YAZARLAR

Microsoft, Apple'ın tahtına nasıl oturur?

DUVAR- 1997'nin yaz aylarında, henüz gazeteciliğimin ilk yılları ve bugün teknoloji namına kullandığımız her şey çok büyük, çok hantal, çok yavaş ve çok pahalıydı. Üstelik estetik olarak da epeyce çirkinlerdi. Elbette bunu şu anda görebiliyorum. O dönem için her biri mucizeydi. Masaüstü bilgisayarlardan, dizüstülerden, cep telefonlarından bahsediyorum. Tabletlerden eser yoktu elbet. Telefonların ekranı bırakın dokunmatik olsun, renkli bile değildi. O dönemi yaşamış olan zaten hatırlar, bilmeyen de internette muhakkak denk gelmişti. Tuhaf ve güzel yıllardı. İnternet hızlarından bahsetmeyeyim, ağlarsınız. Neyse efendim, "biz çok büyük yokluklar çektik" edebiyatı yapmak gibi bir niyetim yok elbet. Güncel meselelerden bahsedeceğim.

'YERE ÇARPMAK İÇİN YÜKSELTMELİSİNİZ'

Evet, 1997'nin yaz aylarında diye başlamıştım yazıya. Şirketlerin durumları da o yıllarda şimdikinden çok farklıydı. Apple henüz son kullanıcı ürününleri bulunmayan, bilgisayarları elit bir tasarımcı kitle tarafından kullanılan bir üreticiydi. Gazete ve dergilerin sayfalarını Macintosh bilgisayarlarla yapıyorduk bizler de. Tam da o yıllarda, Apple'ın çok büyük bir mali kriz içindeyken, Microsoft'tan çok önemli, 150 milyon dolarlık bir hayat öpücüğü gelmişti. Çok net aklımda kalan bir soru ve cevap var. Microsoft Başkanı Bill Gates, "Apple'ı neden kurtardınız" sorusuna "Bir şeyi yere çarpmak için biraz yükseğe kaldırmanız gerekir" gibi esprili bir cevap vermişti. Geçen yıllar içinde işler hiç de Gates'in öngördüğü gibi gitmedi.

Wired, Apple'ı 10 yıl arayla kapağına böyle taşımıştı. Wired, Apple'ı 10 yıl arayla kapağına böyle taşımıştı.

'ELMA'NIN ALTIN ÇAĞI

Apple, zaten kullanımda olan ürünleri elden geçirip, daha kullanışlı bir işletim sistemi ve çok daha iyi bir tasarımla allayıp pullayarak sanki yeni bir icat yapmış gibi piyasaya sürdüğünde milyonlarca kullanıcı ağzı açık seyretmiş ve kuzu kuzu satın almıştı. (Bu arada bir itiraf: İflah olmaz bir PC'ci olarak bir 10 yıl direndim. 2007'de iPhone ile Apple dünyasına girdim. Sonraki yıl MacBook Pro ile dönülmez bir yola girmiş ve iPad vs ile de çevrem iyice sarılmıştı.)

Şirketin kurucularından Steve Jobs, 16 Eylül 1985'te yönetim kavgaları sebebiyle istifa edip ayrılmış, yine bir 16 Eylül'de, Apple'da işlerin değişme seyrine girdiği 1997 yılında şirketin başına "geçici CEO" ünvanıyla dönmüştü. Jobs, Apple'dan ayrı olduğu 12 yılda çok yol kat etmişti. Tüm bu deneyimlerini Apple'da uygulamaya başladı. Yani bizim bugün kullandığımız iOS ve macOS X işletim sisteminin kökleri 85'le 97 yılları arasına dayanıyor biraz da.

KEP GİTTİ LİDERLİK GİTTİ

Demin söylediğim gibi, Apple'ın en büyük hüneri, zaten varolan ürünleri baştan yaratarak harika biçimde ürünleştirmesiydi. 1998'de iMac'lerle başladı fakat beklenen büyük ilgiyi görmedi zira işletim sistemi ayrımı kullanıcı ilgisinde kırılmaya sebep oluyordu. Hâlâ da Mac bilgisayarlar Apple'un yumuşak karnıdır. 2001'de, MP3'ün altın çağının yaşandığı dönemde ürettiği iPod serisi ile Apple muhteşem çıkışının roketini ateşlemişti. Müthiş bir ilgi gören iPod'lar bugüne dek 18 farklı model olarak üretildi. Müzik çalar pazarında adeta kar makinesi gibi yolu açan Apple, aynı şehi telefon pazarında 2007 yazında yapmaya başladı. İlk iPhone modeli piyasaya çıktıktan hemen sonra o güne kadarki bütün algı değişti. iPhone'un çıkışıyla birlikte ayrı bir MP3 çalar gereksiz hale gelmeye başlamıştı. 2008'e kadar iPod toplamda 173 milyon adetli bir satış elde etti.

