Asansörde ağır yaralanan işçi: Firma beni suçluyor

Seyrantepe metro durağındaki asansör arızalanınca yetkili firma işçi Enes Soylu 'arızayı acil gider' talimatı verdi. Ekibin müdahale etmesi gereken arızayı gidermek için tek başına görevlendirildiğini söyleyen Enes Soylu, ağır yaralandı. Soylu, “Firma yaşanan kazada beni suçluyor” diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstanbul'daki Seyrantepe metro durağındaki asansörde geçtiğimiz aylarda arıza meydana geldi. Arızayı gidermeye çalışırken asansörde sıkışan ve ölümden dönen 22 yaşındaki Enes Soylu, 4 ayda 5 hastane dolaştı. Soylu'nun arıza haberi gelince yetkili firma ThyssenKrupp yöneticilerinin kendisini arayarak, 'Arızayı acil giderin' talimatı verdiğini söylüyor. Soylu yaşanan kazada firmanın kendisini suçladığını anlatıtı. Annesinin yardımıyla temel ihtiyaçlarını gideren Soylu, “Olayın üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Orada zor şartlar altında çalışan bir çok arkadaşım var” dedi.

'SEN KUSURLUSUN DEDİLER...'

Soylu, asansör şirketinde geçtiğimiz yıl çalışmaya başladı. Şirket geçtiğimiz Ağustos ayında Soylu'ya, Seyrantepe metro durağındaki asansörde arıza olduğunu belirterek buraya gitmesi için talimat verdi. Soylu, arızayı gidermeye çalışırken başına gelenleri şöyle anlatıyor:

“Normalde arızalara iki kişi gitmemiz gerekirken eleman eksikliğinden dolayı beni tek kişi gönderdiler. İş yeri, 'Arızayı acil giderin' dedi. Asansörü açtığımda alt kapıda sorun buldum. Ama asansörün bulunduğu istasyonda bariyer eksikliği vardı. Arızayla ilgilenirken yolculardan biri butona bastı ve asansör hareket etti. Stop düğmesine her ne kadar bastıysam da asansör durmadı. Belim sıkışıktı. Şu an belimde omurga kırığı var.”

Soylu, hastanede yaşam savaşı verirken kazadan birkaç gün sonra çalıştığı firmadan 3 yetkilinin kendisini ziyarete geldiğini ve kendisine, 'sen kusurlusun' denildiğini söylüyor: “Henüz nasıl olduğumu sormadan beni kusurlu buldular. Hastanede yatarken, başka bir işçi yanımdaki yatakta yatıyordu. Patronu da işçinin hemen yanı başında duruyordu. Onu görünce ister istemez üzüldüm. Çünkü iş yerimden arkadaşlarımdan başka patronlar yanımızda durmadı.”

Anne Yılmaz: Firma olayın üstünü örtmeye çalışıyor ama biz bu olayın peşini bırakmayacağız.

'DOKTOR FELÇLİ KALABİLECEĞİMİ SÖYLEDİ'

Soylu ve annesi bu süreçte 5 hastane gezdi. Maddi olarak zor duruma girdiklerinde şirketi aradıklarını belirten Soylu, şirketten şöyle bir cevap aldığını belirtiyor: “Şirkete hastane masraflarımı karşılayamayacağımı söyleyerek bana yardım etmelerini rica ettim. Az bir miktar para gönderdiler. Ama bu parayı gönderirken de 'Bize bu parayı geri ödeyeceksin' dediler. Ben de SGK'dan bir kısım para alıp annem de üzerini tamamladıktan sonra paralarını geri gönderdim. Bahsettiğim miktar da 3 bin 600 TL. Çalıştığım şirket bizimle muhatap olmamak için ellerinden geleni yaparak olayın üstünü kapatmaya çalıştı. Kendilerine dava açacağımı söylediğim an arkadaşlarıma 'Boşuna uğraşmasın o davayı hemen kaybeder' demişler. Büyük firma oldukları için her şeyi yapabileceklerini düşünüyorlar. Doktorum hayatım boyunca felçli kalabileceğimi söyledi. Kaza anında hastaneye kaldırıldığımda doktorlar ölebileceğimi söylemiş. Her şey olabilirdi. İşçiler neden bu kadar değersiz görülüyor? Emekçilerin hakkını ödememek için her şeyi yapabileceklerini düşünüyorlar. Ama ben hukuki süreci başlatarak elimden geleni yapacağım.”

'BAŞKA İŞÇİ AİLELERİNİN CANI YANMASIN'

Anne Birsen Yılmaz ise oğlunu bu süreçte 1 dakika bile yalnız bırakamadığını söylüyor. Yılmaz, oğlunun hastane süreci içerisinde çalıştığı butik işletmesinin kirasını bile ödeyemediğini söyleyerek; “Benim canımı acıttılar başka işçi ailelerinin canı yanmasın” dedi ve şöyle devam etti:

“Oğlumla ne çektiğimizi kimse bilemez. Hastane, hastane gezdik. Bu süreç içerisinde çok yalnız bırakıldık. Patronlar işçi ailelerine böyle mi davranıyor? İnsani olarak bunların etik olmadığını görmeleri lazım. Oğlum taburcu olduktan sonra evimize gelip Enes'in durumunu sorabilirlerdi. Bu çok zor bir şey değil. Ama anladım ki canımızın onlar için bir önemi yok. Bütün patronlar, işçileri ve ailelerini basit bir işçi ailesi olarak görebilirler. Ama böyle olmadığını öğrenmeleri gerekiyor. Bu firma olayın üstünü her ne kadar örtmeye çalışsa da biz bu olayın peşini bırakmayacağız. Gereken bütün hukuki yollara başvuracağım. Orada sadece benim oğlum değil benim oğlum gibi onlarca genç çalışıyor. Onların Alman veya Amerika firmalarının olması beni haklı mücadelemden vazgeçirtmeyecektir.”

Soylu ve annesi avukatları aracılığıyla uğramış oldukları zararın tazmini için İstanbul İş Mahkmesi'ne başvurdu.

ŞİRKET: İŞÇİNİN KUSURLU OLDUĞU RAPORLARDAN ORTAYA ÇIKTI

Konuyla ilgili aradığımız ThyssenKrupp asansör şirketinden bir yetkili ise şunları söyledi: "İşçinin özel sigortası bizde hala devam ediyor. Olay yerinde tutulan raporlardan işçinin hala kusurlu olduğu ortaya çıktı. Ayrıca kendisiyle hastanede 3 kez yüz yüze görüşme sağlandı."