Yaşamının 28 yılına 10 sürgün sığdırdı

PTT memuru olarak çalıştığı yıllarda tam 10 defa sürgün edilen ve Türkiye’nin en ücra nahiyelerinde çalışan emekli memur Ahmet Parlak, “Devlet sürgün etti ama halk beni sevdi” diyor.

Google Haberlere Abone ol

Oktay Candemir

DUVAR - Yozgat’ta çalıştığı sırada diğer memurların kendisini ‘PKK’lı’ ilan etmesi üzerine 9 ay boyunca PTT’de konaklayan ve dışarı çıkamayan Parlak, yaşadıklarını “Ben devrimciyim, duygusalım, müfettişler bana ‘İnsanlara neden bu kadar iyi davranıyorsun?’ diyerek beni sürgünlere gönderdiler” diyerek anlatıyor. Çalıştığı yıllar boyunca hiçbir suça bulaşmayan ve temiz bir sicile sahip olan Parlak’ın tüm sürgünlerinin resmi gerekçesi ise ‘Görülen lüzum üzerine’ oldu.

Emekli PTT memuru Ahmet Parlak, 1960 yılında Van’ın Gevaş ilçesinde dünyaya geldi. Kendisini 78 Kuşağı olarak tanımlayan Parlak, o dönemlerde sağcılar tarafından saldırıya uğradı ve ayağından yaralandı. 12 Eylül darbesinin ardından bir süre cezaevinde kalan ve çeşitli işkencelere maruz kalan Parlak, tahliye olduktan sonra 1988 yılında Gevaş PTT Müdürlüğü’nde işe başladı. İşe başladığı ilk 2 ayın sonunda Zonguldak’ın Çaycuma İlçesi Perşembe Nahiyesine sürgün edildi.

Parlak sürgün edildi ama gönderildiği Perşembe PTT’sinde görev yapan veznedar, onu kabul etmeyeceklerini belirterek başka yere sürgün edilmesi için dönemin siyasilerine şikâyette bulundu. Devreye giren siyasiler Parlak’ın yeniden Van’a gönderilmesini sağladı.

YOZGAT’TA PKK’LI YAFTASI VE TEHDİTLER

İki aylık Zonguldak macerasının ardından Van PTT Müdürlüğüne atanan Parlak,  burada bir yıl çalıştıktan sonra Çatak PTT İlçe Müdürlüğüne sürgün edildi. Çatak’ta 1.5 yıl kalan Parlak, tam  Çatak’a alıştığını düşünürken, Yozgat’ın Kadışehir İlçesine sürgün edildi. Burada ilk aylarında çok zorlanan ve bazı kişilerin ‘PKK’lı’ şeklindeki ifadeleri yüzünden tehditlere maruz kalan Parlak, ilk 9 ayında PTT’den hiç çıkmadı ve geceleri PTT binasında konakladı.

Yozgat’ta 5 yıl kalan Parlak, ‘Görülen Lüzum üzerine’ Bartın’ın Ulus ilçesine sürgün edildi. Burada 4 yıl kaldı ama bu defa da gelen müfettiş tarafından yine ‘Görülen lüzum üzerine’ ibareli yazı ile Parlak’ın Van’ın Başkale ve ardından Özalp ilçesine gönderildi.

EV BULAMADIĞI ANTALYA’DA EMEKLİ OLDU

Özalp’ta 3 yıl kalan ve ardından Ağrı’nın Tutak ilçesine sürgün edilen Parlak, son olarak da yine Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine gönderildi.

Buradan Antalya’nın Manavgat ilçesine sürgün edilen Parlak, burada ‘Sakıncalı’ olduğu gerekçesiyle 40 gün boyunca ev bulamadı. Kendisine ev verilmeyen Parlak, Van’a geri dönmek zorunda kaldı ve emekli oldu.

28 yıl boyunca ‘Görülen lüzum üzerine’ 10 defa sürgün edilen ve Türkiye’nin birçok ilini, ilçesini dolaşan Parlak, sürgün yıllarını şöyle anlatıyor: “28 yıl boyunca yaşadıklarım en çok ailemi olumsuz etkiledi. 4 çocuğumla birlikte, adeta evim sırtımda oradan oraya gönderildim. Çocuklarımın eğitim hayatı çok sıkıntılı oldu. Hayatım yollarda geçti. Sürgünler üzerimde olumsuz etkiler bıraktı. Emekli oldum ve çilem bitti.”

‘DEVRİMCİLİK DUYGUSALLIKTIR’

Kendisini “Devrimci” olarak tanımlayan 60 yaşındaki Ahmet Parlak, “Devrimci olmak bir kere başlı başına duygusallığı doğuruyor. Halk benden ne istediyse taleplerini karşıladım. Bu yüzden mevcut sistem içinde kendime yer bulamadım. Maddi-manevi olarak herkesin yardımına koştum. Hayata enternasyonal bir pencereden bakıyorum ve asla ırk ayrımı yapmadım“ dedi.

Meslek hayatı boyunca yaşadığı sürgün cezalarının yanı sıra pek çok defa kınama, maaş kesintisi ve derecesinin düşürülmesi gibi cezalar aldığını da anlatan Parlak, “Ben hayatım boyunca hep doğruları yaptım. Asla boyun eğmedim, minnet eylemedim. Müdürlük yaptığım onca yıl boyunca tek bir insanın kalbini kırmadım ve asla bir memurumdan savunma istemedim. Mesela bir defasında okul okuyan bir memura 14 gün müsaade ettiğim için ‘Görevi kötüye kullandığım’ gerekçesiyle sürgün edildim” ifadelerini kullandı.

‘HALK BENİ SEVDİKÇE DEVLET BENİ SÜRGÜNE GÖNDERDİ’

Kürt ve 78 kuşağından olması nedeniyle büyük sıkıntılar yaşadığını ifade eden Parlak, “Türkiye’de Kürt olamıyorsun. Hiçbir şey yapmasan dahi gözünün üstünde kaş var diye suçluyorlar. En sevindiğim şey ise o kadar yer gezdim ve halk benden hiç şikâyetçi olmadı. Bir keresinde bir müfettiş neden vatandaşa bu kadar duygusal ve iyimser yaklaştığımı sordu. Halka çok iyi davranmanın bile sorun olarak görüldüğü zamanlar yaşadım. Beni her yere sürdüler ama asla istediğim bir yere göndermediler. 28 yıllık anılarımın tamamını yazacağım bir kitapta anlatacağım”

‘ŞİMDİ DURUMLAR DAHA KÖTÜ’

Eskilerle bugünler arasında kıyaslama yapan Parlak, “Şimdiki KHK’lıların durumuna baktığımda eski dönemler ehveni şerdi. Sürgün edilirdin ama asla sorgusuz sualsiz kimse bu kadar kolay işten çıkarılmıyordu” diyerek sözlerini bitirdi.