan kısımı olayların. Daha sonrasında ise polis tribüne girerek olaya karışanları olay yerinden uzaklaştırmış ve olayı kontrol altına almış. "Böylece bu olaylar durulunca, biz de maçı izleyebildik" diyor.

OLAYLARIN SORUMLUSU KİM?

. .

Bu yaşananlara bakınca, stadyumun içinin ve dışının güvenliğini sağlamakla sorumlu olan yetkililerin bu sorumluluğunu yerine getiremediğini görüyoruz. Bir UEFA Avrupa Ligi maçında, önceden uyarı yapılmış olmasına karşın güvenlik önlemlerinin böylesine düşük olması kabul edilemez. Böylesine büyük bir güvenlik zaafiyeti varken de bu yaşananların tek sorumlusu taraftar olamaz. Alt kattaki saldırıya müdahale etmeyen ya da edemeyen güvenlik görevlilerinin suçsuz olduğunu söylemek doğru olmaz. Bu yaşananları yorumlarken, ne sadece Fransalıları, ne Türkiyelileri, ne UEFA'yı, ne de taraftarına sahip çıkamayan kulüpleri sorumlu tutmalıyız.

Yaşanan her olayın bir çok bileşeni var. Bir olayı tek taraflı değerlendirmek hiçbir zaman doğru sonuca vardırmaz kimseyi. Hiçbir zaman tek doğru yoktur. Tek doğru olduğunu ve onun da sadece kendisinin doğrusu olduğunu iddia eden herkese önce bir HAYIR demek gerek. Sonra da olayların her bir yanını ve sorumlusunu dinlemek ve sorgulamak gerek. Bu yaşanan olayların aktarıldığı haberleri okurken, dinlerken size tek bir hedef ve sorumlu gösterenlere şüpheyle yaklaşın, hemen inanmayın HAYIR deyin. Hayırlı hafta sonları...


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.