Uzmanlar uyarıyor: 5 bin vaka hedefi kıstas değil, açılma stratejisi önemli

Uzmanlara göre salgında riskin azaldığını söylemek için haftalık vaka sayısının yüz binde 10’un altına düşmesi gerek. Ayrıca öncelikli hedefin kontrollü açılma olması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Avrupa açılma sürecine girerken, Türkiye'de Covid-19 salgının en yüksek seviyeye çıktığı nisan ayı sonunda, 'vaka sayısını 5 binin altına çekmek' gerekçesiyle 17 Mayıs'a kadar 'tam kapanma' kararı alındı. Resmi verilere göre 'tam kapanma'nın ilk beş gününde vaka sayılarında 'dikkat çekici' düşüş yaşandı. Bu süreçte Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da turizm hedefini açıkladı: “Vaka sayılarındaki düşüşün bu hafta daha da hızlandığını görüyoruz. Tahminimiz doğru çıkarsa 17 Mayıs itibarıyla vaka sayıları 5 binin altına inecek. Hedefimiz, 1 Haziran itibarıyla turist trafiğini açmak için 17 Mayıs’tan sonra vaka sayısı olarak 5 binin altına inmek. Bu sayıya düşebilirsek 30 milyon turist hedefimizi hâlâ koruyoruz.” 

Uzmanlar ise Bakan Ersoy’un turizm hedefi için öngördüğü günlük 5 bin vaka sayısının salgınla mücadele kapsamında bir kıstas olmadığı görüşünü savunuyor. Aşılama hızının çok yavaş kaldığı bir dönemde öncelikli hedefin 17 Mayıs’tan sonra tasarlanacak açılma stratejisi olduğuna vurgu yapıyorlar.

YAVUZ: HEDEFE ULAŞMAK İÇİN ÇOK YOLUMUZ VAR

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz’a göre riskin azaldığını söylemek için haftalık vaka sayısının yüz bin kişi başına 10’un altına düşmesi gerek. Bunun da günlük 1000 ila 1500 arasında bir vaka oranı anlamına geldiğini ifade eden Yavuz “Şu anda bu hedefe ulaşmak için daha çok yolumuz var. Biz halk sağlığı uzmanları olarak haftalık ya da iki haftalık nüfusa dayalı değerlendirmeler yapıyoruz. Açıklanan 5 bin sayısı turizm açısından bir kriter midir, bilmiyoruz. Ama düşük bir rakam değil” dedi.

Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz: 17 Mayıs’tan sonra yeniden bir nüfus hareketi yaşanacak. Bu da iller arası bulaştırıcılığı arttırabilir. Alınacak önlemler de tasarlanacak açılma stratejileri de illerin vaka durumuna göre belirlenmeli. 

 'AŞILAMA YOK, AÇILMA SÜRECİNE ODAKLANMAK GEREK' 

'Genişletilmiş kısıtlamalar' olarak nitelendirdiği tam kapanma sürecinde vakaların belli oranda aşağı ineceğini ancak aşılama hızında yaşanan düşüklüğün 17 Mayıs’tan sonraki 'açılma süreci'ni daha da önemli kıldığını ifade eden Doç. Dr. Yavuz, şöyle konuştu:  
“Aşı tedarikinde yaşanan sıkıntılardan ötürü aşılama hızı çok yavaş ilerliyor. Bir yandan da mutant virüslerin baskın olduğu bir döneme girdik. Dolayısıyla bütün bunları bir araya getirdiğimizde kısıtlamalardan sonra gelecek ‘açılma’ sürecine odaklanmak gerekiyor. Dolayısıyla 17 Mayıs’ta geleceğimiz düzey ne olacaksa ondan sonraki açılma dönemi çok kritik olacak. ‘Genişletilmiş kısıtlamalara’ başlamadan önce büyük bir nüfus hareketi gördük; insanlar şehir değiştirdi. Şimdi 17 Mayıs’tan sonra yeniden bir nüfus hareketi yaşanacak. Bu da iller arası bulaştırıcılığı arttırabilir. Alınacak önlemler de tasarlanacak açılma stratejileri de illerin vaka durumuna göre belirlenmeli. Açılma sürecinde de kontrollü bir geçişin planlanması gerekiyor. Bu arada aşılama meselesinde de yavaş kalırsak aşının faydasından çok yararlanmayacağız.” 

'EKONOMİK, SOSYAL BİR PARÇALANMA YAŞANIYOR'

Yavuz, Türkiye’nin alacağı en önemli tedbirin 'aşılamayı hızlandırmak' olacağına dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Test stratejimizi başından bu yana hiç değiştirmedik. Testleri semptomu olanlara ve onların temaslılarına yaptığımız için, testlerin de sadece belirtisi olanları ve onların temaslılarını yakaladığını unutmamak gerekir. Toplum, bu kısıtlamada beklediği sosyal ve ekonomik desteği bulamadığı için artık tükenmiş durumdalar ve ekonomik, sosyal bir parçalanma yaşanıyor. Bu kısıtlamaları çok kademeli ve kontrollü bir şekilde kaldırmak, aşılamayı artırmak, mutant virüslerin yayılmasını engellemek için tedbirler almak gerekir. Yurt dışı uçuşlar bu açıdan belirli riskler oluşturabilir. Salgında ekonomik kaygılar Türkiye’yi zora sokmuş gibi görünüyor. Hükümet, ekonomik kaygılarla salgının kontrolünü elden kaçırmayacak bir denge kurmak zorunda.”