Apple'ı tutabilene aşk olsundu. 2010'da sahneye iPad çıktı. İlk anons edildiğinde, dört adet iPhone'u bantlanmış görüntüsünü paylaşarak insanların dalga geçtiğini hatırlıyorum. iPhone'un daha büyüğünü kim ne yapsın diyenlerin yanıldıklarını anlaması için bu defa yıllar geçmesi gerekmiyordu. Rakipleri de peş peşe tablet ürünlerini çıkardı. Tablet de, telefon da, MP3 çalar da yeni ürünler değildi. Her bir ürün grubu için yıllardır farklı modeller bulunuyordu. Fakat hiçbiri gerçekten de Apple'ın ürettikleri kadar yenilikçi ve kullanıcı dostu değillerdi.

APPLE BURNUNUN DİKİNE Mİ GİDİYOR?

Disket sürücüyü kaldırdığında hiçbirimiz sesimizi çıkarmadık. Sonra DVD sürücüyü de dizüstü modellerine koymamaya başladı. Peki madem, ne yapalım dedik. Sonra ethernet girişini kaldırdı, yerine dönüştürücü kullanmaya zorladı, buna da bir şey demedik. Sonra HDMI'yı kaldırdı, SD Card okuyucuyu kaldırdı, kendisine özgü giriş formatları dayattı, yine kabul ettik. Bu yıl USB'yi ve kulaklık girişini kaldırdığında artık Apple'a bir şey diyecek kimse kalmamıştı.

Apple'ın kaldırdığı her giriş için dönüştürücü dayatmasıyla oluşan gurur tablosu. Apple'ın kaldırdığı her giriş için dönüştürücü dayatmasıyla oluşan gurur tablosu.

Kendi işletim sistemiyle yeterince ayrışıyorken, bu marjinalleşmeyi donanımda sürdürmek ve hatta büyütmek ne kadar doğru? Kendi stratejisi dahilinde mantıklı görünebilir. Fakat pazardaki yönelimler, rakiplerin aldığı pozisyonlar planları bozabilir. Apple'ın duruşu kimi kullanıcılar için fazla megalomanca. Rakipleri ortak standartlarda buluşmaya çalışırken (Son dönemde Type-C'de olduğu gibi) Apple'ın bu anlamda burnunun dikine gidiyor oluşu, kararsız bir kullanıcı kesimini küstürebilir.

20 YILLIK HESAP TUTAR MI?

2000'lerde akıllı telefon pazarının lideri olan Nokia, yenilikçi ürünleriyle geniş bir sadık müşteri kitlesi kazanmıştı. Gelin görün ki 2000'lerin sonlarına doğru bu üstünlüğünü kaybetti ve Apple ile Samsung'un mobil pazarda pastayı büyük dilimlerle paylaşmasını uzaktan izledi. Sonra da biliyorsunuz işte, Microsoft tarafından satın aldı filan. Yazının başlığında bir soru sormuştum. Bunun cevabını belki başka soruların içinde arayabiliriz. Bu dört sorunun cevapları önümüzdeki dönemde kesinleşecek. Apple'ın en büyük rakibi Samsung'un yaşadığı krizle birlikte, süreç belki de Microsoft'un bir daha asla bulamayacağı kadar müsait. Microsoft, Apple'ın tahtına nasıl konar sorusunun cevaplarına dair görüşlerimi de içeren sorulara geçeyim şimdi:

1- Microsoft ve Apple'ın geçtiğimiz hafta aynı güç içinde tanıttıkları bilgisayar ürünleri (Apple MacBook Pro ile Microsoft Surface Studio) bir miladın başlangıcı olabilir mi? Ürünlere yakından bakınca görüyoruz ki yenilikçilik şapkasını Microsoft çok net biçimde Apple'dan çalmış durumda.

2- Microsoft'un Nokia'yı satın aldıktan sonra asıl ölümcül darbesi gelmemiş olabilir mi? Şirketin Surface Phone adlı ürününü bir süredir ince ince geliştirdiğini biliyoruz. iPhone'un tasarım ve özellik anlamında diğer telefonlarda olduğu gibi duraklama döneminde olduğu bir süreçte Microsoft telefon işinde arayı kapatır ve hatta öne geçer mi?

3- Microsoft, Surface Pro ile iPad'e, Surface Book ile MacBook Pro'ya, Surface Studio ile iMac'e ve Surface Phone ile iPhone'a dişli rakipler çıkarır mı Microsoft? Microsoft'un yumuşak karnı olan işletim sisteminde Windows 10 gerçekten her şeyi değiştirebilecek mi?

4- Microsoft, yeni bir ürün ırkı yaratır mı? Üstelik içerik olarak videonun ve medya ortamı olarak VR'ın bu denli yükselişe geçtiği bir dönemde Xbox konsol avantajını da kullanarak Microsoft yeni bir ürün ırkı yaratarak insanlara evde ve dışarıda iş ve eğlence için kullanabilecekleri, giyilebilir teknoloji ürünü geliştirme konusunda bir sürprizle karşılaşır mıyız?

Bu sorulara karşılık olarak meraklılarının yorumlar vardır muhakkak. Fakat kesin cevaplarını önümüzdeki aylarda ve yıllarda göreceğiz. 2013'te Microsoft'un Redmont'taki kampüsüne, dünyanın farklı yayınlardan sekiz şanslı gazeteciyle ziyarete gittiğimde üç gün süren tur başımı döndürmüştü. aradan neredeyse dört yıl geçmiş olmasına rağmen, orada gördüklerimin henüz çeyreğini bile ürün olarak görmedik.