CEYHAN: TOPLUMDAKİ POZİTİF VAKA SAYISI DEĞİL, TEST SAYISI DÜŞTÜ

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a göre ise vaka sayısının 5 bin altına düşmesi bir kıstas veya hedef değil. Özellikle son dönemde günlük vaka sayılarında yaşanan düşme eğilimini 'kısıtlamalara' bağlamamak gerektiğine vurgu yapan Ceyhan, semptom göstermeyenlere test yapılmadığına dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Vaka sayılarının son dönemde düşmesinin nedeni alınan tedbirler değil. Biz bu tedbirlerin işe yarayıp yaramadığını ancak bir hafta 10 gün sonra görebiliriz. Türkiye’de hâlâ sadece belirtisi olan kişilere PCR testi uygulanıyor. Bu da hastalığı belirtisiz geçiren kişilere test yapılmadığı anlamına geliyor. Mutant virüslerin etkisiyle son dönemde hastalık genç yaş grubunda yoğunlaştı. Bu grubun hastalığı belirtisiz atlattığı, PCR testinin de sadece semptom gösterenlere yapıldığı düşünüldüğünde doğal olarak vaka sayısı düşük görünüyor. Yani belirti şikayetiyle başvuran kişi sayısı azalıyor. Ama bu durum pozitif vakaların azaldığı anlamına gelmez. Hedef, toplumdaki pozitif vaka sayısının düşmesidir. Bu durumda toplumsal aşılamanın önemine bir kez daha dikkat çekmek lazım. Aynı zamanda 17 Mayıs’tan sonra kontrolsüz bir açılma meydana gelirse ve topluma hala virüs pozitif kişi sayısı yüksek olur, kısıtlamalar da birden bire kaldırılırsa virüs yayılmaya devam eder.” 

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Bilimsel olarak vaka sayısında 5 bin altı ile üstü arasında değişen bir şey yok. Normalde kendimizi güvende hissetmemiz için toplumda virüs taşıyan kişi sayısının birkaç yüz vakaya inmesi gerekiyor. Çok yavaş ve sabırla tedbirleri kaldırmamız lazım

'VİRUS TAŞIYAN KİŞİ SAYISININ BİRKAÇ YÜZ VAKAYA İNMESİ GEREKİYOR'

“Hastalık genç nüfusa yayıldıkça belirtisiz kişi oranı artıyor ve dolayısıyla hasta sayısı düşüyor” diyen Prof. Dr. Ceyhan “Vaka sayısının 5 bin altına düşmesi ülkelerden turizm için gelen kişilere Türkiye’nin virüs açısından güveni olup olmadığı hakkında bir fikir vermez. Sayın Cumhurbaşkanı bir konuşmasında vaka sayılarının 5 bin altına düşmesi durumunda daha rahat planlama yapabileceklerini söyledi. Ama bilimsel olarak vaka sayısında 5 bin altı ile üstü arasında değişen bir şey yok. Normalde kendimizi güvende hissetmemiz için toplumda virus taşıyan kişi sayısının birkaç yüz vakaya inmesi gerekiyor. Çok yavaş ve sabırla tedbirleri kaldırmamız lazım” değerlendirmesinde bulundu.  

'TURİZM İÇİN HÂLÂ GÜVENLİ BİR ÜLKE DEĞİLİZ'

Prof. Dr. Ceyhan, mutant virüslerin tehlikeli bir şekilde yayılmaya devam ettiği dönemde ülke içinde kısıtlamalar gerçekleştirilirken, ülkeler arası virüsün yayılmasına kolaylık sağlandığına dikkat çekti, Türkiye’nin hala turizm için güvenli bir ülke olmadığını belirterek, şu noktalara vurgu yaptı: 
“Dünyada çok çeşitli mutant virüsler çok hızlı bir şekilde yayılmaya devam ediyor. Özellikle bu son dönemde giderek yayılan Hindistan varyantı sadece Hindistan’dan gelmiyor, 25 farklı ülkeye yayılmış. Bunların arasında İngiltere, Ukrayna var. Mesela biz, salgın kontrolü en kötü ve vaka sayıları en yüksek olan ülkeler arasında yer alan Ukrayna’ya PCR testi zorunluluğunu kaldırıyoruz.  Böyle olunca virusun yayılması için kolaylıklar sağlıyoruz neticede. Hükümet turizm sezonunu, 'Biz ekonomik nedenlerden dolayı turizm sezonunu açmak zorundayız, bu hareketle salgının olumsuz etkisinin farkındayız' diyerek açarsa ona bir lafım yok. Ama 'vaka sayılarını azalttık, artık turizm de iş yerleri de açılabilir' denirse bu yanlış olur. Turizm için hâlâ güvenli bir ülke değiliz.”